'Kadın nedir?' diye sorulduğu zaman herkes kendi hayatını baz alarak 'anadır, kardeştir, abladır, hayat arkadaşıdır' gibi cevaplar verir. Kadının hayatımızda azımsanamayacak kadar çok rolü ve değeri vardır. Peki, geçmişe baktığımızda kadın her zaman hak ettiği değeri görebilmiş midir? Hayır!
Hıristiyanlıkta kadının ruhunun olup olmadığı tartışılmış; Hz. Âdem'in cennetten çıkma sebebi olarak Hz. Havva annemiz şahsında bütün kadınlara günahkâr, kötü ruh sahibi olarak bakılmıştır.
İran'da Mazdek dinine göre kadın şahsiyet sahibi bile sayılmamıştır. Alınıp satılmış, yeri gelince (!) çöpe atılmıştır.
Budizm, kadınları inancına kabul etmemiştir.
Arap Yarımadası'nda kız çocukları diri diri gömülmüştür.
Uzun yıllar boyu ezilen, hor görülen kadınlar Fransız İhtilali ile başlayan gelişme döneminde hakkını aramaya başlamış ve Feminizm akımı ortaya çıkmıştır. Ancak kadınlar hakkını ararken büyük bir hata yapılmış, 'Kadınla erkek eşit' denilmiştir.
Bu noktada, her yazımda kendisinden ve eserlerinden ilham aldığım Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'Yaşayan Kur'an; Sünnet' adlı kitabında konuya getirdiği muhteşem izahtan bahsetmek isterim: "Yaratılış gayesi farklı olan iki varlık için, aynıdır demenin hiçbir anlamı yoktur. Üstün müdür değil midir, tartışması belki yapılabilir. Ama kadın ile erkeğin eşit olması, elma ile armudun eşit olmasına benzer. Hâlbuki elma elma, armut armuttur."
Devamı olarak Sayın Baş'ın üstün olma konusundaki görüşü ise şu şekildedir: "İslam aynı zamanda mükemmel bir kulu tarif eder. Kim Allah'a daha yakındır, kim Allah katında makbuldür? Bu kulu tarif eder. O kulun birtakım sıfatları var. Bu nedir? Sabırdır, kanaattir, tevekküldür, Allah'ı sevmektir, Allah'tan korkmaktır, insanlara hizmet etmektir? Hülasa bu, kulluk sıfatıdır, insanlık sıfatıdır. Takva sıfatıdır bunlar. Bu sıfatları kim yüklenirse üstün olur. Çok enteresandır, bu sıfatları tarih boyu en fazla kadınlar yüklenmiştir. O halde bizim dünyamızda en üstün varlık kadındır."
Batı'nın meseleye yanlış yaklaşımının sonucu olarak kendi tabiatından uzaklaşmış; mutsuz, verimsiz bireyler ortaya çıkmış ve Feminizm bütün dünyaya yayılmıştır.
İslam coğrafyasının bu tür akımlara muhtaç kalmış olması ve sığınması özümüzden, asıl değerlerimizden ne kadar uzaklaştığımızın bir kanıtıdır. İslam'da kadına bakacak olursak İslam, kadını Cenab-ı Hakk'ın yeryüzünde tecelli ettiği mekân olarak tanımlar. Çalışmayı hamallık olarak kabul ettiğinden kadının çalışmasını uygun görmez ancak çalışmak isterse şahsiyetini koruyabilecek, onu incitmeyecek işlerde çalışmasını ister. Kadına işte bu kadar ince bir düşünceyle sahip çıkar. Peygamber Efendimiz'in kadınlar hakkındaki hadis-i şeriflerinden birkaçına bakalım:
"Bana üç şey sevdirildi; gözümün nuru namaz, güzel koku ve kadın."
"Ben iki taifeyi, iki zümreyi, iki zayıfı kurtarmak veya hakkını vermek için gönderildim. Bunun bir tanesi yetimler, diğeri de kadınlardır."
"Cennet annelerin ayakları altındadır."
Hadis-i şeriflerden de anlaşıldığı üzere; Allah kadınlara kendi ruhundan üflemiş ve onu insanoğlunun annesi yaparak ona müthiş bir değer yüklemiştir. Peygamber Efendimizi de onları sevmekle ve korumakla görevlendirmiştir. Hal böyleyken kadın-erkek meselesi doğru bir şekilde anlaşılıp anlatılmalıdır. Ülkemizde ve diğer Müslüman ülkelerde her geçen gün artan kadına şiddet, taciz, tecavüz, kadın cinayetleri vb. suçlarda gerekli önlemler alınmalıdır.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın konuk olduğu '2017'den 2018'e Bakış' programında da değindiği gibi: "Bu toplum bizim. Bu olayların önüne geçmemiz lazım. 2017'de bunu beceremedik. 2018'de başarmamız lazım. Milletin bunu dert edinmesi lazım."
İnşaallah biz kadınlar olarak problemlerimizi doğru tespit edip doğru çözümlerle bize gelen, kadının en büyük işçi olduğunu ve evini çekip çevirdiğini söyleyen, bu sebeple ona maaş bağlayarak ekonomik bağımsızlığını sağlayacak bir modele, projeye sahip olan lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ı görür ve O'na can-ı gönülden sahip çıkarız.
Hıristiyanlıkta kadının ruhunun olup olmadığı tartışılmış; Hz. Âdem'in cennetten çıkma sebebi olarak Hz. Havva annemiz şahsında bütün kadınlara günahkâr, kötü ruh sahibi olarak bakılmıştır.
İran'da Mazdek dinine göre kadın şahsiyet sahibi bile sayılmamıştır. Alınıp satılmış, yeri gelince (!) çöpe atılmıştır.
