Halkı Müslüman olan ülkeleri, şöyle kuş bakışı seyrettiğinizde göreceğiniz genel manzara şudur: yöneticiler fildişi kulelerde, yönetilenler ise sürekli sefilleri oynuyor, fert başına düşen milli gelir, yönetici takımına sınırsız düşerken, halkın büyük çoğunluğuna gıdım gıdım ve lokma lokma düşmektedir.
Hemen hemen hepsinde, hazineden halka düşen miktarın çay kaşığı mesabesinde olduğunu ama, iktidar ve etrafında çöreklenmiş olan bir avuç mutlu azınlığa ise kepçe hesabıyla hatta kova ölçeğinde dağıtıldığına şahit olacaksınız.
Ülkemiz başta olmak üzere hangi ülkeyi ele alırsanız alın ve 'komşusu açken tok yatan bizden değildir' şeklindeki nebevî ölçüye vurun, hepsinin sınıfta kaldığını, bu manada, halktan olan yöneticilerin bulunmadığını göreceksiniz.
Yönetmekte oldukları halkın, yani komşularının aç yatmasının sebebi, bizzat kendilerinin doyumsuzlukları, sınırsız oburlukları ve akla ziyan müsriflikleri olduğu halde, aç yatan komşularının feryatlarına da kulakları kapalıdır ve en iyi bildikleri rol; 'görmedim, duymadım, bilmiyorum' rolüdür.
Neredeyse İslam ülkelerinin tamamında, hazineler tamtakırdır, kamuya ait olan kasaların adeta posası çıkarılmıştır ve hemen hepsinde mebzul miktarda, "hem Kur'an okuyan hem de yönettikleri halkın canına okuyan" yöneticiler bulunmaktadır.
Hem Kur'an okumak hem de halkın canına okumak… Ne yaman çelişkidir, ne acı ve derin bir talihsizliktir ve ne büyük bir saygısızlık ve cehalet örneğidir?
Kamunun kasası kalmış posası… Gitmiş, götürülmüş cevheri ve bırakılmış cürufu…
Elde kala kala posası kalmış bir kasanın, cevheri alınmış ve cürufu bırakılmış bir hazinenin yeniden dolması, düzelmesi, halkın sofralarından tırpanladığınız lokmalarla, zeytin taneleriyle, süt-yoğurt damlalarıyla ne kadar mümkün olacaktır?
'Vergileri tabana yayacağız' sloganıyla, direkt ve dolaylı vergileri yoksul halkın sırtına sararak ve fakat hesapsız zengin kesimin de borçlarını sürekli erteleyerek ve vergi borçlarını silerek söz konusu devasa açık nasıl kapanacaktır?
İslam âleminde, halkı Müslüman olan ülkelerde; "hem Kur'an okuyan hem de halkın canına okuyan yöneticiler manzarasına" son verilmedikçe, yönetici takımı huy edindiği aşırı müsriflikten vazgeçmedikçe, gelecek kuşakların ve topyekûn insanlığın İslam ile buluşması günden güne zorlaşacaktır.
- Bin yalanın ardından… / 13.01.2025
- Gözleri yaş dolu yaşlı insanlar / 12.01.2025
- OĞUL / 11.01.2025
- Aile yılı mı dediniz? Eyvahlar olsun! / 10.01.2025
- Farklı bir ses farklı bir soluk / 08.01.2025
- Sebep ne ki, kimine bin kimine de bir verile? / 07.01.2025
- Hayret! Bunca minareye kılıf mı yetişir? / 06.01.2025
- 2025 geldi hoş geldi / 02.01.2025
- Cümle yolsuzluğu yol eylemişler / 01.01.2025