Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, üniversitelerin bölünmesiyle ilgili tartışmalar konusuna son noktayı koydu. Milli Eğitim Bakanı, "Sürekli provoke edildiği, daha doğrusu sürekli propaganda konusu edildiği gibi biz, hükümet inisiyatifi ile üniversiteleri bölmeyeceğiz" dedi.
Üniversitelerin kendileri istiyordu
Üniversitelerin bölünmesini bazı üniversitelerin ve akademisyenlerin istediğini bildiren Erkan Mumcu, YÖK ve üniversitelerin yöneticilerinin geçmişle bugün arasındaki "çelişkili tutumları" konusunda şunları söyledi: "Üniversitelerin bölünmesi meselesi daha önce 7 ve 8. kalkınma planlarında karar altına alınmıştır. Bunun karar altına alınmasındaki neden, üniversitelerden gelen taleptir. Yönetilebilir büyüklüklerde olmak ve uzmanlaşmak konusunda üniversitelerin küçülme ya da bölünme talepleri vardır. Mesela Gazi Üniversitesi'nin Ankara dışındaki kampuslerini yeni kurulan üniversitelere devretmek ve bu anlamda küçülmek konusunda bir talebi vardır. Geçmişte Anadolu Üniversitesi, Eskişehir ve Anadolu üniversitesi olmak üzere YÖK tarafından bölünmüştür. Üniversitelerin bölünmesi fikri bizim getirdiğimiz bir fikir değil. Özellikle büyük üniversitelerde birikmiş akademisyen kadroların daha verimli olmaları için akademisyenlerin önerdiği bir fikirdir. Üniversiteler bunu talep etmelerine ve istemelerine rağmen kendileri karar verip uygulayamıyorlardı. Biz, buna karar verip kendilerinin uygulayabilecekleri bir imkan sağlayacağız. İsteyen küçülür, istemeyen küçülmez."
Ön yargımız yok
Bakan mumcu, üniversitelerin yeniden yapılandırılması konusunda hiçbir ön yargıları ve kesin kabulleri bulunmadığını belirterek, "Biz herkesin bilgisini,önerisini, katkısını bekliyoruz. Oluşturduğumuz internet sitesine 15 binin üzerinde görüş geldi, bir tek üniversiteler cevap göndermedi. Onlar da gönderirse belli bir aşamaya gelinecek" dedi. Mumcu, şunları söyledi: "Açıkçası, ortaöğretimde olağanüstü boyutlarda artan okullaşma oranına kendisini hazırlayan bir üniversite yapılanması istiyoruz. Yükseköğretim çağı nüfusunun okullaşma oranında Avrupa Birliği normlarına ulaşmak istiyoruz."
ÖSYM Başkanı'nı Cumhurbaşkanı atamalı
Milli Eğitim Bakanı Mumcu, ÖSYM-YÖK ilişkisini ortadan kaldırmak diye bir düşünceleri de olmadığını belirtirken, "Ama biz, ÖSYM özerkliğini tahkim etmek istiyoruz" dedi. Mumcu, sözlerini şöyle sürdürdü: "ÖSYM, Türkiye'de en çok güven duyulan kurumların başında geliyor. En azından objektifliği ve tarafsızlığı konusunda bir kuşku yok. Yerleştirmede uyguladığı sistemin verimliliği konusunda birtakım tartışmalar olsa bile objektifliği ve tarafsızlığı konusunda hiç kimsenin kuşkusu yok. Kaldı ki, idare de çoğu zaman ÖSYM'nin objektifliği ve tarafsızlığına müracaat ediyor. Biz, bunu daha da güçlendirmek istiyoruz. Türkiye için bir güven kurumudur ÖSYM. Biz bunu da daha da güçlendirmek istiyoruz. Mesela, ÖSYM Başkanı'nın atanmasında Cumhurbaşkanı'nı da devreye alarak özerkliği bakımından sistemi daha çok teminat altına alabiliriz."
"Parayı verin, gerisine karışmayın" deniyorsa bu olmaz
Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, YÖK diye bir dertleri bulunmadığını, asıl sorunun üniversitelerin verimliliği olduğunu kaydederek, verimliliği, kaliteyi artırmak için de kaynak çeşitliliği, zenginliği gerektiğini söyledi. Üniversitelere daha fazla bütçe ödeneği koyacaklarını kaydeden Mumcu, "Ama, bütün bunları daha objektif kriterlere bağlayacağız. Tabi (Parayı verin, gerisine karışmayın) deniyorsa, hayır. Hükümet aynı zamanda vergi verenler adına da burada. Biz üniversitelerin kaynak ihtiyacının karşılanmasında bir yükümlülüğümüz olduğunu biliyoruz. Ama, vergi verenlerin üniversite sisteminin çıktılarından tatmin olmak gibi bir haklarının olduğunu da biliyoruz. Dolayısıyla bu ikisinin ilişkisini sağlıklı kuran sistemler arıyoruz."
