Kabadayılığa geçit yok
Milli Savunma Bakanlığı, Doğu Akdeniz’de faaliyetlerini sürdüren Oruç Reis sismik araştırma gemisini korumaya devam ettiklerini açıkladı. Bakanlık, “Bölgede hiçbir hukuksuzluğa ve kabadayılığa izin verilmeyecek” dedi. Bu sert açıklamanın nedeni ise Fransa’nın bölgede izlediği çirkin politika.
06.09.2020 20:00:00





RECEP BAHAR / HABER ANALİZ
Türkiye ile Yunanistan arasında Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğal gaz kaynaklarını çıkartma yetkisi üzerinden gerginlik devam ederken, Milli Savunma Bakanlığı (MSB) bölgede sismik araştırma faaliyetleri yürüten Oruç Reis araştırma gemisine Türk donanmasının eşlik etmeye devam ettiğini açıkladı. Bakanlığın Twitter hesabından dün sabah yapılan açıklamada, "Deniz Kuvvetlerimize ait fırkateyn ve korvetler, Doğu Akdeniz'deki yetki alanlarımızda çalışmalarını sürdüren ORUÇREİS araştırma gemisine refakat/koruma görevini kararlılıkla sürdürüyor" denildi. Açıklamada ayrıca bölgede "Hiçbir hukuksuzluğa ve kabadayılığa izin verilmeyeceği" de belirtildi.
Kirli senaryolar devrede
Bakanlığın halk diliyle yaptığı bu sert açıklamanın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki gün isim vermeden Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki yetki alanları konusunda görüş ayrılığı yaşadığı ülkeleri sert ifadelerle uyarmasından bir gün sonra gelmesi dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin kendisine dayatılan ahlaksız harita ve belgeleri yırtıp atacak askeri güce sahip olduğunu anlayacaklar. Ya siyasetin, diplomasinin diliyle ya da sahada yaşayacakları acı tecrübeyle anlayacaklar" demişti. Erdoğan, Türkiye'nin adil olması şartıyla, her türlü paylaşıma hazır olduğunu ve bunu her platformda, her görüşmede ve her mesajda dile getirdiğini belirtmişti. Erdoğan ayrıca, "Türkiye ve Türk milleti olarak biz her ihtimale ve her sonuca hazırlıklıyız" diye konuşmuştu.
Açıklamaların arka planı
Peki, Erdoğan'ın ardından Milli Savunma Bakanlığı neden güçlü ifadelerle dolu bir açıklama yaptı? Twitter'da bakanlığın tweet'ine yapılan yorumlarda 'savaş' teması öne çıkıyor. The Philosopher isimli Yunan, İngilizce yaptığı paylaşımda, "Bu gemilerdeki kişiler umarım iyi yüzücülerdir çünkü Türkiye'ye yüzerek döneceklerdir" diye yazdı. Bir başka Yunan ise Fransa, Mısır, İsrail, Rum kesimi ve Yunanistan'ın bayraklarını yan yana koyarak, sözde kendi cephelerinin güçlü olduğunu dışa vurmaya çalıştı. Nektarios Xefteris adlı Yunanın Yunanca paylaşımı ise daha da provokatifti. Paylaşımda Türklerin finansal sığınmacı olacağı ileri sürülüyor! Türk Twitter kullanıcıları ise net ifadelerle TSK'ya destek verdi.
Türkiye-Fransa çekişmesi büyüyor
Akdeniz'de Türkiye ile Yunanistan arasında başlayan gerginlik, son bir ay içinde Türkiye-Fransa mücadelesine dönüştü. Yunanistan adeta bir piyon haline geldi. Fransa ile Türkiye arasındaki çekişme Libya'da başladı. 2011'de Libya'da Kaddafi'nin ortadan kaldırılmasında etkin rol oynayan Fransa, Trablus'taki meşru yönetime karşı terörist Hafter'i destekleyerek, Türkiye'nin karşısında yer aldı. Fransa, son dönemde Lübnan üzerinden Ortadoğu'da da etkin olmak istiyor. Libya'da ise enerji şirketi Total sayesinde İtalya'nın yerini almaya çalışıyor. Fransa'nın ayakta kalabilmesi için sömürgelere ihtiyacı var. Fransa'nın Afrika'dan yılda 500 milyar dolar gelir elde ettiği belirtiliyor. Macron yönetimi Libya'yı da gelir kalemlerine ilave etmek istiyor. Fransa'nın Lübnan'a önem vermesinin arka planında ise Suriye ve Irak'ın kuzeyindeki Kürt grupları üzerinden Irak'ın zengin kaynaklarına erişim yatıyor.
Akdeniz'de Fransa ve Yunanistan'ın ani baskınla Türk savaş gemilerine saldırmasından endişe ediliyor. Nitekim Fransa, tek uçak gemisi Charles de Gaulle'ü Yunanistan'a çok yakın konumlandırarak, Türk ve Yunan savaş uçakları arasında havada yaşanacak it dalaşlarının menzili içine girmeden kritik hamlelerle gerginliği tırmandırmayı umuyor. Türkiye, Fransa ve Yunanistan'ın NATO üyesi olması hasebiyle saldırının Mısır üzerinde yapılması ihtimali de konuşulmuyor değil! Bunun için S-400 füze savunma sisteminin bir an önce aktifleştirilmesi önem arzediyor.
NATO'dan beyhude girişimler
İki NATO müttefiki arasındaki bu gerginliğe NATO ve Avrupa Birliği (AB) de dahil olmuş durumda. NATO, bölgede istenmeyen bir kaza ve olay yaşanmaması için iki ülke arasında teknik görüşmelerin başlaması için uğraşıyor. AB dışişleri bakanları ise ağustos sonundaki toplantılarında Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki tansiyonu düşürmemesi halinde AB'nin yaptırımlarıyla karşı karşıya kalabileceği sinyalini vermişti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.