Kapıların yüzüne kapanmasına darılma
Dönüp dolaşılacak, sonunda gelinecek tek nokta: Sükût... Bu sükûn, maddî ihtiyacın hitamında başlamalı, zaruret hâsıl olmadan konuşmamalı...
11.05.2023 08:27:00
Dönüp dolaşılacak, sonunda gelinecek tek nokta: Sükût... Bu sükûn, maddî ihtiyacın hitamında başlamalı, zaruret hâsıl olmadan konuşmamalı...
Lüzumsuz lâf etmemeli. Kulun lüzum dışı lâf etmemesi Hakk'ın seveceği hâldir. Kul bu hâli benimsedikten sonra Hak; Teâlâ, ona halk sütünü emzirmez, sebepleri siler, onu yakınlığa götürür.
Hakk'ın lütuf kucağından ilettiği ulvî koku sana kâfi... Üzüntü anlarında oradan gelen güzellik sana yeter. O'nun rahmeti seni içine alır. Senin için elbette dar anlarında imdada koşan daha hayırlıdır, başkası daha hayırlı olabilir mi?
O'na duâ et, darda kalınca O'na yalvar, sana yetişir. O, duada ısrar etmeyi sever, zâtına her an yalvarılmasını arzular.
Kapıların yüzüne kapanmasına darılma. Hak Teâlâ, sana yakınlık kapısını açmak için bunu yapar.
O'nun kapısında devamlı kalman için maddî yönleri örter. Sevenler, O'nun kapısını daima açık olarak bulurlar.
Yabancılar, oradan içeri giremez. Bir ana, evlâdı için hazırladığı şefkat kucağını başkasına açar mı? Bu da ona benzer...
Hak Teâlâ, sevdikleri için hazırladığını başkalarına vermez. Yavrusuna tutkun ana, komşulara tenbih eder. Yavrusunu içeri almamalarını ister. Çünkü kendine dönmesini arzular. O yavru, bu hâlde evden kaçsa cümle kapıları kapalı bulur. Ağlar, sızlar, yine anasına dönmek zorunda kalır.
Hak Teâlâ, bazen kulunu dara atar. Bundan maksadı, kulun kalbi, yaratılmışlara bağlanmasın ve zâtına dönsün...
İçi doğru olan fakir kişiye gerekir ki, nefsine hadden fazla yumuşak davranmasın... Nefsi için bir şeyler bulması icap ediyorsa, yeteri kadarını bulup almalı.
Sana bir sıkıntılı hâl geldiği zaman nimet bil ve Yaratan'a ibâdet et. Aksi hâlde Hak seni onların içine iyice sokar; bir daha da kurtulman kabil olmaz. Hakk'ın yakınlık duygusu o dar hâllerin içinde gizlidir.
Maddî eşyaya fazla düşkün olma. Onlara gönül kaptırırsan işlerin karışır. Herhâlde Hak yakınlığını ara. Şunu bil ki, O'na yakınlık derecen güç hallerdeki sabrınla ölçülür.
Allah'tan korkmayanın aklı yoktur. Tuzsuz ülkede yaşamak kabil olmaz. Çobansız sürü yutulur.
Din, korkudan ibarettir. Korkan, hemen sahibinin yoluna çıkar. Hiçbir yerde durmaz, yoluna devam eder.
Allah yolcularının son durağı Hak yakınlığıdır. Burada anlatılan yolculuk, bir köy ve kasabaya taşınma gibi değil, kalp yolculuğudur. Sırların yolculuğudur. Asıl yolculuk O'nun yolculuğudur.
Kalp ve sır Hak yolculuğuna çıkıp o yüce kapıya varırsa, içeri girme iznini sır ister, izin verilir. Sonra o âlemde, aldığı ülfet neticesi kalbi de içeri aldırır." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)
Lüzumsuz lâf etmemeli. Kulun lüzum dışı lâf etmemesi Hakk'ın seveceği hâldir. Kul bu hâli benimsedikten sonra Hak; Teâlâ, ona halk sütünü emzirmez, sebepleri siler, onu yakınlığa götürür.
Hakk'ın lütuf kucağından ilettiği ulvî koku sana kâfi... Üzüntü anlarında oradan gelen güzellik sana yeter. O'nun rahmeti seni içine alır. Senin için elbette dar anlarında imdada koşan daha hayırlıdır, başkası daha hayırlı olabilir mi?
O'na duâ et, darda kalınca O'na yalvar, sana yetişir. O, duada ısrar etmeyi sever, zâtına her an yalvarılmasını arzular.
Kapıların yüzüne kapanmasına darılma. Hak Teâlâ, sana yakınlık kapısını açmak için bunu yapar.
O'nun kapısında devamlı kalman için maddî yönleri örter. Sevenler, O'nun kapısını daima açık olarak bulurlar.
Yabancılar, oradan içeri giremez. Bir ana, evlâdı için hazırladığı şefkat kucağını başkasına açar mı? Bu da ona benzer...
Hak Teâlâ, sevdikleri için hazırladığını başkalarına vermez. Yavrusuna tutkun ana, komşulara tenbih eder. Yavrusunu içeri almamalarını ister. Çünkü kendine dönmesini arzular. O yavru, bu hâlde evden kaçsa cümle kapıları kapalı bulur. Ağlar, sızlar, yine anasına dönmek zorunda kalır.
Hak Teâlâ, bazen kulunu dara atar. Bundan maksadı, kulun kalbi, yaratılmışlara bağlanmasın ve zâtına dönsün...
İçi doğru olan fakir kişiye gerekir ki, nefsine hadden fazla yumuşak davranmasın... Nefsi için bir şeyler bulması icap ediyorsa, yeteri kadarını bulup almalı.
Sana bir sıkıntılı hâl geldiği zaman nimet bil ve Yaratan'a ibâdet et. Aksi hâlde Hak seni onların içine iyice sokar; bir daha da kurtulman kabil olmaz. Hakk'ın yakınlık duygusu o dar hâllerin içinde gizlidir.
Maddî eşyaya fazla düşkün olma. Onlara gönül kaptırırsan işlerin karışır. Herhâlde Hak yakınlığını ara. Şunu bil ki, O'na yakınlık derecen güç hallerdeki sabrınla ölçülür.
Allah'tan korkmayanın aklı yoktur. Tuzsuz ülkede yaşamak kabil olmaz. Çobansız sürü yutulur.
Din, korkudan ibarettir. Korkan, hemen sahibinin yoluna çıkar. Hiçbir yerde durmaz, yoluna devam eder.
Allah yolcularının son durağı Hak yakınlığıdır. Burada anlatılan yolculuk, bir köy ve kasabaya taşınma gibi değil, kalp yolculuğudur. Sırların yolculuğudur. Asıl yolculuk O'nun yolculuğudur.
Kalp ve sır Hak yolculuğuna çıkıp o yüce kapıya varırsa, içeri girme iznini sır ister, izin verilir. Sonra o âlemde, aldığı ülfet neticesi kalbi de içeri aldırır." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)