Kıbrıs davasında sona mı geldik?

Kıbrıs'ta neler oluyor?KKTC Cumhurbaşkanı Talat ile Rum lideri Hristofyas arasında 50 küsur müzakere yapıldı, imzalar atıldı, KKTC'nin ve Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren çok önemli kararlar alındı ama hepsi kapalı kapılar ardında?Ne olduğunu, ne gittiğini ne Kıbrıs Türk halkı biliyor ne de Türkiye'deki millet?Veren veriyor, alan alıyor, ama kendi geleceği ve toprakları hakkında yapılan pazarlıklardan Kıbrıs Türk halkının haberi yok.Arada bir müzakerelerle ilgili sızma bilgiler oluyor, ama bunlar da Rum kesiminden geliyor. Bizimkiler diyebileceğimiz KKTC'li temsilciler ise verdikleri tavizlerden ötürü korku içinde olacaklar ki sessiz kalmayı tercih ediyor.Rum Kesimi'nin en üst yetkililerinden gelen açıklamaları da KKTC'li teykililer yalanlayamıyor, çünkü maalesef hepsi doğru?Son açıklama Rum Lideri Hristofyas'tan geldi. Hristofyas, Mehmet Ali Talat ile "tek egemenlik, tek vatandaşlıklı federasyon ve Türk askerinin Kıbrıs'tan ayrılması" konusunda uzlaştıklarını açıkladı.Rum basınına verilen demeçte ifadeler aynen şöyle:"Talat'la çözümün federasyon olacağı, tek egemenliği, tek vatandaşlığı, tek uluslar arası teslimiyeti olacak bir devlet olacağında birleşik Kıbrıs'ın askersizleştirilmiş olacağında ve Türk ordusunun asla olmayacağında anlaştık"Eğer bu noktalarda uzlaşma gerçekten sağlandıysa -ki ateş olmayan yerden duman yükselmez- Türkiye ve Kıbrıs Türk halkı 1974'te haklı olarak yaptığı operasyon sonucunda elde ettiği bütün kazanımları Rum'un eline devretmiş olacak.  KKTC lağvedilecek. Türk halkı aynen 1974 öncesi gibi Rum'un insafına bırakılacak. Türk halkı "tek egemenlik" adı altında Rum'un egemenliği altına girecek.Türk askeri Ada'dan çıkarılacak ve egemenliğini de devreden Kıbrıs Türk halkı tamamen savunmasız kalacak.Mevcut durumda bile saldırganlıktan zere kadar taviz vermeyen, 1974 öncesi Türkleri katleden EOKA'cılara ödül üstüne ödül veren Rumlar, sizce nasıl bir tutum içine girer? Benim tahminim, 1974 öncesini bile aratacak cinsten zulümlere imza atacaklardır. Bu noktaya KKTC'li yetkilerle yapılan müzakerelerle gelindiğinden Türkiye'nin garantörlük hakkı da aslında bir nevi elinden alınmış oluyor.  Ve bu sefer KKTC Cumhurbaşkanı Talat'ın şahsında Kıbrıs Türk halkı da bütün olacakları kabullenmiş oluyor.   Hristofyas'ın basına yaptığı bu açıklama, 50 küsur görüşmede karşılıklı atılan imzaların sadece bir kısmı. Bilemediğimiz daha neler var neler?Kıbrıs'lı Rumların KKTC aleyhine açtıkları toprak ve mal davalarına bakılırsa -ki 1700 davadan bahsediliyor, sadece 2 tanesine 54 milyon dolar ödendi- Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs'ta barınacak bir çadır bile bulması zor olacak.Bu durumu, "Kıbrıs kamburdur, yüktür, verelim gitsin" diyen zavallı Türk siyasilerin anlaması, kavraması zordur. Onlar milli kazanımlar için tırnaklarını bile feda etmediklerinden dolayı vermeleri, harcamaları kolaydır.Ama bizler bu vatanın evlatları olarak şunu bilmeliyiz ki, Kıbrıs davasını kaybedersek, Anadolu'yu kaybederiz. Anadolu'nun müdaafası Kıbrıs'tan başlar.Pasif ve tavizkar taşeron siyasi anlayışımız devam ettiği müddetçe,  bugün Kıbrıs'ı isteyenler yarın Ankara'yı istemekten çekinmeyeceklerdir.İşte o zaman Kıbrıs'ın, KKTC'nin önemini anlayacağız ama iş işten geçmiş olacak.