İstikrar ancak BTP ile sağlanır

Dünkü yazımızda "istikrar" adına nasıl uyutulduğumuzu delilleriyle birlikte ortaya koyduk. Soru şu: Batılı ülkelerin rotasından çıkıldığında, onlara taviz vermekten vazgeçildiğinde ülkede istikrar gerçekten bozulur mu?Bu soruya şu soruyla cevap verelim: Irak lideri Saddam, Mısır lideri Hüsnü Mübarek, Tunus lideri Zeynelabidin bin Ali ABD'nin rotasından çıktığı, taviz vermekten vaz geçtiği için mi devrildi? Elbette ki hayır?Bunların hepsi ABD'nin talimatlarını harfiyen yerine getiren, hatta bizim taşeron siyasilerimizden çok daha fazla ABD piyonu olan liderlerdi.Bunların devrilmesinin nedeni de ABD'nin bu liderlere verdiği akıllar ve uygulattığı politikalar sebebiyle bu ülkelerin her köşesine nüfuz etmesi, istediği zaman, düğmeye bastığı zaman istediği şekle gelebilecek kıvamda olmalarıydı.Dün Irak'ın bütün kaynaklarını, dediği dedik olan diktatör Saddam sayesinde sömürebiliyordu ama gün geldi ülkenin 3 parçaya bölünmesi arzulandı ve bu noktada Saddam'ın devrilmesi ve idamının da bu amaç için kullanılması gerekiyordu.Ülkeyi böldüler, kuzeyinde İsrail'in uzantısı Yahudi Barzani kontrolünde bir özerk yapı oluşturdular; diğer bölgelerinde ise Şii-Sünni çatışması çıksın diye Saddam'ın ölümünü kullandılar ama Şiilerin oyuna gelmemesi sebebiyle bu çatışmayı Irak'ta çıkartamadılar.Bu ve benzeri örneklerden de rahatlıkla anlayabiliyoruz ki, ABD'nin içişlerine karıştığı, tavizler kopardığı, akıl verdiği ülkelerin beli hiçbir zaman doğrulmamıştır.ABD gibi sömürücü ülkelerin nüfuz edemediği, kirli plan kursa da gerçekleştiremediği ülkeler tam bağımsız olan, milleti tek bilek tek yürek olan ve milli bir ekonomiyi hayata geçiren ülkelerdir. Tam bağımsız olmak için iktisadi bağımsızlık şarttır. Bu manada kapitalizmle idare edilen ülkelerin bağımsızlığından asla bahsedilemez.Çünkü kapitalizmde güç küresel sermaye sahiplerindedir ve onlar ülkeleri borçlandırarak bağımlı hale getirirler ardından da sınırsız bir şekilde sömürürler.Yanlış anlamayın, ABD, İngiltere gibi ülkeler, AB gibi birlikler bu, siyasi amaç taşıyan küresel sermaye gruplarının sadece taşeronudur, uygulayıcısıdır. Küresel şirketlerin sömürüsü elbette ki sadece ekonomi alanında olmaz; siyasilerini satın alırlar, adalet mekanizmasına, askerine, kültürüne hatta inançlarına müdahale ederler.Örnek vermek gerekirse, ABD halkı çoğunlukla Hıristiyan'dır. Ama ne ilginçtir ki ABD İsrail'in taşeronluğunu yapmaktadır. Bunu da ABD'de çok yaygın olan Evangelizmle gerçekleştirmektedir. Evangelizm, görünüşte bir Hıristiyan tarikatı olmasına rağmen Mesih'in gelmesini Büyük İsrail Devleti'nin kurulmasına endeksleyerek ABD'yi İsrail'in kölesi haline getirmiştir. Yani sadece bizim inancımıza değil, diğer ülkelerin ve dinlerin inançlarına da siyasi amaçlı olarak müdahalede bulunuyorlar.Ülkemiz için bunun örnekleri çok. Örneğin hutbelerden "Allah katında tek din İslam'dır" ayetini çıkardılar. Milli Eğitim kitaplarından Kelime-i Tevhid'in ikinci kısmını kaldırdılar. Dinlerarası Diyalog faaliyetleriyle Yahudilerin de Hıristiyanların da cennetlik olduğunu yaydılar. Yüzde 99'u Müslüman olan ülkemizde 70 bin kilise evi açtırdılar?Misalleri çoğaltabiliriz ama gördüğünüz gibi kapitalizmle devam ettiğiniz takdirde, borç ve akıl almaya mecbur kalıyorsunuz ve adamlar sizin inancınız da dahil her şeyinize karışıyorlar. ABD ve AB uğruna inancından bile taviz veren bir siyasi iradenin elbette ki millete ait olan madenleri millet yararı için çıkartabilmesi, milli parasını basabilmesi mümkün değildir.Bizler, "İstikrar, yalnız ve yalnız Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) ile sağlanır" derken particilik anlamında demiyoruz, hamaset yapmıyoruz.Bugün 7 Haziran seçimlerine doğru hızla giderken söyler misiniz bana, kapitalizmin kısır döngü politikaları dışında çözüm sunan kaç tane lider ve parti var? Prof. Dr. Haydar Baş ve BTP dışında başka bir ekonomik modeli olan, çözümü olan siyasi irade var mı?Prof. Dr. Baş, hakkında 9 uluslararası kongre yapılmış, 400'ün üzerinde dünya çapındaki bilim adamının hakkında tebliğ sunduğu, birçok ülke tarafından uygulanmış ve fayda görülmüş olan eşsiz bir modele, Milli Ekonomi Modeli'ne (MEM) sahip?Var mı başka çözümü olan, modeli olan? Elbette ki yok?Bugün, MEM'i 2006'dan bu yana uygulayan ve bu sayede gerçek bir milli devlet olan Rusya'ya, ABD ve AB ülkeleri ya da bunların arkasındaki sermaye grupları en ufak bir şey yapabiliyorlar mı? Ne yapsalar geri tepiyor, çünkü Milli Ekonomi Modeli devleti güçlü, milleti ise tek bilek tek yürek yapıyor; her türlü tehdide karşı aşılması mümkün olmayan bir güvenlik duvarı örüyor.Prof. Dr. Baş, "Ben milletime ait olan madenlerimi milletim için çıkartacağım", "Emek ve üretim karşılığı milli paramı devreye koyacağım, bir kuruş borç almayacağım", "İşçime 5000 TL asgari ücret, hanımlara 1500 TL maaş, çocuklarıma 250 TL burs, her bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşına da 1000 TL vatandaşlık maaşı vereceğim" derken "Bunu kapitalizmle yapacağım" demiyor; "Rusya'nın, BRICS ülkelerinin ve daha birçok ülkenin uygulayıp fayda gördüğü Milli Ekonomi Modeli ile bunu yapacağım" diyor.Milli Ekonomi Modeli ile devlet güçlü, ordu güçlü, millet de güçlü olacak. Tüm dünya bir araya gelse sana ne yapabilir? Ki yalnız da olmayacağız, BRICS ülkeleri "MEM'i uygulayın sizi alalım ve BRICS-T olalım" diyorlar.İşte gerçek istikrar budur.