Gelişmekte olan ülkelerin kaynaklarını, gelirlerini ve topraklarını almak isteyenler ABD ile ortaklık yolunu seçmiş durumdular. Görünürde topla?tüfekle savaşılmaya devam edilse bile süreci hızlandırmak adına ülkelerin kültürlerini yozlaştırma, milli duygularından uzaklaştırma, bağımsızlık ruhlarını yok etme, ekonomik sıkıntılar yaşatma vb. yöntemler kullanılmaktadır.
Ekonomik sıkıntılar ise iş verimindeki düşüşten aile içi huzursuzluğa kadar birçok şeye neden olmaktadır. Peki, bizim ekonomimizde ABD ve destekçilerinin hileleri mevcut mudur? Gelin bir göz atalım.
Emperyalist devletlerin ülkeleri teslim almak için sıkça kullandığı metotlardan biri de borçlandırmadır. IMF veya başka dış borcumuz olmadığı iddiaları söz konusu olsa da gözden kaçırdığımız bir nokta var ki bu Prof. Dr. Haydar Baş'ın müthiş tespitlerinden biridir ve "Madem borcumuz yok; bu kriz, bu enflasyon neyin nesidir?" sorusunun da cevabıdır: "Kalkınmakta olan ülkelerin global sermaye sahiplerine olan borcunun ağırlıklı kısmı iç borç şeklindedir. Dış borç rakamlarına, ondan daha fazla olan iç borç rakamları eklendiğinde; nerede ise 10 trilyon dolara varan bir borç batağının içine itilen kalkınmakta olan ülkelerin, hem ekonomi hem de siyaset bağlamında artık vesayet altında olduğu görülecektir." (Prof. Dr. Haydar Baş, Sosyal Devlet/Milli Devlet, s.71).
Türkiye'ye dikkat edecek olursak borcumuz yok ama Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.ye ait olan 14 şeker fabrikamızı satmamız gerek. Acaba komutanları Funk aracılığıyla YPG'nin ana bileşeni olduğu Suriye Demokratik Güçleri'ne çok güvendiklerini belirten ABD'ye veya yandaşlarına mı satılacak?
Neden olmasın ki?
Şirketlerine madenlerimizi işletme hakkını verdiklerimize, topraklarımızda askeri üsler kurmalarına izin verdiklerimize 14 şeker fabrikası vermişiz çok mu (!)?
İncirlik ve Kürecik üslerinden haberi olmayanımız yoktur diye düşünüyorum ama "Lozan'da gizli madde var" yalanlarıyla çıkarılmayan madenlerimizi bizim yerimize kimlerin çıkardığından birçoğumuzun haberi yok. Birkaçını incelemek gerekirse:
? Fronteer Eurasia: Cayman Adaları'ndan geldi, Kuzeydoğu Anadolu'da 3.5 milyon onsluk altın rezervi buldu.
? Ariana: İngiliz şirket Artvin'de arama yapmak üzere 19 ruhsat aldı. Mardin Kızıltepe ve Balıkesir Sındırgı da onun...
? Stratex: ABD'li şirket, Uşak ve Kütahya arasında altın buldu. Çanakkale ve Eskişehir'de de arıyor.
? Kuzey Truva Madencilik: Kanadalı Teck Comico'nun desteklediği Fronteer firmasına ait. 6 noktada arama yapıyor.
? Yeni Anadolu Madencilik: Yüzde 99'u Amerikan sermayeli şirkettir. (Yeniçağ: Maden Yağması).
? Tüprag Madencilik: Kanadalı Eldorado Gold madencilik şirketinin Türkiye temsilcisinin 5 adet altın arama ruhsatı bulunuyor. Uşak'ın Eşme ilçesindeki Kışladağ altın madeninde üretime devam ediyor.
Durumun mahiyetini anlamamız adına kendilerinden çıkan bir itirafa bakalım. John Perkins, "Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları" kitabında şöyle diyor: "Eğer bir ET (ekonomik tetikçi) gerçekten başarılı ise, verilen borç miktarı o kadar fazla olur ki, borçlu ülke birkaç sene sonra ödemelerini yapamaz hale gelir. İşte o zaman da biz, mafya gibi diyetimizi isteriz. Bu da genellikle şunlardan biri veya birkaçını içerir:
? Birleşmiş Milletler 'de vereceği oyun kontrolü,
? Topraklarında askeri üslerin kurulması,
? Petrol Yasası, Panama kanalı gibi değerli kaynaklara erişim." (Prof. Dr. Haydar Baş, Sosyal Devlet/Milli Devlet, s.77).
