Ramazan'ın gelişine seviniyoruz.
Otuz-kırk derece sıcağın altında tarlasında, çayırında tarımla uğraşan, ot toplayan, ekin biçen, ürününü hasat eden mümin insan, böylesine zor şartlarda oruç tutacağı için seviniyor.
Otuz-kırk derece hararetin altında gerek kendi tarlasında gerekse ücretli olarak çalışan benim Ayşe ablam, Zeynep kızım da Ramazan geldi diye, bu şartlarda oruç tutacak diye seviniyor.
Yerin bilmem kaç yüz metre altında maden ocaklarında, kömür ocaklarında çoluk-çocuğunun rızkını temin için çalışan Anadolu'nun yiğit insanları da Ramazan'ın gelişine seviniyorlar.
Anadan-yardan ayrı, evinden-ocağından uzaklarda vatani görevini yapan, hudutlarda canı pahasına haydutlara geçit vermeyen ana kuzuları, Mehmetçiklerimiz de Ramazan'ın gelişine seviniyorlar.
Çoğu oruç tutmakla mükellef olmayan küçük yavrularımız da hem oruç tutmakta ısrar ediyorlar hem de kuşlar gibi uçacak kadar sevinçliler.
Çoğu kez yirmi dört saat direksiyon sallayan, yolcu taşıyan, yük taşıyan, yolcu oldukları için aslında oruç tutmama ruhsatları varken, hem oruç tutmakta ısrar ediyorlar hem de Ramazan'ın gelişine çocuklar kadar seviniyorlar.
Hoca geçinen bazı zevatın milleti ibadetten soğutmak için ileri-geri konuşmalarına, teravih namazını tırpanlamaya çalışmalarına rağmen, seksen-doksan yaşında mümin insanların, iki büklüm halleriyle teravih namazını "hatimle kıldıran" camileri aradıklarına şahit oluyoruz.
Konfeksiyonda makinanın başında, fabrikada iş makinasının üzerinde, dökümhanede kıpkızıl ateşin karşısında ekmek parası için ter döken Anadolu'nun güzel insanları Ramazan'ın teşrifine çocuklar gibi seviniyorlar ve oruç ibadetlerini aksatmıyorlar.
Yüz yıllardır Anadolu coğrafyasında Tevhid inancının bayraktarlığını yapmış olan Müslüman Türk milletinin ibadet aşkını zayıflatmak için hem dışarıdan hem içeriden yürütülen ifsat faaliyetlerine rağmen insanımız aşk ile ibadetlerine devam etmektedir.
Ramazan boyunca daha çok okuyacağı, daha fazla dinleyeceği Kerim kitabımızda nice müjdelerle karşılaşacak çünkü.
"Arş'ı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini hamd ile tesbih ederler, O'na iman ederler. Müminlerin de bağışlanmasını isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru! (derler)."
"Rabbimiz! Onları da, onların atalarından, zevcelerinden, nesillerinden iyi olanları da kendilerine vâd ettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz Azîz ve Hakîm olan sensin!"
"Bir de onları, her türlü kötülüklerden koru. O gün sen kimi kötülüklerden korursan muhakkak ki onu rahmetine mazhar etmiş olursun. Bu en büyük kurtuluştur." (Mü'min:7-9)
Otuz-kırk derece sıcağın altında tarlasında, çayırında tarımla uğraşan, ot toplayan, ekin biçen, ürününü hasat eden mümin insan, böylesine zor şartlarda oruç tutacağı için seviniyor.
Otuz-kırk derece hararetin altında gerek kendi tarlasında gerekse ücretli olarak çalışan benim Ayşe ablam, Zeynep kızım da Ramazan geldi diye, bu şartlarda oruç tutacak diye seviniyor.
Yerin bilmem kaç yüz metre altında maden ocaklarında, kömür ocaklarında çoluk-çocuğunun rızkını temin için çalışan Anadolu'nun yiğit insanları da Ramazan'ın gelişine seviniyorlar.
Anadan-yardan ayrı, evinden-ocağından uzaklarda vatani görevini yapan, hudutlarda canı pahasına haydutlara geçit vermeyen ana kuzuları, Mehmetçiklerimiz de Ramazan'ın gelişine seviniyorlar.
Çoğu oruç tutmakla mükellef olmayan küçük yavrularımız da hem oruç tutmakta ısrar ediyorlar hem de kuşlar gibi uçacak kadar sevinçliler.
Çoğu kez yirmi dört saat direksiyon sallayan, yolcu taşıyan, yük taşıyan, yolcu oldukları için aslında oruç tutmama ruhsatları varken, hem oruç tutmakta ısrar ediyorlar hem de Ramazan'ın gelişine çocuklar kadar seviniyorlar.
Hoca geçinen bazı zevatın milleti ibadetten soğutmak için ileri-geri konuşmalarına, teravih namazını tırpanlamaya çalışmalarına rağmen, seksen-doksan yaşında mümin insanların, iki büklüm halleriyle teravih namazını "hatimle kıldıran" camileri aradıklarına şahit oluyoruz.
Konfeksiyonda makinanın başında, fabrikada iş makinasının üzerinde, dökümhanede kıpkızıl ateşin karşısında ekmek parası için ter döken Anadolu'nun güzel insanları Ramazan'ın teşrifine çocuklar gibi seviniyorlar ve oruç ibadetlerini aksatmıyorlar.
Yüz yıllardır Anadolu coğrafyasında Tevhid inancının bayraktarlığını yapmış olan Müslüman Türk milletinin ibadet aşkını zayıflatmak için hem dışarıdan hem içeriden yürütülen ifsat faaliyetlerine rağmen insanımız aşk ile ibadetlerine devam etmektedir.
Ramazan boyunca daha çok okuyacağı, daha fazla dinleyeceği Kerim kitabımızda nice müjdelerle karşılaşacak çünkü.
"Arş'ı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini hamd ile tesbih ederler, O'na iman ederler. Müminlerin de bağışlanmasını isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru! (derler)."
"Rabbimiz! Onları da, onların atalarından, zevcelerinden, nesillerinden iyi olanları da kendilerine vâd ettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz Azîz ve Hakîm olan sensin!"
"Bir de onları, her türlü kötülüklerden koru. O gün sen kimi kötülüklerden korursan muhakkak ki onu rahmetine mazhar etmiş olursun. Bu en büyük kurtuluştur." (Mü'min:7-9)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Yüreklerin yangını nasıl söndürülecek? / 24.01.2025
- İnsanca paylaşılsa… / 23.01.2025
- Anlayan beri gelsin / 19.01.2025
- Bu oyunun ardındakilere karşı herkes oyunun arkasında durmalı / 18.01.2025
- Üzerinde tepinmek varken, ezdirmeye ne gerek var?! / 17.01.2025
- Kurutmadığınız ne kaldı? / 16.01.2025
- Hangi hakla ve ne yüzle? / 14.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Yüreklerin yangını nasıl söndürülecek? / 24.01.2025
- İnsanca paylaşılsa… / 23.01.2025
- Anlayan beri gelsin / 19.01.2025
- Bu oyunun ardındakilere karşı herkes oyunun arkasında durmalı / 18.01.2025
- Üzerinde tepinmek varken, ezdirmeye ne gerek var?! / 17.01.2025
- Kurutmadığınız ne kaldı? / 16.01.2025
- Hangi hakla ve ne yüzle? / 14.01.2025