Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) 2005 yılından itibaren adım adım uygulayıp fayda gören başta Rusya olmak üzere BRICS ülkeleri, 2013 yılından bu yana tümüyle uygulayıp dünyanın zirvesine otururken; Batılı ülkeler MEM projesi olan Vatandaşlık Maaşı'nı yeni yeni uygulamaya başladılar.
Gerçi, 2008 yılında tüm dünyayı kasıp kavuran küresel krizin etkisinden kurtulmak için Batılı ülkeler de dahil 120'yi aşkın ülke MEM'in tüketimi teşvik projelerini hayata geçirmeye çalışmıştı ama Batı'da bu sürekli olmadı, Kapitalizmin gediklerini kapatmaya yönelik oldu.
Halbuki MEM bütüncül bir model, A'dan Z'ye kendi içinde dengesi olan bir model, Kapitalizmin ya da başka bir sistemin gediklerini kapatmak için kullanıldığında tam netice almak mümkün değil. Rusya tümüyle ve de modelin sahibine "kodlarını" sorarak uyguladığı için netice aldı ve dünyanın zirvesine oturdu.
Malum, 1 Ocak 2017 itibarıyla Finlandiya, işsizlik yardımı alan 2 bin vatandaşına, pilot bir uygulama kapsamında, 560 euroluk (2250 TL) "Asgari Vatandaşlık Maaşı" vermeye başladı.
Kapitalist ülkeler, sütten ağızları yandıkları için yoğurdu üfleyerek yiyorlar, Kapitalizmden büyük darbe yediler, şimdi MEM projelerini pilot olarak uygulayıp netice aldıklarında genelleştirmeyi planlıyorlar.
Halbuki, önlerinde Rusya ve BRICS örneği var, dünyada MEM'le değişen dengeler var ama onların Kapitalist anlayışları bırakması elbette ki zor oluyor.
Ağır hasta olan birinin, doktorun reçetesinin bir bölümünü uygulaması onu şifaya taşır mı, malum; ama en azından bir arayışta olduklarını gösteriyor.
Finlandiya, bu pilot uygulamayla, işsizlerin kısa dönemli ve daha az maaşlı işlere girmesini teşvik etmeyi planlıyor. Ayrıca yoksulluğun azaltılması ve tüketimin canlandırılması hedefleniyor.
Finlandiya'da birçok vatandaş, sosyal güvencelerini kaybetmemek adına kısa dönemli işlere girmekten kaçınıyor. Bu uygulamayla Finlandiya hükümeti, geliri belirli bir düzeye çıkan işsizlerin bu tür işlerden kaçınmamalarını temin etmeyi düşünüyor. Finlandiya halkının beklentisi ise çok yüksek, bu uygulamayla onlar, "kölelikten kaçmak ve tekrar işleyen bir vatandaş olmak" istiyorlar.
Dikkat ederseniz, bu uygulamada Finlandiya, Kapitalizmin neden olduğu işsizlik problemini, Kapitalizm şartlarını değiştirmeden, bir MEM projesi olan Vatandaşlık Maaşı ile çözmeye çalışıyor. Bu uygulamanın kısmen bazı faydaları olabilir ama kesin bir sonuca götürmez. Neden mi?
Bu uygulamanın finansmanı eğer milletten toplanan vergilerle sağlanacaksa, bu vatandaşa verdiğini, yine vatandaştan almak anlamına gelecektir ya da finans kaynağı alınan faizli borçlar olursa, bu da borçların daha da tırmanması anlamına gelecektir, bu da yine vatandaşa daha fazla vergi olarak dönecektir. Kapitalizmin finans kaynaklarıyla MEM projeleri hayata geçirilemez.
MEM ise finans kaynağı olarak, "halkın ürettiği emek ve üretim karşılığı basılan milli para"yı göstermektedir. Halkın ürettiği emek ve üretim karşılığı devlet para basma hakkı elde eder, bunu bastıktan sonra da, Vatandaşlık Maaşı gibi sosyal devlet projeleriyle bunu yine vatandaşın cebine koyar. Bu sayede vatandaşlar alım gücü, tüketim kabiliyeti elde eder, pazar canlanır, üretilen mamuller müşteri bulur, ürettiğini satan işletmeler daha fazla üretmeye çalışır bu da işsizliğin son bulması, tam istihdam demektir.
