İyi bir ekonomist ve de dünya lideri

Sayın Erdoğan için parti teşkilatlarının, milletvekillerinin, yandaş medyanın ve sosyal medyanın son 13 yılda en çok kullandıkları tabir ve sloganlar bunlar. 

Bütün samimiyetimle ifade ediyorum ki, bu sloganların hayat bulmasını, icraata dönüşmesini ve yine sloganlaşan, 'dünyaya ayar veren lider' profilinin tezahürünü canı gönülden isterdim. İstemeyenin zaten milli ve manevi ayarlarında sorun var demektir.

Ama olmadı, olmuyor, başaramadılar, beceremediler. Haliyle bu sloganları deşifre etmekte hem milli, hem de manevi bir görevdir.

Dünya liderliği

Kimse kusura bakmasın! Hiçbir dünya lideri, 15 Temmuz'un finansörü Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD'dir dedikten sonra Birleşik Arap Emirlikleri'nden himmet istemez. 

ABD istiyor diye Kuran yakan, terörist besleyen İsveç'e evet, demez. 

Bu nasıl bir dünya liderliğidir ki, Yunanistan adalarımız işgal etmiş, Ermenistan topraklarımızı kendi haritalarında gösteriyor. 

Aynı şekilde Yahudi Barzani ailesi Kuzey Irak'taki inlerini, 'Kürdistan' olarak tanımlayıp, bizim illerimizi de haritalarına alıyor. 

'Kardeş Esad'ın, katil Eset'e dönüştürülmesinin faturası giderek büyüyor. 

Suriye'de ABD'ye karşıyız. Rusya'ya, İran'a ve Suriye devletine de karşıyız. Sahi biz niçin Suriye'deyiz?

Bugün Afrika'da batılı emperyalistler güç kaybederken Rusya ve Çin'in sözü geçer hale geldi.

Türk Cumhuriyetlerinde, güney Asya'da da durum aynı. Orta ve güney Amerika'da da, Rusya ve Çin önderliğindeki BRİCS ülkelerinin borusu ötüyor.

İsrail'in bitmeyen soykırım saldırıları karşısında bizim iktidarımız 'şiddetli kınama' mesajları yayımlarken Çin, çıkıp diyor ki, 'İsrail ve Filistin arasında arabulucu olmaya hazırız'. 

Üye olmak istediğimiz AB ülkelerinde, benim kutsal kitabıma hakaretler bitmiyor. 

Ermeni, Yunan lobileri ve Rumlar bile benim devletime afkuruyor! 

Mesut Barzani evet, evet! AKP'nin kırmızı halı serdiği kişi; "Unutmayalım ki, Lozan'ın kötü sonuçlarıyla yüzleşmek ve hataları düzeltmek sadece Kürt halkının değil, bölge devletlerinin ve uluslararası denklemlerde söz sahibi olan ülkelerin de omuzlarındadır…

Lozan Anlaşması'nın Kürdistan halkının kaderi üzerindeki etkisi ve sonuçları sayılamayacak kadar felaket, ham mahrumiyeti, ötekileştirme ve inkarla doludur' diyor ve Türkiye'yi işgalci olarak tanımlıyor.

Türk düşmanı bir lobi, 'Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkının gasp edildi' diyerek BM İnsan Hakları Komitesi'ne başvurulacağını açıklıyor.

Bir başkası, 'Kürtlerin meşru hakları tanınmamış ve varlıkları inkar edilmiştir' diyor.

Bir ötekisi hem de bu topraklarda, 'Kürtler, Lozan'da Müslüman olmanın bedelini ödediler' diyor.

Bir başka münafık, 'Kürtler, Sevr'de kazandıkları hakları Lozan'da kaybettiler' diyor.

Ecdadı, ülkeyi satmış ve İngilizlere sığınmış Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu isimli ve bir siyasi partiye mensup bu şahıs, 'Lozan, bizim gözümüzde savaşarak kazanıp masada kaybettiğimiz müsvedde kağıt hükmünde yırtılıp atılması gereken bir antlaşmadır' diyor.

Sözde sığınmacı denilen Suriyeliler alenen devlet ve milletimize meydan okuyor. Taciz, tecavüz ve cinayetlerin ardı arkası kesilmiyor. 

Daha nice siyasi, milli ve manevi girdaplar yaşarken benim dünya liderimden, devlet ve milletimiz bekası için net bir duruş, icraat ve plan göremiyorum.

Sorun benim görgüsüzlüğüm ise eyvallah, özür dilerim. Yoksa değilse yazık olmuş ülkeme!

İyi bir ekonomist

İyi bir ekonomistin yönettiği bir ülke, üstelik her türlü kaynağın olduğu, genç nüfusun olduğu bir ülke ekonomisi bu halde olur mu?

Medyadan 20 yıllık iktidarın rakamlarını derledim.

İyi bir ekonomist olan Sayın Erdoğan ve iktidarları 20 yılda vatandaştan 2 trilyon 700 milyar dolar vergi toplamış.

Artı 330 milyar dolar dış borç almış.

Devlete ait malları, işletmeleri, kurumları 75 milyar dolar civarında bir fiyata satarak gelir oluşturmuş.

Bunun üzerine imar afları, bedelli askerlik ve vatandaşa verilen IBAN'larla milyarlarca lira kaynak (!) oluşturmuş. 

Özetle 20 yılda yaklaşık 3 trilyon 300 milyar dolarlık kaynağı kullanarak ülkeyi batırmışlar.

Ya iyi bir ekonomist tarafından yönetilmiyor olsaydık halimiz nice olurdu!

Yorumsuz

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, iktidarın adeta gayri resmi sözcüsü olan Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi için şu sözleri sarfetti:

"Kendini sahiden gazeteci zanneden koğuculuk ve fitne aparatı Abdülkadir Selvi; CNN Türk'te yine sap yemiş, saman çıkarmış. 

CHP hızarında bir baltaya sap veya İP'te cambaz olabilmek için ipe sapa gelmez ve çapını aşan laflar etmiş.

Gözü küllü Selvi, MHP'nin son Yerel Seçimlerde kazandığı ve başarıyla hizmet verdiği bazı ilçelerdeki belediye başkanlıklarını İP'e bahşetme hadsizliğine yeltenmiş.

Abdulkadir Selvi hadsizliği öyle ileri götürmüş ki İstanbul, Ankara ve Adana gibi metropol kentlerde belediyeleri batıran CHP'ye yeniden kazanma şansı vermiş.

Abdülkadir Selvi, acaba Kemal Kılıçdaroğlu'ndan veya Müdire Meral Akşener'den başdanışmanlık teklifi mi aldı da böyle CHP yalakalığına ve İP meddahlığına soyundu?

Türkiye Yerel Seçimlere doğru giderken CHP ve İP'e ajanlık etmek ayrıca Cumhur ittifakını dağıtma gayretkeşliği ancak Selvi gibi tıynetsiz, akılsız gazeteci taslaklarının harcıdır."

Yorumsuz, dedim ama bu 'sap yiyip, saman çıkarma' tabirine takıldım. Hangi tür canlılar böyle bir organizmaya sahip?