Danıştay üyelerine yapılan mel'un ve menfur saldırıyı şiddetle ve nefretle kınadık, kınıyoruz. Cenaze sırasında yapılan taşkınlıkları ve atılan sloganları şiddetle kınadık, kınıyoruz. Fakat bu saldırılar dolayısiyle bir istikrar, bir huzur edebiyatıdır aldı başını gidiyor. 'Tam da huzur ve barış ortamı sağlanmışken huzura kurşun sıkıldı' diyenin haddi hesabı yok. Tekrar ediyoruz, beterin beteri var. Millet olarak, ülke olarak daha kötü durumlara düşmekten Allah'a sığınırız. Fakat bu arkadaşlar hangi huzurdan, hangi istikrardan bahsediyorlar anlamak mümkün değil.Günlerdir takip ediyorum; Moral FM'inden Burç FM'ine, Yeni Şafak'ından Zaman'ından STV'sine kadar hemen hepsi; 'Tam da istikrarı yakalamışken' diye söze başlıyorlar.Türkiye'ye dışarıdan, dışarıdakilerin gözü ile bakarsanız, yani; ABD'nin, yani AB'nin, yani İMF'nin, yani küresel ahtapotların gözü ile bakarsanız, onların soygunları ve vurgunları açısından tam da huzur ve istikrar ortamı olduğu söylenebilir. O dünyanın, coğrafyamız üzerindeki yüzlerce yıllık emellerini gerçekleştirmeleri için gerçekten de bir huzur ortamından söz edilebilir. Anadolu coğrafyasının altındaki zenginliklerle ve üstündeki Müslüman Türk milleti ile, bu milletin yeni kuşakları ile diledikleri gibi oynamaları için çok uygun bir zeminden bahsedilebilir. Fakat, Allah için elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin; bölgemiz için, coğrafyamız için ve milletimiz için son üç-dört yıldan beri yaşadıklarımızın hangisi huzur ve istikrarın göstergesidir?Her gün, cennet vatanımızın dört bir yanında şehit cenazelerinin kaldırılıyor olması mı?Ağlayan analara yenilerinin eklenmesi mi, var olan yetimler ordusuna yenilerinin ilave olması mı, tabutların başlarında ağlayan, sızlayan gencecik gelinlerin ve nişanlıların, elleri kınalı kızlarımızın sayılarının artması mı?Cennet vatanımızın dört bir yanından yükselmeye başlayan çan sesleri mi, bizim çocuklarımızın boyunlarına takılan, koyunlarına sokulan haçlar mı, ders kitaplarımızdaki Veda Hutbesine ve Cuma günleri okunan hutbelere yapılan müdahale mi hangisi huzur ve istikrarın göstergesi?Vatanperver uzmanlarca ifade edilen maden yataklarımızın, Milli Mücadele yıllarımızda Hınçak ve Taşnak adlı Ermeni terör örgütlerini destekleyen şirketlere verilmiş olması mı sizce huzurun ve istikrarın göstergesi?Çöpten ekmek toplayan insanlarımızın günden güne çoğalması mı, atölyelerin, fabrikaların hızla kapanması mı, işsizler ordusunun çığ gibi büyümesi mi, İMF heyetinin gelip haftalarca tepemizde oturması ve talimatlar yağdırması mı? Küresel ahtapotların alacaklarının faizlerini ödeyebilmek için neredeyse uçan kuşun kanat çırpışına vergi konulması mı?Dünyada en pahalı benzini kullanan ülke olmamız mı?Söyler misiniz bunların hangisi huzur ve istikrarın göstergesidir?Ayrılıkçı güçlerin iyice kazıktan boşanmış olması mı, ayyıldızlı albayrağımızın yerine başka bayrakların asılmasına müsaade edilmesi mi, ülkemizin parçalanmasını öngören Sevr haritasının yeniden tatbikata konulmuş olması mı, dedelerimiz tarafından bir milyonu aşkın şehit verilerek yırtılıp tarihin çöp sepetine atılan bu paçavranın uygulamasını gözlemlemek için ülkemize gelen her haçlı temsilcisinden tepeden aşağı fırça yememiz mi huzur ve istikrarın göstergesi?Hem sizler, yardımları ile, maddi ve manevi destekleri ile beslenip büyüdüğünüz Müslüman Türk milletini ne diye aldatıyorsunuz? Ne diye, bütün foyaları ortaya çıkmış olan, bütün dayatmaları milletimizi ve devletimizi bölüp parçalamaya yönelik AB'yi hala bir umut kapısı, yegane reçete olarak takdim ediyorsunuz? Ahde vefa bu mudur, kardeşlik hukuku bunu mu gerektirir? Bu milletin yıllardır sizlere verdiklerinden daha fazlasını mı aldınız o çevrelerden?İnsaf edin, elinizi vicdanınıza koyun ve biraz da yerin altını düşünün...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025