Bu açıdan da bakıldığında, MEM'den kopya çekerek yapılan pilot uygulamalar tam neticeye götürmez, modelin sahibine mutlaka sorularak tümüyle uygulanması gerekmektedir.
Tüketimi teşvik ederken, hangi finansla yapacağın önemlidir; tüketimi canlandırdığında buna mukabil ihtiyaç duyulan mamulleri hangi finansla, hangi hammadde ve enerjiyle üreteceğin önemlidir; vatandaştan hangi vergiyi ne kadar aldığın önemlidir. Yoksa kaş yapayım derken, göz çıkartırsın.
Örneğin, tüketimi Vatandaşlık Maaşı ile teşvik ederken, vatandaş bu gelirle ithal ürünleri alırsa, bu ülkenin dışarıya olan borcunu ve bağımlılığını artırır.
Batılı ülkeler, Kapitalizmin kendilerine kazandırdığı sahte karizmayı, egolarını bir kenara bırakıp, Rusya gibi, BRICS ülkeleri gibi MEM'i uygulamadıkları müddetçe yaşadıkları sorunları çözmeleri mümkün değildir. Ama dedik ya, en azından başladılar, bu da onlar için şimdilik önemli bir adımdır ama malum, Kapitalizm Şeytanı'nın bacağı oldukça kalın?
Batılı ülkelerde liderlere "MEM baskısı" tabandan, yani halktan geliyor. Onlar BRICS'in 4 milyar insanı gibi karınlarını doyurmak, sırtlarını giydirmek istiyorlar.
Batılı halkların bu baskısı devam ettikçe, Batının Kapitalist liderleri bu baskıya karşı duramayacaklardır ve eninde sonunda bu Şeytan'ın bacağı kırılacaktır.
Finlandiya'dan sonra sırada Hollanda, Kanada, İskoçya, Yeni Zelanda var. Onlar da pilot uygulamalara hazırlanıyorlar.
Türkiye mi? Bu siyasetle, bu millet tablosuyla zor görünüyor. Ama millet düşünmeye, akletmeye başlarsa, modeliyle dünyayı şekillendiren içindeki hazineyi Prof. Dr. Haydar Baş'ı görmeye başlarsa elbette ki durum değişir.
Gerçi, 2008 yılında tüm dünyayı kasıp kavuran küresel krizin etkisinden kurtulmak için Batılı ülkeler de dahil 120'yi aşkın ülke MEM'in tüketimi teşvik projelerini hayata geçirmeye çalışmıştı ama Batı'da bu sürekli olmadı, Kapitalizmin gediklerini kapatmaya yönelik oldu.
Halbuki MEM bütüncül bir model, A'dan Z'ye kendi içinde dengesi olan bir model, Kapitalizmin ya da başka bir sistemin gediklerini kapatmak için kullanıldığında tam netice almak mümkün değil. Rusya tümüyle ve de modelin sahibine "kodlarını" sorarak uyguladığı için netice aldı ve dünyanın zirvesine oturdu.
Malum, 1 Ocak 2017 itibarıyla Finlandiya, işsizlik yardımı alan 2 bin vatandaşına, pilot bir uygulama kapsamında, 560 euroluk (2250 TL) "Asgari Vatandaşlık Maaşı" vermeye başladı.
Kapitalist ülkeler, sütten ağızları yandıkları için yoğurdu üfleyerek yiyorlar, Kapitalizmden büyük darbe yediler, şimdi MEM projelerini pilot olarak uygulayıp netice aldıklarında genelleştirmeyi planlıyorlar.
Halbuki, önlerinde Rusya ve BRICS örneği var, dünyada MEM'le değişen dengeler var ama onların Kapitalist anlayışları bırakması elbette ki zor oluyor.
Ağır hasta olan birinin, doktorun reçetesinin bir bölümünü uygulaması onu şifaya taşır mı, malum; ama en azından bir arayışta olduklarını gösteriyor.
Finlandiya, bu pilot uygulamayla, işsizlerin kısa dönemli ve daha az maaşlı işlere girmesini teşvik etmeyi planlıyor. Ayrıca yoksulluğun azaltılması ve tüketimin canlandırılması hedefleniyor.
