Bildiğiniz gibi Katil Öcalan, makbul Öcalan oldu.
Açılım saçılım derken adam bir numaralı barış aktörü (!) yapılıverdi.
İmralı adıyla anılmaya başlanan terörist başına ziyaretlerin ardı arkası kesilmiyor.
40 bin kişinin katili olan terörist başından bir barış güvercini çıkarmayı başaran siyasilerimizi tebrik ediyoruz.
Gerçekten büyük iş başardılar!
Durmak yok yola devam diyorlar, bundan sonra neyle karşılaşacağımızı tahayyül bile edemiyorum.
Katil Öcalan, makbul Öcalan oldu demiştik.
Oysa Türk halkı yıllardır bu şahsın makbul değil maktul olmasını yani idam edilmesini bekliyordu.
Milli irade diyenler gayri milli iradenin emrinde olduğu için karşımıza böyle bir tablo çıkıverdi.
Makbul-maktul meselesinin asıl kahramanını biliyorsunuz, Muhteşem Yüzyıl dizisiyle yeniden gündeme gelen Pargalı İbrahim Paşa.
O Osmanlı'ya büyük hizmetlerde bulunmuş bir paşaydı.
Bildiğiniz gibi şimdilerde Öcalan için paşa olsun diyen yandaşlar ve "şu anda İmralı beklentilerimizi cevap verecek şekilde adımlarını atıyor" diyen bir başbakanımız var.
Şimdi "katil Öcalan makbul Öcalan oldu" derken haksız mıyım?
***
Öcalan ile devam eden süreç bildiğiniz gibi hükümetin insiyatifinde. (Hükümetin bu inisiyatifinin kaynağını takdirlerinize bırakıyorum) .
Bunu bizzat Başbakan Erdoğan da defalarca açıkladı. İmralı'ya müzakereye giden heyeti kendisinin gönderdiğini onlarca kez söyledi. (Görüştüğümüzü ispat etmeyen şerefsizdir sözlerini artık es geçiyorum).
Ama bir de bizim Bülent Arınç vakamız var!
Bakın Arınç İmralı görüşmeleriyle ilgili olarak ne söylüyor ''Şu anda sürecin içerisinde
hükümetimiz yok. Çünkü böyle bir sürecin bir şekilde başlaması şüphesiz Türkiye şartları içerisinde bir yol haritasına bağlı. Biz doğrudan karşımıza muhatap alarak, hükümet olarak, başbakan olarak, bakan olarak 'gel bakalım Öcalan seninle oturalım, pazarlık yapalım' diyemeyiz. Bunu dersek millet bizi affetmez, böyle bir şey olmaz. Bu süreçte biz istihbarat teşkilatımızı kullandık.’’
***
Sayın Arınç'a Başbakan Erdoğan'ın bu konuya dair açıklamalarından bir kaçını hatırlatmak isterim.
1- "Hükümet, devlet kanallarıyla bu görüşmeleri gerçekleştirir. Devlet, istediğiyle görüşür. Devletin başı da iktidardır." (13 Nisan 2011)
2- "(Hakan Fidan) Benim sır küpüm. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sır küpü. İmralı'ya da gönderen benim, Oslo'ya da gönderen benim." (12 Nisan 2012)
3- "AK Parti iktidarı olarak, siyasi bir parti olarak bugüne kadar terör örgütü ile hiç bir görüşmemiz olmadı." (22 Nisan 2012)
4-"Ben MİT mensuplarını Başbakanlığım dönemimde İmralı'ya gönderdim. Yarın da gönderirim.” ( 24 Mayıs 2012)
***
Sayın Arınç süreçte hükümet olarak biz yokuz diye dursun Başbakan Erdoğan yurt dışına çıkacak PKK teröristlerine operasyon yapılmayacağına dair garanti veriyor.
Aynen şöyle söylüyor;" yurtdışına çıkacaklarsa sınır noktasında biz iktidar olarak elimizden gelen bütün imkanlarımızı seferber edeceğiz, bundan önce olduğu gibi dokunmaya fırsat vermeyeceğiz.”
Evet... Başbakanımız yurt dışına çıkacak teröristlere dokunmaya izin vermeyeceğiz diyor.
Peki kimin dokunmasına, elbette ki TSK'nın!
TSK'nın elini kolunu bağlayıp, teröriste git diyen bir açıklama.
Adamlar yüzer kişilik gruplar halinde topraklarımıza girip karakol basıp onlarca askerimizi şehit etsinler, sınırı yol geçen hanına çevirsinler, sen tut "yurt dışına çıkanlara dokunmayacağız" sözü ver.
Ne diyelim... Durmak yok yola devam diyelim mi?
Açılım saçılım derken adam bir numaralı barış aktörü (!) yapılıverdi.
İmralı adıyla anılmaya başlanan terörist başına ziyaretlerin ardı arkası kesilmiyor.
