Son günlerde Türkiye çapında bir kampanyanın gazetelerde ve televizyonlarda duyurularını, ilan ve reklamlarını görmeye başladık. Büyük ilan ve reklam paraları ödenerek başlatıldığı belli olan bu kampanya neyin nesidir diye kendime sorarken, aşina bir yüz karşıma çıktı. "Herkes onu okuyor" isimli kampanyanın içinde yer alan ve Refik Haylamaz'ın Peygamber Efendimiz isimli kitabı gene karşıma çıktı. Bu yüzü unutmam mümkün değil. Hatırlanacağı gibi, kitabın 252. sayfasında Peygamber Efendimizle ilgili yer alan sözler, hayli tartışma yaratmış ve Diyanet İşleri Başkanlığı da bu ifadelerin "Dini hassasiyetle bağdaşmadığını" açıklamıştı. Üstelik bu kitapların dağıtımına o tarihlerde, Türkiye'nin her yerinde devletin resmi kurumları resmen aracılık etmişti. Bugün inlerinden çıkarılmaya çalışılanlar, "Çete" olmakla suçlananlar, İktidarın güvenli koltukları altında bu faaliyeti yürütüyordu. Biz bu kampanyayı yürütenlere ve cemaatlere çete demedik ama ta o tarihlerde ÇETELE koyduk. Bu çetele de bugün bu aşina yüzü hemen tanımamıza vesile oldu."Şimdi durduk yerde bu kampanya, böyle büyük reklamlarla ve tam 118 noktada düzenlenecek törenlerle neden yeniden başladı?" diye kendi kendime sordum. Cevabını da bunca yıllık siyasi tecrübelerimin ışığında vermeye çalıştım.17 Aralık operasyonu ve bundan sonra başlayan İktidar-cemaat çatışmasını anlatmaya gerek yok. Bu operasyondan sonra, Başbakan Tayyip Erdoğan hemen her yerde; bu yer havaalanı olsun, meydan mitingleri olsun, toplantılar olsun; hatta evinin önünde biriktirilmiş kalabalıklara seslenerek, cemaat için söylemediğini bırakmamıştır. Başbakan'ın bu tavrı, cemaatin daha sonra alttan alma ve ateşin hızını azaltma çabalarına rağmen azalmamıştır. Polis teşkilatlarına yapılan operasyonları, Adalet mekanizması üzerinde yapılmaya çalışılan operasyonlar izlemektedir. İktidar hamlelerinin daha nerelere kadar uzanacağı belli değildir. Cemaat bütün bu gelişmeleri izledikten ve bir süre bekledikten sonra, iktidara anlayacağı dil olduğunu düşündüğü karşı hamleyi başlatmaktadır. Mitinglere ve cemaat üzerinden yürütülen siyasi kampanyalara, işte tam bu noktada "Herkes onu okuyor "kampanyası ile karşılık verilecektir. Bu kampanya ile cemaat 118 noktada düzenlenecek törenleri gövde gösterisi haline getirecektir. Bu resmi ben böyle okudum. Yanılmadığımı da ileriki günler ve törenler gösterecektir. Benim hassasiyet gösterdiğim, bu işlere Peygamber efendimize halkımızın olan hassasiyetlerinin alet edilmesidir. Çok yanlış ve tehlikeli bir oyun ortaya konulmaktadır. Bu silah geri tepecektir. Türkiye'nin önümüzdeki günlerde yeni gelişmeler sahne olacağını görmek için müneccim olmaya gerek yok. Bilemediğimiz şey ise, bu gelişmelerin nereye kadar uzanacağıdır.Daha önce bir vesile ile anlatmıştım. Doğu'da tipiye tutulanlar, rüzgâra omuz verip yürümeye çalışırken, birden bir ayak iziyle karşılaşırlarmış,"Ha, demek buradan birisi geçmiş" der ve izleri daha hızlı takibe koyulurlarmış.Derken izler ikileşir üçleşir ve neticede en ümitlendikleri anda zavallılar donup kalırlarmış.Ertesi gün cesedi bulanlar;"Kendi izine düşmüş, hep aynı yerde dönenmiş biçareler" derlermiş.İktidar ve cemaat adeta tipiye tutulmuş gibiler, izlerini bulabilmek için çırpındıkları da ortada, bu arada dilerim ki; kendi izlerine düşmüş olmasınlar. Bir yol bulduk diye sevinirken, her ikisinin de kendi izlerinde donup kalmaları mukadder.ALLAH KİMSEYİ KENDİ İZİNE DÜŞÜRMESİN!
77Taner Erdoğan / diğer yazıları
- Biz Muz Cumhuriyeti değiliz / 26.01.2014
- Kendi izinde donup kalmak / 17.01.2014
- Kandil'e yağ damladı / 02.04.2013
- Kendi izinde donup kalmak / 17.01.2014
- Kandil'e yağ damladı / 02.04.2013