AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen, Türkiye'nin siyasi koşulları yerine getirmesi halinde tam üyelik müzakerelerinin 2005 yılının ilk yarısında başlayabileceğini söyleyedursun, Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu'na sunulan bir rapor, bu siyasi koşulların hangi kaynaktan beslendiğini bir kez daha ortaya koydu.
Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu'nda (AFET) konuşan ve Kopenhag Zirvesi'nde verilen kararlar doğrultusunda Türkiye konusunda AB Komisyonu'nun 2004 yılında bir değerlendirme raporu hazırlayacağını hatırlatan Verheugen, "Türk reformlarını inceleyeceğiz. Eğer bu inceleme sonuçları pozitif olursa, siyasi koşullar yerine getirilirse, tam üyelik müzakereleri gecikmeden başlatılacak" dedi. Verheugen, "Bugünkü Türk hükümeti AB reformlarını çok ciddiye alıyor. Ülkede artık siyasi istikrar olduğu için reformlar hızlanarak devam ettirilebilecek. Türkiye'nin bugüne kadar yaptıklarını da görmek durumundayız" şeklinde konuştu.
Siyasi koşulların
kaynağı
Verheugen'ın, Türkiye'ye, Kopenhag'da bir siyasi yol haritası verildiğini, bu ülkenin Avrupa'ya yaklaşması için cesaretlendirilmesi gerektiğini, bu amaçla dengeli önerilerde bulunmanın yararlı olacağını da sözlerine eklediği konuşmasının üzerinden bir gün bile geçmeden aynı AB komisyonuna gelen bir rapor hem Verheugen'in "siyasi koşulları"na açıklık getiriyor, hem de bugünkü Türk hükümetinin hangi AB reformu için koşturduğunu ortaya koyuyor. Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu'nda görüşülmeye başlanan yıllık Türkiye raporunda, Komisyonu'n Hollandalı Hıristiyan Demokrat Grup Üyesi Arie Oostlander, şu ifadelere yer veriyor: "AB'nin siyasi değerleri, Hıristiyanlık ve Yahudilik kültürüne dayanıyor. Bu değerler İslam ağırlıklı toplum tarafından da kabul edilebilir." Yahudilerin kurduğu ülke olarak da bilinen Hollandalı Oostlander'in bu ifadeleri, "Türkiye siyasi koşulları yerine getirirse müzakereler 2005'te başlar" diyen Verheugen'in "siyasi koşulları"nın ne anlama geldiğini, AB'nin "siyasi değerler"den ne anladığını, bu "siyasi koşullar"ın kaynağını, "işte AB bu!" dedirtecek tarzda ortaya koyuyor.
Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu'nda (AFET) konuşan ve Kopenhag Zirvesi'nde verilen kararlar doğrultusunda Türkiye konusunda AB Komisyonu'nun 2004 yılında bir değerlendirme raporu hazırlayacağını hatırlatan Verheugen, "Türk reformlarını inceleyeceğiz. Eğer bu inceleme sonuçları pozitif olursa, siyasi koşullar yerine getirilirse, tam üyelik müzakereleri gecikmeden başlatılacak" dedi. Verheugen, "Bugünkü Türk hükümeti AB reformlarını çok ciddiye alıyor. Ülkede artık siyasi istikrar olduğu için reformlar hızlanarak devam ettirilebilecek. Türkiye'nin bugüne kadar yaptıklarını da görmek durumundayız" şeklinde konuştu.
Siyasi koşulların
kaynağı
Verheugen'ın, Türkiye'ye, Kopenhag'da bir siyasi yol haritası verildiğini, bu ülkenin Avrupa'ya yaklaşması için cesaretlendirilmesi gerektiğini, bu amaçla dengeli önerilerde bulunmanın yararlı olacağını da sözlerine eklediği konuşmasının üzerinden bir gün bile geçmeden aynı AB komisyonuna gelen bir rapor hem Verheugen'in "siyasi koşulları"na açıklık getiriyor, hem de bugünkü Türk hükümetinin hangi AB reformu için koşturduğunu ortaya koyuyor. Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu'nda görüşülmeye başlanan yıllık Türkiye raporunda, Komisyonu'n Hollandalı Hıristiyan Demokrat Grup Üyesi Arie Oostlander, şu ifadelere yer veriyor: "AB'nin siyasi değerleri, Hıristiyanlık ve Yahudilik kültürüne dayanıyor. Bu değerler İslam ağırlıklı toplum tarafından da kabul edilebilir." Yahudilerin kurduğu ülke olarak da bilinen Hollandalı Oostlander'in bu ifadeleri, "Türkiye siyasi koşulları yerine getirirse müzakereler 2005'te başlar" diyen Verheugen'in "siyasi koşulları"nın ne anlama geldiğini, AB'nin "siyasi değerler"den ne anladığını, bu "siyasi koşullar"ın kaynağını, "işte AB bu!" dedirtecek tarzda ortaya koyuyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.