40 bin kişinin katili olan terörist başından bir barış güvercini çıkarmayı başaran siyasilerimizi tebrik ediyoruz.
Gerçekten büyük iş başardılar!
Durmak yok yola devam diyorlar, bundan sonra neyle karşılaşacağımızı tahayyül bile edemiyorum.
Katil Öcalan, makbul Öcalan oldu demiştik.
Oysa Türk halkı yıllardır bu şahsın makbul değil maktul olmasını yani idam edilmesini bekliyordu.
Milli irade diyenler gayri milli iradenin emrinde olduğu için karşımıza böyle bir tablo çıkıverdi.
Makbul-maktul meselesinin asıl kahramanını biliyorsunuz, Muhteşem Yüzyıl dizisiyle yeniden gündeme gelen Pargalı İbrahim Paşa.
O Osmanlı'ya büyük hizmetlerde bulunmuş bir paşaydı.
Bildiğiniz gibi şimdilerde Öcalan için paşa olsun diyen yandaşlar ve "şu anda İmralı beklentilerimizi cevap verecek şekilde adımlarını atıyor" diyen bir başbakanımız var.
Şimdi "katil Öcalan makbul Öcalan oldu" derken haksız mıyım?
***
Öcalan ile devam eden süreç bildiğiniz gibi hükümetin insiyatifinde. (Hükümetin bu inisiyatifinin kaynağını takdirlerinize bırakıyorum) .
Bunu bizzat Başbakan Erdoğan da defalarca açıkladı. İmralı'ya müzakereye giden heyeti kendisinin gönderdiğini onlarca kez söyledi. (Görüştüğümüzü ispat etmeyen şerefsizdir sözlerini artık es geçiyorum).
Ama bir de bizim Bülent Arınç vakamız var!
Bakın Arınç İmralı görüşmeleriyle ilgili olarak ne söylüyor ''Şu anda sürecin içerisinde
hükümetimiz yok. Çünkü böyle bir sürecin bir şekilde başlaması şüphesiz Türkiye şartları içerisinde bir yol haritasına bağlı. Biz doğrudan karşımıza muhatap alarak, hükümet olarak, başbakan olarak, bakan olarak 'gel bakalım Öcalan seninle oturalım, pazarlık yapalım' diyemeyiz. Bunu dersek millet bizi affetmez, böyle bir şey olmaz. Bu süreçte biz istihbarat teşkilatımızı kullandık.’’
***
Sayın Arınç'a Başbakan Erdoğan'ın bu konuya dair açıklamalarından bir kaçını hatırlatmak isterim.
1- "Hükümet, devlet kanallarıyla bu görüşmeleri gerçekleştirir. Devlet, istediğiyle görüşür. Devletin başı da iktidardır." (13 Nisan 2011)
2- "(Hakan Fidan) Benim sır küpüm. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sır küpü. İmralı'ya da gönderen benim, Oslo'ya da gönderen benim." (12 Nisan 2012)
3- "AK Parti iktidarı olarak, siyasi bir parti olarak bugüne kadar terör örgütü ile hiç bir görüşmemiz olmadı." (22 Nisan 2012)
4-"Ben MİT mensuplarını Başbakanlığım dönemimde İmralı'ya gönderdim. Yarın da gönderirim.” ( 24 Mayıs 2012)
***
Sayın Arınç süreçte hükümet olarak biz yokuz diye dursun Başbakan Erdoğan yurt dışına çıkacak PKK teröristlerine operasyon yapılmayacağına dair garanti veriyor.
Aynen şöyle söylüyor;" yurtdışına çıkacaklarsa sınır noktasında biz iktidar olarak elimizden gelen bütün imkanlarımızı seferber edeceğiz, bundan önce olduğu gibi dokunmaya fırsat vermeyeceğiz.”
Evet... Başbakanımız yurt dışına çıkacak teröristlere dokunmaya izin vermeyeceğiz diyor.
Peki kimin dokunmasına, elbette ki TSK'nın!
TSK'nın elini kolunu bağlayıp, teröriste git diyen bir açıklama.
Adamlar yüzer kişilik gruplar halinde topraklarımıza girip karakol basıp onlarca askerimizi şehit etsinler, sınırı yol geçen hanına çevirsinler, sen tut "yurt dışına çıkanlara dokunmayacağız" sözü ver.
Ne diyelim... Durmak yok yola devam diyelim mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Türk milletine zafer yutturmacası! / 20.12.2024
- BOP işliyor Müslümanlar seviniyor! / 14.12.2024
- BOP’un ateşi yeniden harlandı / 07.12.2024
- Bahçeli’nin aniden depreşen Öcalan sevdası / 30.11.2024
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Türk milletine zafer yutturmacası! / 20.12.2024
- BOP işliyor Müslümanlar seviniyor! / 14.12.2024
- BOP’un ateşi yeniden harlandı / 07.12.2024
- Bahçeli’nin aniden depreşen Öcalan sevdası / 30.11.2024