Türkiye de yıllardır gelişmekte olan ülkelerin içinde sayılıp yer altı ve yer üstü zenginlikleri, jeopolitik konumu vb. sebeplerle ele geçirilmek istenen bir ülkedir. Gördüğümüz gibi bu amaç uğruna emperyalist devletler çok ince hesaplarla çalışıyorlar. Gayet açıktan ve legal yollarla hem de.
Bizler Türk milleti olarak terör örgütü saydığımız YPG'yi destekleyen, küresel imparatorluk hayalinden başka bir çıkar gözetmeyen ABD'ye; 'Dur!' diyemeyen siyasetten, iktidardan ne zaman hesap soracağız? Hakkımızı ne zaman arayacağız? Haydar Hoca, "Gelin, madenlerimizi devlet?millet ortaklığıyla işletelim" deyince Lozan'da madde oluyor, peşkeş çekmeye gelince bizden rahatı yok. Altın tepside ikram ediyoruz adeta. "ABD'siz olmaz" diyenleri "Ne AB ne ABD, tam bağımsız Türkiye" diyen Haydar Hoca'ya tercih ettik.
Ülkenin istikbalini düşünüyorsak hatamızdan acilen dönmeliyiz. Önümüzdeki seçimlerde birlik olup işi ehline, Prof. Dr. Haydar Baş'a teslim etmeliyiz.
Ekonomik sıkıntılar ise iş verimindeki düşüşten aile içi huzursuzluğa kadar birçok şeye neden olmaktadır. Peki, bizim ekonomimizde ABD ve destekçilerinin hileleri mevcut mudur? Gelin bir göz atalım.
Emperyalist devletlerin ülkeleri teslim almak için sıkça kullandığı metotlardan biri de borçlandırmadır. IMF veya başka dış borcumuz olmadığı iddiaları söz konusu olsa da gözden kaçırdığımız bir nokta var ki bu Prof. Dr. Haydar Baş'ın müthiş tespitlerinden biridir ve "Madem borcumuz yok; bu kriz, bu enflasyon neyin nesidir?" sorusunun da cevabıdır: "Kalkınmakta olan ülkelerin global sermaye sahiplerine olan borcunun ağırlıklı kısmı iç borç şeklindedir. Dış borç rakamlarına, ondan daha fazla olan iç borç rakamları eklendiğinde; nerede ise 10 trilyon dolara varan bir borç batağının içine itilen kalkınmakta olan ülkelerin, hem ekonomi hem de siyaset bağlamında artık vesayet altında olduğu görülecektir." (Prof. Dr. Haydar Baş, Sosyal Devlet/Milli Devlet, s.71).
Türkiye'ye dikkat edecek olursak borcumuz yok ama Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.ye ait olan 14 şeker fabrikamızı satmamız gerek. Acaba komutanları Funk aracılığıyla YPG'nin ana bileşeni olduğu Suriye Demokratik Güçleri'ne çok güvendiklerini belirten ABD'ye veya yandaşlarına mı satılacak?
Neden olmasın ki?
Şirketlerine madenlerimizi işletme hakkını verdiklerimize, topraklarımızda askeri üsler kurmalarına izin verdiklerimize 14 şeker fabrikası vermişiz çok mu (!)?
İncirlik ve Kürecik üslerinden haberi olmayanımız yoktur diye düşünüyorum ama "Lozan'da gizli madde var" yalanlarıyla çıkarılmayan madenlerimizi bizim yerimize kimlerin çıkardığından birçoğumuzun haberi yok. Birkaçını incelemek gerekirse:
? Fronteer Eurasia: Cayman Adaları'ndan geldi, Kuzeydoğu Anadolu'da 3.5 milyon onsluk altın rezervi buldu.
? Ariana: İngiliz şirket Artvin'de arama yapmak üzere 19 ruhsat aldı. Mardin Kızıltepe ve Balıkesir Sındırgı da onun...