Budizm, kadınları inancına kabul etmemiştir.
Arap Yarımadası'nda kız çocukları diri diri gömülmüştür.
Uzun yıllar boyu ezilen, hor görülen kadınlar Fransız İhtilali ile başlayan gelişme döneminde hakkını aramaya başlamış ve Feminizm akımı ortaya çıkmıştır. Ancak kadınlar hakkını ararken büyük bir hata yapılmış, 'Kadınla erkek eşit' denilmiştir.
Bu noktada, her yazımda kendisinden ve eserlerinden ilham aldığım Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'Yaşayan Kur'an; Sünnet' adlı kitabında konuya getirdiği muhteşem izahtan bahsetmek isterim: "Yaratılış gayesi farklı olan iki varlık için, aynıdır demenin hiçbir anlamı yoktur. Üstün müdür değil midir, tartışması belki yapılabilir. Ama kadın ile erkeğin eşit olması, elma ile armudun eşit olmasına benzer. Hâlbuki elma elma, armut armuttur."
Devamı olarak Sayın Baş'ın üstün olma konusundaki görüşü ise şu şekildedir: "İslam aynı zamanda mükemmel bir kulu tarif eder. Kim Allah'a daha yakındır, kim Allah katında makbuldür? Bu kulu tarif eder. O kulun birtakım sıfatları var. Bu nedir? Sabırdır, kanaattir, tevekküldür, Allah'ı sevmektir, Allah'tan korkmaktır, insanlara hizmet etmektir? Hülasa bu, kulluk sıfatıdır, insanlık sıfatıdır. Takva sıfatıdır bunlar. Bu sıfatları kim yüklenirse üstün olur. Çok enteresandır, bu sıfatları tarih boyu en fazla kadınlar yüklenmiştir. O halde bizim dünyamızda en üstün varlık kadındır."
Batı'nın meseleye yanlış yaklaşımının sonucu olarak kendi tabiatından uzaklaşmış; mutsuz, verimsiz bireyler ortaya çıkmış ve Feminizm bütün dünyaya yayılmıştır.
İslam coğrafyasının bu tür akımlara muhtaç kalmış olması ve sığınması özümüzden, asıl değerlerimizden ne kadar uzaklaştığımızın bir kanıtıdır. İslam'da kadına bakacak olursak İslam, kadını Cenab-ı Hakk'ın yeryüzünde tecelli ettiği mekân olarak tanımlar. Çalışmayı hamallık olarak kabul ettiğinden kadının çalışmasını uygun görmez ancak çalışmak isterse şahsiyetini koruyabilecek, onu incitmeyecek işlerde çalışmasını ister. Kadına işte bu kadar ince bir düşünceyle sahip çıkar. Peygamber Efendimiz'in kadınlar hakkındaki hadis-i şeriflerinden birkaçına bakalım:
"Bana üç şey sevdirildi; gözümün nuru namaz, güzel koku ve kadın."
"Ben iki taifeyi, iki zümreyi, iki zayıfı kurtarmak veya hakkını vermek için gönderildim. Bunun bir tanesi yetimler, diğeri de kadınlardır."
"Cennet annelerin ayakları altındadır."
Hadis-i şeriflerden de anlaşıldığı üzere; Allah kadınlara kendi ruhundan üflemiş ve onu insanoğlunun annesi yaparak ona müthiş bir değer yüklemiştir. Peygamber Efendimizi de onları sevmekle ve korumakla görevlendirmiştir. Hal böyleyken kadın-erkek meselesi doğru bir şekilde anlaşılıp anlatılmalıdır. Ülkemizde ve diğer Müslüman ülkelerde her geçen gün artan kadına şiddet, taciz, tecavüz, kadın cinayetleri vb. suçlarda gerekli önlemler alınmalıdır.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın konuk olduğu '2017'den 2018'e Bakış' programında da değindiği gibi: "Bu toplum bizim. Bu olayların önüne geçmemiz lazım. 2017'de bunu beceremedik. 2018'de başarmamız lazım. Milletin bunu dert edinmesi lazım."
İnşaallah biz kadınlar olarak problemlerimizi doğru tespit edip doğru çözümlerle bize gelen, kadının en büyük işçi olduğunu ve evini çekip çevirdiğini söyleyen, bu sebeple ona maaş bağlayarak ekonomik bağımsızlığını sağlayacak bir modele, projeye sahip olan lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ı görür ve O'na can-ı gönülden sahip çıkarız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akda Kazancı / diğer yazıları
- Çareyi görmeyen millet / 15.03.2021
- Hoca Atatürk ve gül bahçesi / 11.11.2019
- Günümüzün başöğretmeni / 28.01.2019
- Hoca Atatürk’ü gizleyemezsiniz-II / 26.12.2018
- Hoca Atatürk’ü gizleyemezsiniz-I / 25.12.2018
- Öğrenciysen işin zor / 19.09.2018
- Atatürk'e neden iftira ediliyor? / 20.04.2018
- İnce hesaplar ve Türkiye / 04.04.2018
- Kadın nedir? / 19.01.2018
- Kudüs ve sorular / 12.12.2017
- Hoca Atatürk ve gül bahçesi / 11.11.2019
- Günümüzün başöğretmeni / 28.01.2019
- Hoca Atatürk’ü gizleyemezsiniz-II / 26.12.2018
- Hoca Atatürk’ü gizleyemezsiniz-I / 25.12.2018
- Öğrenciysen işin zor / 19.09.2018
- Atatürk'e neden iftira ediliyor? / 20.04.2018
- İnce hesaplar ve Türkiye / 04.04.2018
- Kadın nedir? / 19.01.2018
- Kudüs ve sorular / 12.12.2017