Üniversitelerin kendileri istiyordu
Üniversitelerin bölünmesini bazı üniversitelerin ve akademisyenlerin istediğini bildiren Erkan Mumcu, YÖK ve üniversitelerin yöneticilerinin geçmişle bugün arasındaki "çelişkili tutumları" konusunda şunları söyledi: "Üniversitelerin bölünmesi meselesi daha önce 7 ve 8. kalkınma planlarında karar altına alınmıştır. Bunun karar altına alınmasındaki neden, üniversitelerden gelen taleptir. Yönetilebilir büyüklüklerde olmak ve uzmanlaşmak konusunda üniversitelerin küçülme ya da bölünme talepleri vardır. Mesela Gazi Üniversitesi'nin Ankara dışındaki kampuslerini yeni kurulan üniversitelere devretmek ve bu anlamda küçülmek konusunda bir talebi vardır. Geçmişte Anadolu Üniversitesi, Eskişehir ve Anadolu üniversitesi olmak üzere YÖK tarafından bölünmüştür. Üniversitelerin bölünmesi fikri bizim getirdiğimiz bir fikir değil. Özellikle büyük üniversitelerde birikmiş akademisyen kadroların daha verimli olmaları için akademisyenlerin önerdiği bir fikirdir. Üniversiteler bunu talep etmelerine ve istemelerine rağmen kendileri karar verip uygulayamıyorlardı. Biz, buna karar verip kendilerinin uygulayabilecekleri bir imkan sağlayacağız. İsteyen küçülür, istemeyen küçülmez."
Ön yargımız yok
Bakan mumcu, üniversitelerin yeniden yapılandırılması konusunda hiçbir ön yargıları ve kesin kabulleri bulunmadığını belirterek, "Biz herkesin bilgisini,önerisini, katkısını bekliyoruz. Oluşturduğumuz internet sitesine 15 binin üzerinde görüş geldi, bir tek üniversiteler cevap göndermedi. Onlar da gönderirse belli bir aşamaya gelinecek" dedi. Mumcu, şunları söyledi: "Açıkçası, ortaöğretimde olağanüstü boyutlarda artan okullaşma oranına kendisini hazırlayan bir üniversite yapılanması istiyoruz. Yükseköğretim çağı nüfusunun okullaşma oranında Avrupa Birliği normlarına ulaşmak istiyoruz."
ÖSYM Başkanı'nı Cumhurbaşkanı atamalı
Milli Eğitim Bakanı Mumcu, ÖSYM-YÖK ilişkisini ortadan kaldırmak diye bir düşünceleri de olmadığını belirtirken, "Ama biz, ÖSYM özerkliğini tahkim etmek istiyoruz" dedi. Mumcu, sözlerini şöyle sürdürdü: "ÖSYM, Türkiye'de en çok güven duyulan kurumların başında geliyor. En azından objektifliği ve tarafsızlığı konusunda bir kuşku yok. Yerleştirmede uyguladığı sistemin verimliliği konusunda birtakım tartışmalar olsa bile objektifliği ve tarafsızlığı konusunda hiç kimsenin kuşkusu yok. Kaldı ki, idare de çoğu zaman ÖSYM'nin objektifliği ve tarafsızlığına müracaat ediyor. Biz, bunu daha da güçlendirmek istiyoruz. Türkiye için bir güven kurumudur ÖSYM. Biz bunu da daha da güçlendirmek istiyoruz. Mesela, ÖSYM Başkanı'nın atanmasında Cumhurbaşkanı'nı da devreye alarak özerkliği bakımından sistemi daha çok teminat altına alabiliriz."
"Parayı verin, gerisine karışmayın" deniyorsa bu olmaz
Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, YÖK diye bir dertleri bulunmadığını, asıl sorunun üniversitelerin verimliliği olduğunu kaydederek, verimliliği, kaliteyi artırmak için de kaynak çeşitliliği, zenginliği gerektiğini söyledi. Üniversitelere daha fazla bütçe ödeneği koyacaklarını kaydeden Mumcu, "Ama, bütün bunları daha objektif kriterlere bağlayacağız. Tabi (Parayı verin, gerisine karışmayın) deniyorsa, hayır. Hükümet aynı zamanda vergi verenler adına da burada. Biz üniversitelerin kaynak ihtiyacının karşılanmasında bir yükümlülüğümüz olduğunu biliyoruz. Ama, vergi verenlerin üniversite sisteminin çıktılarından tatmin olmak gibi bir haklarının olduğunu da biliyoruz. Dolayısıyla bu ikisinin ilişkisini sağlıklı kuran sistemler arıyoruz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.