? Stratex: ABD'li şirket, Uşak ve Kütahya arasında altın buldu. Çanakkale ve Eskişehir'de de arıyor.
? Kuzey Truva Madencilik: Kanadalı Teck Comico'nun desteklediği Fronteer firmasına ait. 6 noktada arama yapıyor.
? Yeni Anadolu Madencilik: Yüzde 99'u Amerikan sermayeli şirkettir. (Yeniçağ: Maden Yağması).
? Tüprag Madencilik: Kanadalı Eldorado Gold madencilik şirketinin Türkiye temsilcisinin 5 adet altın arama ruhsatı bulunuyor. Uşak'ın Eşme ilçesindeki Kışladağ altın madeninde üretime devam ediyor.
Durumun mahiyetini anlamamız adına kendilerinden çıkan bir itirafa bakalım. John Perkins, "Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları" kitabında şöyle diyor: "Eğer bir ET (ekonomik tetikçi) gerçekten başarılı ise, verilen borç miktarı o kadar fazla olur ki, borçlu ülke birkaç sene sonra ödemelerini yapamaz hale gelir. İşte o zaman da biz, mafya gibi diyetimizi isteriz. Bu da genellikle şunlardan biri veya birkaçını içerir:
? Birleşmiş Milletler 'de vereceği oyun kontrolü,
? Topraklarında askeri üslerin kurulması,
? Petrol Yasası, Panama kanalı gibi değerli kaynaklara erişim." (Prof. Dr. Haydar Baş, Sosyal Devlet/Milli Devlet, s.77).
Türkiye de yıllardır gelişmekte olan ülkelerin içinde sayılıp yer altı ve yer üstü zenginlikleri, jeopolitik konumu vb. sebeplerle ele geçirilmek istenen bir ülkedir. Gördüğümüz gibi bu amaç uğruna emperyalist devletler çok ince hesaplarla çalışıyorlar. Gayet açıktan ve legal yollarla hem de.
Bizler Türk milleti olarak terör örgütü saydığımız YPG'yi destekleyen, küresel imparatorluk hayalinden başka bir çıkar gözetmeyen ABD'ye; 'Dur!' diyemeyen siyasetten, iktidardan ne zaman hesap soracağız? Hakkımızı ne zaman arayacağız? Haydar Hoca, "Gelin, madenlerimizi devlet?millet ortaklığıyla işletelim" deyince Lozan'da madde oluyor, peşkeş çekmeye gelince bizden rahatı yok. Altın tepside ikram ediyoruz adeta. "ABD'siz olmaz" diyenleri "Ne AB ne ABD, tam bağımsız Türkiye" diyen Haydar Hoca'ya tercih ettik.
Ülkenin istikbalini düşünüyorsak hatamızdan acilen dönmeliyiz. Önümüzdeki seçimlerde birlik olup işi ehline, Prof. Dr. Haydar Baş'a teslim etmeliyiz.
Akda Kazancı / diğer yazıları
- Çareyi görmeyen millet / 15.03.2021
- Hoca Atatürk ve gül bahçesi / 11.11.2019
- Günümüzün başöğretmeni / 28.01.2019
- Hoca Atatürk’ü gizleyemezsiniz-II / 26.12.2018
- Hoca Atatürk’ü gizleyemezsiniz-I / 25.12.2018
- Öğrenciysen işin zor / 19.09.2018
- Atatürk'e neden iftira ediliyor? / 20.04.2018
- İnce hesaplar ve Türkiye / 04.04.2018
- Kadın nedir? / 19.01.2018
- Kudüs ve sorular / 12.12.2017
- Hoca Atatürk ve gül bahçesi / 11.11.2019
- Günümüzün başöğretmeni / 28.01.2019
- Hoca Atatürk’ü gizleyemezsiniz-II / 26.12.2018
- Hoca Atatürk’ü gizleyemezsiniz-I / 25.12.2018
- Öğrenciysen işin zor / 19.09.2018
- Atatürk'e neden iftira ediliyor? / 20.04.2018
- İnce hesaplar ve Türkiye / 04.04.2018
- Kadın nedir? / 19.01.2018
- Kudüs ve sorular / 12.12.2017