Batılılar, ekonomik sorunlara çözüm bulamadıklarını artık itiraf ediyorlar. İtirafçılardan biri olan Peter F. Drucker diyor ki : "Ekonomi bir türlü yürümedi. Neyi denediysek boş çıktı. Modern ekonominin teorilerinin temel varsayımları akıl dışı ve geçersizdir" (Bkz. Gelecek İçin Yönetim, s. 33). Batılıların, böyle bir sonuçla karşılaşmaları gayet doğaldır. Çünkü, "insanı tam manası ile tarif etmeden onunla ilgili hiçbir meseleyi çözüme kavuşturamayız" (Bkz. Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli, s. 38). Batılılar, insanı tam olarak tarif edemedikleri ve tanıyamadıkları için, üzerinde en çok durdukları ekonomide bile, bir çözüm ortaya koyamadılar. Koyamazlardı, zira ekonomi için en büyük tehlike ve tehdit insanı kabul ederek, ilk adımlarını yanlış atmışlardı. Bir papaz olan Malthus, nüfus teorisinde bu tezi ileri sürerek, nasıl bir Tanrı'ya inandığını da göstermiş oldu. "Gerçekte artan dünya nüfusu bir tehlike değildir, kaynakların kıt olmadığından yola çıkılarak, bu kaynaklardan optimal ve adilâne bir şekilde herkesin istifade edeceği bir sistem hayata geçirmek mümkündür" (A.g.e., s. 38). Batılılar, bunu yapmak yerine, Batılı olmayanları, bazen de kendi kendilerini öldürerek, kaynaklara sahip olma savaşına giriştiler ve halen de bunu sürdürüyorlar. Öyle ki, insanları en az maliyetle, en kısa zamanda, kitleler halinde öldürmek için yollar arıyorlar, buldular da. Meselâ, Amerika kıtasında, İngilizler, battaniyelere çiçek hastalığı mikrobu bulaştırıp yerli Kızılderililere verdiler ve topluca ölmelerini sağladılar. "Canım, o geçmişte idi. Şimdi böyle şeyler yapmazlar. Bakınız, insan haklarından, demokrasiden söz ediyorlar. Dahası, bu değerlerin yaygınlaşması için çalışıyorlar" diyen aklı evveller çıkabilir. Bu kişilere, geçen sene Teksas Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Eric R. Pianka'nın, Teksas Bilimler Akademisi'nde 400 bilim adamına yaptığı konuşmayı hatırlatmak isteriz. Prof. Dr. Pianka, söz konusu konuşmasında şöyle diyordu: "Büyük ölçüde nüfusun küçülmesi gerekir. Ama, savaş ve açlık dünya nüfusunu azaltmaz. AIDS iyi bir yöntem gibi görünüyor. Ancak yavaş seyredip az insan öldüreceği için etkili değil. Ebola, çok hızlı ve kolay yayılan bir hastalık. Öldürme oranı da çok yüksek. Dünyanın çeşitli yerlerinde Ebola salgını yaratırsak, insanların yüzde 90'ı ölür. Bu sayede geriye kalan yüzde 10'luk kesim refah içinde yaşar". Prof. Dr. Pianka'yı dinleyen 400 bilim adamından birisi çıkıp, ona tepki gösterdi mi? Hayır, tam aksine çılgınca alkışladılar. Bu alkışlar, "biz de aynı şeyleri düşünüyoruz, fakat söylemeye cesaret edemiyoruz, seni cesaretinden dolayı kutlarız" manası taşıyordu.Dikkat ediniz, Batılılar, insanları yaşatmak için değil, öldürmek için kafa yoruyorlar. Devlet Departmanı'nın kirlilik işleri ofisine (OPA) bağlı Lâtin Amerikan dava memuru Thomas Ferguson'un şu sözlerine kulak veriniz ve Batılıların neler düşündüklerini görünüz: "Tüm çalışmalarımızın arkasında bir tek amaç yatıyor, nüfusu azaltmak. Bunu ya bizim yolumuzla yaparlar, güzel-temiz yöntemlerle, ya da başlarına El Salvador, İran ya da Beyrut'taki gibi belâlar açılır. Nüfus politik bir konudur. Nüfus kontrolden çıkarsa, azalması için otoriter bir yönetim gerekir, hatta faşizm". (Bkz. Muharrem Bayraktar, Büyük Oyunların Bataklığında, s. 107-108). Kaynakların kıtlığı, yetersizliği inancı, şeytani bir inançtır. Bu şeytani inanca sahip olanlar, işte böyle şeytani projeler üzerinde yoğunlaşıyorlar. Dünya nüfusunu azaltmak, bazı ırkların soyunu kurutmak için biyolojik savaş teknolojisini geliştirmek, bu projelerden birisidir. O bakımdan, son yıllarda kene ısırmasıyla meydana gelen ölümleri de biyolojik savaşın bir parçası olarak değerlendirmek gerekir. Nitekim birçok uzman, kenenin CIA ve FBI'nın biyolojik silâhlar listesinde yer aldığını, ifade etmektedir. Bir başka deyişle, 'Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi' (KKKA) salgınını ve diğer salgın hastalıkları, biyolojik savaş çerçevesinde ele almak zorundayız. Aksi halde, zaman çok geçmiş olabilir.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018