Türkmen şehri Kerkük'ün Barzani'ye bağlanma süreci hızlandı.
Kerkük'ün Türkiye için üç büyük önemi var: Birincisi, burası Türkmen şehri, asırlardır Müslüman Türk medeniyetinin önemli ve simge şehirlerinden; ikincisi burada yaşanan her gelişme yarın bir gün Diyarbakır, Mardin ve diğer güneydoğu illerimiz için de planlanıyor; üçüncüsü ise hala burası tapulu arazimiz ve buranın petrollerinden bizim de payımız var.
Ama maalesef 2003 Irak işgalinde, bizim üslerimizi ve topraklarımızı kullanarak Irak'a giren ABD askerleri Bağdat'ı işgal ederken, onlardan destek alan Barzani'nin peşmergeleri de eş zamanlı olarak Kerkük'e girmişti.
Yani Kerkük'ün bugün bu noktaya gelmesinde payımız büyük?
Kerkük'ün Barzani'ye bağlanma projesi, Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) bir parçası; BOP da, Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllardır gerekçeleriyle ifade ettiği gibi, "ABD'nin kendisine vatan açma projesi"?
Ve yıllardır bu önemli tespiti dikkate almayan siyasilerimiz, "BOP'ta bizim de misyonumuz var" diyerek bu kapsamda ABD'ye her türlü desteği verdiler.
Bugün niye bunlar oluyor deyip ah vah etmenin hiçbir anlamı yok.
Milletimizin aynı vurdumduymazlığı devam ederse, içimizde öngörü sahibi Prof. Dr. Baş'ın yaptığı uyarıları dikkate almaz da, aynı bakış açısıyla devam ederse, yarın kendi illerimiz için de ah vah etmenin hiçbir anlamı kalmayacak.
Şimdi bu genel uyarıları ifade ettikten sonra, Kerkük'le ilgili son gelişmeleri sizlere aktaralım ama sizden ricam lütfen bu satırları okurken Kerkük'ün yerine Diyarbakır'ı koyarak, Mardin'i, Şanlıurfa'yı, Gaziantep'i koyarak okuyun.
2003 yılından bu yana Kerkük'te demografik yapı yaşanan peşmerge göçüyle değiştirilmeye çalışıldı, statkondular inşa edildi, tapu kayıtları, tarihi deliller ortadan kaldırıldı, Kerkük'ün başta Türkmenler olmak üzere yerli halkı ya göç ettirildi ya da sindirildi ve bunda da maalesef başarılı olundu.
Sonuçta atanan Kerkük Valisi PKK'lı ve Barzani yanlısı, Kerkük İl Meclisi de ona bağlı? Vali sözde Kürdistan bayrağı asma kararı aldı, Kerkük Meclisi önce bunu onayladı. Ardından Irak Merkezi Hükümeti bu kararın iptali için İl Meclisi'ne baskı yaptı ve bayrak kararı iptal edildi. Bu sefer, Vali, kamu kurum ve kuruluşlarına sadece Irak bayrağı asılması kararının yasal olmadığını ve uygulamayacaklarını açıkladı. Son karar bu, yani peşmerge bayrağı inmeyecek.
Bayrak tartışmaları devam ederken, Kerkük İl Meclisi'nde daha önemli bir gelişme yaşandı ve Barzani'nin bölgesine katılmak için referandum çalışmalarına başlandı.
41 üyesi olan Kerkük İl Meclisi'nde 22 üyenin imzası alındı. Arap üyelerden de imza talep ediliyor, alınabilir mi, her türlü baskı var, neden alınmasın?
Kerkük için karar verilmiş, bunu hayata geçirmek için her türlü şeyi yapacaklar, bunda hiç şüphe yok. Ok yaydan çıkmış bir kere?
