Tarımda Türkiye, yerinde saysa emin olun bugün olduğumuz durumdan daha iyi bir durumda olurduk.
Tarım konusunda kaydedilen ilerleme açısından ülkeleri kıyasladığımızda Türkiye'nin nasıl gerilediğini açıkça görebiliyorsunuz.
1.4 milyar nüfuslu Çin, 1990 yılında 98 milyon ton buğday üretirken 2020 yılında buğday üretim miktarı 134 milyon tona ulaşmış. Çin'in 30 yılda nüfusu 300 milyon artarken buğday üretimi 34 milyon ton artmış.
Bir diğer ülke Hindistan.
1.3 milyar nüfuslu Hindistan, 1990'da 50 milyon ton buğday üretirken, 2020'de üretimini 108 milyon tona çıkarmış.
30 yılda nüfusu 439 milyon kişi artan Hindistan buğday üretimini ise 68 milyon ton artırmış.
Rusya, 1990 yılında 45 milyon ton buğday üretirken 2020'de bunu 86 milyon tona yükseltti. Artış 30 yılda 41 milyon ton.
Pakistan 1990'da 14 milyon ton buğday üretirken 2020'de bunu 25 milyon tona çıkarmış. Bu dönemde nüfusu ise 114 milyon artmış Pakistan'ın.
Ukrayna, 2000 yılında 10 milyon ton buğday üretirken, 20 yılda bunu 15 milyon ton artırarak, 2020'de 25 milyon tona çıkarmış.
1 Ocak 1990'da Ukrayna'nın nüfusu 52 milyon kişi idi ve bugün yaklaşık 10 milyon daha düşüktür. Bunun nedeni Rusya tarafından ilhak edilen Kırım ve Sivastopol bölgeleri nüfusunun dahil edilmemesi.
1990'da 15 milyon ton buğday üreten Almanya ise 2020'de bu üretimini 22 milyon tona çıkarmış. Bu 30 yılda Almanya'nın nüfusu ise sadece 4 milyon artmış.
Peki, Türkiye olarak biz bu 30 yılda buğday üretimi konusunda ne yapmışız?
Ne siz sorun ne de ben söyleyeyim.
1990'da 20 milyon ton buğday üreten Türkiye'nin üretimi 2020'de 20.5, 2021 yılında ise 17.7 milyon ton seviyesinde kaldı.
Bu 31 yılda Türkiye'nin buğday üretimi gerilerken nüfusumuz tam 30 milyon artarak 54 milyondan 84 milyona çıktı.
Tarımda ülkemizin içinde bulunduğu bu manzarayı 'esaret' olarak niteleyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, "Buğdayını, etini, sütünü, bilimini ve sanatını kendin ürettiğin sürece özgürsün" demişti.
Atatürk'ün sıralamaya buğday, et ve sütten başlaması ne kadar güzel bir mesaj değil mi?
Tarıma Atatürk gibi bakmayan hiçbir kimse, hiçbir hükümet sorunları çözemez.
Merhum Hocam Prof. Dr. Haydar Baş'ın yazdığı ve Bağımsız Türkiye Partisi'nin ekonomi programını oluşturan Milli Ekonomi Modeli, ülkemizi her alanda olduğu gibi tarımda da hak ettiği seviyeye hızla yükseltecek projelere sahip yegâne çözümdür.
Milli Ekonomi Modeli'nde devlet, AKP'li yıllarda olduğu gibi çiftçisine rakip değil, yoldaş olacaktır.
Tıpkı Atatürk döneminde olduğu gibi çiftçi daha tarlasına tohumu atmadan devlet avansını onun cebine koyacak.
Çiftçi üretecek, devlet alım garantisiyle o ürünleri üreticinin kâr edeceği şekilde satın alacaktır.
Bu projeler hayata geçtiğinde Türk çiftçisinin hiçbir sorunu kalmayacak.
En önemlisi de bugün tarımda kendilerine gelecek göremeyen gençlerimiz geleceklerini tarımla abat edecekler.
Onlar üreterek kalkınacak, devlet ise çiftçisine destek vererek güçlenecek.
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024