Finlandiya'da birçok vatandaş, sosyal güvencelerini kaybetmemek adına kısa dönemli işlere girmekten kaçınıyor. Bu uygulamayla Finlandiya hükümeti, geliri belirli bir düzeye çıkan işsizlerin bu tür işlerden kaçınmamalarını temin etmeyi düşünüyor. Finlandiya halkının beklentisi ise çok yüksek, bu uygulamayla onlar, "kölelikten kaçmak ve tekrar işleyen bir vatandaş olmak" istiyorlar.
Dikkat ederseniz, bu uygulamada Finlandiya, Kapitalizmin neden olduğu işsizlik problemini, Kapitalizm şartlarını değiştirmeden, bir MEM projesi olan Vatandaşlık Maaşı ile çözmeye çalışıyor. Bu uygulamanın kısmen bazı faydaları olabilir ama kesin bir sonuca götürmez. Neden mi?
Bu uygulamanın finansmanı eğer milletten toplanan vergilerle sağlanacaksa, bu vatandaşa verdiğini, yine vatandaştan almak anlamına gelecektir ya da finans kaynağı alınan faizli borçlar olursa, bu da borçların daha da tırmanması anlamına gelecektir, bu da yine vatandaşa daha fazla vergi olarak dönecektir. Kapitalizmin finans kaynaklarıyla MEM projeleri hayata geçirilemez.
MEM ise finans kaynağı olarak, "halkın ürettiği emek ve üretim karşılığı basılan milli para"yı göstermektedir. Halkın ürettiği emek ve üretim karşılığı devlet para basma hakkı elde eder, bunu bastıktan sonra da, Vatandaşlık Maaşı gibi sosyal devlet projeleriyle bunu yine vatandaşın cebine koyar. Bu sayede vatandaşlar alım gücü, tüketim kabiliyeti elde eder, pazar canlanır, üretilen mamuller müşteri bulur, ürettiğini satan işletmeler daha fazla üretmeye çalışır bu da işsizliğin son bulması, tam istihdam demektir.
Bu açıdan da bakıldığında, MEM'den kopya çekerek yapılan pilot uygulamalar tam neticeye götürmez, modelin sahibine mutlaka sorularak tümüyle uygulanması gerekmektedir.
Tüketimi teşvik ederken, hangi finansla yapacağın önemlidir; tüketimi canlandırdığında buna mukabil ihtiyaç duyulan mamulleri hangi finansla, hangi hammadde ve enerjiyle üreteceğin önemlidir; vatandaştan hangi vergiyi ne kadar aldığın önemlidir. Yoksa kaş yapayım derken, göz çıkartırsın.
Örneğin, tüketimi Vatandaşlık Maaşı ile teşvik ederken, vatandaş bu gelirle ithal ürünleri alırsa, bu ülkenin dışarıya olan borcunu ve bağımlılığını artırır.
Batılı ülkeler, Kapitalizmin kendilerine kazandırdığı sahte karizmayı, egolarını bir kenara bırakıp, Rusya gibi, BRICS ülkeleri gibi MEM'i uygulamadıkları müddetçe yaşadıkları sorunları çözmeleri mümkün değildir. Ama dedik ya, en azından başladılar, bu da onlar için şimdilik önemli bir adımdır ama malum, Kapitalizm Şeytanı'nın bacağı oldukça kalın?
Batılı ülkelerde liderlere "MEM baskısı" tabandan, yani halktan geliyor. Onlar BRICS'in 4 milyar insanı gibi karınlarını doyurmak, sırtlarını giydirmek istiyorlar.
Batılı halkların bu baskısı devam ettikçe, Batının Kapitalist liderleri bu baskıya karşı duramayacaklardır ve eninde sonunda bu Şeytan'ın bacağı kırılacaktır.
Finlandiya'dan sonra sırada Hollanda, Kanada, İskoçya, Yeni Zelanda var. Onlar da pilot uygulamalara hazırlanıyorlar.
Türkiye mi? Bu siyasetle, bu millet tablosuyla zor görünüyor. Ama millet düşünmeye, akletmeye başlarsa, modeliyle dünyayı şekillendiren içindeki hazineyi Prof. Dr. Haydar Baş'ı görmeye başlarsa elbette ki durum değişir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025