Kerkük'te bu bayrak ve bağlanma çalışmaları sürerken, Barzani de Kerkük'ü kabule hazırlanıyor. Barzani, Irak Hükümeti'nin Kerkük'ün statüsünü belirleyen Anayasa'nın 140. maddesinin gereğini yapmadığını savunurken, nasıl Irak bayrağı dalgalanıyorsa, peşmerge bayrağının da dalgalanması gerektiğini iddia ediyor.
Bağımsızlık için Kerkük'ü bekleyen ve burayı başkent olarak düşünen Barzani'nin bu aşamadan sonra Kerkük'ten geri adım atması söz konusu değil.
Barzani, geçtiğimiz günlerde BM'den de bağımsızlık desteği aldı.
Tabi, her zaman olduğu gibi en büyük destekçisi de ABD?
Trump'ın başdanışmanlığına seçilen damad Kushner, apar topar Irak'ın Başkenti Bağdat'a ziyaret gerçekleştirdi hem de ABD Genelkurmay Başkanı Dunford'la?
Görüşme son derece gizli tutuluyor ama benim kanaatimi sorarsanız en önemli başlık Barzani'nin bağımsızlığı ve Kerkük'teki gelişmeler? Gündemde Musul da var ama bu bugünkü konumuz değil? İbadi hükümetine verilen mesaj ise gayet net ve açık: "Kerkük'teki peşmerge bayrağına müdahale etme, Barzani'ye bağlanmasına göz yum, Barzani'nin bağımsızlığına da asla engel olma." Bunun böyle olduğunu yakında göreceğiz.
Yine altını çizelim, Kerkük'te, Musul'da, Irak ve Suriye'nin kuzeyinde yaşanan gelişmeleri, Prof. Dr. Baş'ın ısrarla vurguladığı "ABD kendine vatan açıyor" bakış açısıyla görmezsek, inanın yaptığımız her yorum yanlıştır ve ülkemizi tehdit eden gelişmeler hakkında hiçbir fikrimiz yoktur.
Yaşananlar hakkında doğruyu göremeyen de ülkemizi çözüme değil, çözülmeye, zifiri bir karanlığa götürür.
Kerkük'ün Türkiye için üç büyük önemi var: Birincisi, burası Türkmen şehri, asırlardır Müslüman Türk medeniyetinin önemli ve simge şehirlerinden; ikincisi burada yaşanan her gelişme yarın bir gün Diyarbakır, Mardin ve diğer güneydoğu illerimiz için de planlanıyor; üçüncüsü ise hala burası tapulu arazimiz ve buranın petrollerinden bizim de payımız var.
Ama maalesef 2003 Irak işgalinde, bizim üslerimizi ve topraklarımızı kullanarak Irak'a giren ABD askerleri Bağdat'ı işgal ederken, onlardan destek alan Barzani'nin peşmergeleri de eş zamanlı olarak Kerkük'e girmişti.
Yani Kerkük'ün bugün bu noktaya gelmesinde payımız büyük?
Kerkük'ün Barzani'ye bağlanma projesi, Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) bir parçası; BOP da, Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllardır gerekçeleriyle ifade ettiği gibi, "ABD'nin kendisine vatan açma projesi"?
Ve yıllardır bu önemli tespiti dikkate almayan siyasilerimiz, "BOP'ta bizim de misyonumuz var" diyerek bu kapsamda ABD'ye her türlü desteği verdiler.
Bugün niye bunlar oluyor deyip ah vah etmenin hiçbir anlamı yok.
Milletimizin aynı vurdumduymazlığı devam ederse, içimizde öngörü sahibi Prof. Dr. Baş'ın yaptığı uyarıları dikkate almaz da, aynı bakış açısıyla devam ederse, yarın kendi illerimiz için de ah vah etmenin hiçbir anlamı kalmayacak.
Şimdi bu genel uyarıları ifade ettikten sonra, Kerkük'le ilgili son gelişmeleri sizlere aktaralım ama sizden ricam lütfen bu satırları okurken Kerkük'ün yerine Diyarbakır'ı koyarak, Mardin'i, Şanlıurfa'yı, Gaziantep'i koyarak okuyun.
