Resululllah efendimizin hüsn-i muamelesi, şefkati, merhameti hakkında Allahü teâlâ mealen; "Zahmet çekmeniz O'nu incitir ve üzer. Size çok düşkündür; mü'minlere çok merhametlidir, onlara çok hayır diler" buyurdu. Ve Enbiya suresinin 107. ayet-i kerimesinde mealen; "(Ey Habibim!) Seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik" buyurdu.
Peygamber efendimiz ümmetine karşı bazı şeyleri zor gelir endişesiyle kolaylaştırırdı. "Ümmetime zorluk vermemiş olsaydım, her abdestte misvak kullanmalarını emrederdim" buyurdu. Sözünde durmak yönüyle de insanlar arasında Peygamber efendimizden daha üstün bir kimse gelmedi. Abdullah bin Ebi'l-Hamsa anlattı ki: "Peygamberimiz ile, henüz kendilerine peygamberliği bildirilmeden önce alış-veriş yapmıştım. Kendi hesabına bir bakiye kalmıştı. O'na, falan zamanda filan yerde buluşmak üzere söz verdim ve unuttum. Üç gün sonra verdiğim sözü hatırlayınca hemen o yere koştum. O'nun üç gündür orada beklemekte olduğunu görünce, hayretimden dona kaldım. Bana; "Delikanlı beni yordun! Ben seni burada tam üç gündür bekliyorum" buyurdular.Peygamber efendimizin tevazu hasleti, hiçbir kimsede, hatta hiçbir peygamberde (aleyhimüsselam) bulunmayacak kadar büyük ve emsalsizdi. Kibir duygusu, O'nda asla meydana gelmemiştir. Peygamberimiz, melik bir peygamber olmakla, kul bir peygamber olmak arasında serbest bırakıldığında, O, kul bir peygamber olmayı tercih etti. ***Hz. Muhammed Mustafa (sav) Efendimize selatü selam okumamız konusunda Allahü Teâlâ şöyle emretmektedir: "Gerçekten Allah ve melekleri Peygambere salât ederler, O' nu överler. Ey iman edenler! Siz de O'nu övün ve O'na salât ve selam edin, O' na gönülden teslim olun" (El-Ahzab Sûresi, 56. Ayet). Benzer bir manaya Hadis-i şerifte ise şöyle işaret edilmektedir: "Kıyamet gününde bana halkın en yakın olanları ve şefaatime hak kazananları, bana en çok salavat getirenleridir."(Tirmizi, Vitir,21) Kalp alemimizdeki kargaşayı ortadan kaldırıp, Allah'ın tecellisine hazır hale getirebilmek için "Lailaheillallah Muhammed'ür Resulullah" diyerek O'ndan başka ilah olmadığını, Hz. Muhammed'in (sav) O'nun kulu ve Resulu olduğunu tasdik etmemiz lazımdır. İşte deliller: "Sabah ve akşam Rabb'inin ismini zikret" (A'raf: 7/205). "Haberiniz olsun ki, Kalpler ancak Allah'ı zikirle tatmin olur" (Ra'd: 13/41)."Beni zikredin ki, ben de sizi zikredeyim" (Bakara:2/152). "Zikrin efdali ve üstünü Lailaheillallah ,duanın efdal ve üstünü Elhamdülillah'dır" (Tirmizi'den Riyazu's salihin, 1434. hadis)."Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur." (Rad suresi, 29. Ayet).
Peygamber efendimiz ümmetine karşı bazı şeyleri zor gelir endişesiyle kolaylaştırırdı. "Ümmetime zorluk vermemiş olsaydım, her abdestte misvak kullanmalarını emrederdim" buyurdu. Sözünde durmak yönüyle de insanlar arasında Peygamber efendimizden daha üstün bir kimse gelmedi. Abdullah bin Ebi'l-Hamsa anlattı ki: "Peygamberimiz ile, henüz kendilerine peygamberliği bildirilmeden önce alış-veriş yapmıştım. Kendi hesabına bir bakiye kalmıştı. O'na, falan zamanda filan yerde buluşmak üzere söz verdim ve unuttum. Üç gün sonra verdiğim sözü hatırlayınca hemen o yere koştum. O'nun üç gündür orada beklemekte olduğunu görünce, hayretimden dona kaldım. Bana; "Delikanlı beni yordun! Ben seni burada tam üç gündür bekliyorum" buyurdular.Peygamber efendimizin tevazu hasleti, hiçbir kimsede, hatta hiçbir peygamberde (aleyhimüsselam) bulunmayacak kadar büyük ve emsalsizdi. Kibir duygusu, O'nda asla meydana gelmemiştir. Peygamberimiz, melik bir peygamber olmakla, kul bir peygamber olmak arasında serbest bırakıldığında, O, kul bir peygamber olmayı tercih etti. ***Hz. Muhammed Mustafa (sav) Efendimize selatü selam okumamız konusunda Allahü Teâlâ şöyle emretmektedir: "Gerçekten Allah ve melekleri Peygambere salât ederler, O' nu överler. Ey iman edenler! Siz de O'nu övün ve O'na salât ve selam edin, O' na gönülden teslim olun" (El-Ahzab Sûresi, 56. Ayet). Benzer bir manaya Hadis-i şerifte ise şöyle işaret edilmektedir: "Kıyamet gününde bana halkın en yakın olanları ve şefaatime hak kazananları, bana en çok salavat getirenleridir."(Tirmizi, Vitir,21) Kalp alemimizdeki kargaşayı ortadan kaldırıp, Allah'ın tecellisine hazır hale getirebilmek için "Lailaheillallah Muhammed'ür Resulullah" diyerek O'ndan başka ilah olmadığını, Hz. Muhammed'in (sav) O'nun kulu ve Resulu olduğunu tasdik etmemiz lazımdır. İşte deliller: "Sabah ve akşam Rabb'inin ismini zikret" (A'raf: 7/205). "Haberiniz olsun ki, Kalpler ancak Allah'ı zikirle tatmin olur" (Ra'd: 13/41)."Beni zikredin ki, ben de sizi zikredeyim" (Bakara:2/152). "Zikrin efdali ve üstünü Lailaheillallah ,duanın efdal ve üstünü Elhamdülillah'dır" (Tirmizi'den Riyazu's salihin, 1434. hadis)."Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur." (Rad suresi, 29. Ayet).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.