2003 yılından bu yana Kerkük'te demografik yapı yaşanan peşmerge göçüyle değiştirilmeye çalışıldı, statkondular inşa edildi, tapu kayıtları, tarihi deliller ortadan kaldırıldı, Kerkük'ün başta Türkmenler olmak üzere yerli halkı ya göç ettirildi ya da sindirildi ve bunda da maalesef başarılı olundu.
Sonuçta atanan Kerkük Valisi PKK'lı ve Barzani yanlısı, Kerkük İl Meclisi de ona bağlı? Vali sözde Kürdistan bayrağı asma kararı aldı, Kerkük Meclisi önce bunu onayladı. Ardından Irak Merkezi Hükümeti bu kararın iptali için İl Meclisi'ne baskı yaptı ve bayrak kararı iptal edildi. Bu sefer, Vali, kamu kurum ve kuruluşlarına sadece Irak bayrağı asılması kararının yasal olmadığını ve uygulamayacaklarını açıkladı. Son karar bu, yani peşmerge bayrağı inmeyecek.
Bayrak tartışmaları devam ederken, Kerkük İl Meclisi'nde daha önemli bir gelişme yaşandı ve Barzani'nin bölgesine katılmak için referandum çalışmalarına başlandı.
41 üyesi olan Kerkük İl Meclisi'nde 22 üyenin imzası alındı. Arap üyelerden de imza talep ediliyor, alınabilir mi, her türlü baskı var, neden alınmasın?
Kerkük için karar verilmiş, bunu hayata geçirmek için her türlü şeyi yapacaklar, bunda hiç şüphe yok. Ok yaydan çıkmış bir kere?
Kerkük'te bu bayrak ve bağlanma çalışmaları sürerken, Barzani de Kerkük'ü kabule hazırlanıyor. Barzani, Irak Hükümeti'nin Kerkük'ün statüsünü belirleyen Anayasa'nın 140. maddesinin gereğini yapmadığını savunurken, nasıl Irak bayrağı dalgalanıyorsa, peşmerge bayrağının da dalgalanması gerektiğini iddia ediyor.
Bağımsızlık için Kerkük'ü bekleyen ve burayı başkent olarak düşünen Barzani'nin bu aşamadan sonra Kerkük'ten geri adım atması söz konusu değil.
Barzani, geçtiğimiz günlerde BM'den de bağımsızlık desteği aldı.
Tabi, her zaman olduğu gibi en büyük destekçisi de ABD?
Trump'ın başdanışmanlığına seçilen damad Kushner, apar topar Irak'ın Başkenti Bağdat'a ziyaret gerçekleştirdi hem de ABD Genelkurmay Başkanı Dunford'la?
Görüşme son derece gizli tutuluyor ama benim kanaatimi sorarsanız en önemli başlık Barzani'nin bağımsızlığı ve Kerkük'teki gelişmeler? Gündemde Musul da var ama bu bugünkü konumuz değil? İbadi hükümetine verilen mesaj ise gayet net ve açık: "Kerkük'teki peşmerge bayrağına müdahale etme, Barzani'ye bağlanmasına göz yum, Barzani'nin bağımsızlığına da asla engel olma." Bunun böyle olduğunu yakında göreceğiz.
Yine altını çizelim, Kerkük'te, Musul'da, Irak ve Suriye'nin kuzeyinde yaşanan gelişmeleri, Prof. Dr. Baş'ın ısrarla vurguladığı "ABD kendine vatan açıyor" bakış açısıyla görmezsek, inanın yaptığımız her yorum yanlıştır ve ülkemizi tehdit eden gelişmeler hakkında hiçbir fikrimiz yoktur.
Yaşananlar hakkında doğruyu göremeyen de ülkemizi çözüme değil, çözülmeye, zifiri bir karanlığa götürür.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025