BTP Lideri Prof. Dr. Baş, Çağlayan'daki dev mitingte "AB; 6 bin yıllık Türk tarihinin, 15 asırlık İslam'ın, 83 yıllık Cumhuriyetimizin AB mezarlığına gömülmesidir" şeklinde konuştu
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Çağlayan Meydanı'nda partisince geçtiğimiz pazar günü düzenlenen 'Bağımsız Türkiye' mitinginde yaptığı konuşmada, Türkiye'ye yönelik oynanan sinsi oyunları deşifre etti ve mevcut iktidarın bu oyunların durdurucusu değil de, aktörlerinden birisi olduğuna işaret etti.
Türkiye'ye iki dersFilistin'de ve Irak'ta yaşananlara dikkatleri çeken BTP Lideri, Batının bu tarz senaryolarının çok eski olduğunu bildirdi. Prof. Baş, şunları söyledi: "Araplar dün İngiliz ile bir olup bizi Ortadoğu'dan çıkartmışlardı. Bugün ise Amerika ile İngiliz bir olup, Irak'ın başına bela oldu. 600 bin insan şehit olmuştur. 50 bin kadının, anamın, kızımın namusu kirletilmiştir. Ve bugün PKK hareketini destekleyenlere, kendisi bu vatanda yaşadığı halde kendisini bu vatanın evladı görmeyenlere sesleniyorum. Aklınızı başınıza alın, yarın sizin kaderiniz Iraklının kaderine benzer. Yarın sizin kaderiniz Filistin'in kaderi olur. Senin kurtuluşun benimle beraber olmaktır. Niçin yanıma gelmiyorsun, benimle beraber olmuyorsun? Gel seni kurtarayım, var mısın?"
Güneydoğu huzuru BTP ile bulucakBTP'nin Güneydoğu ve Doğu'da huzuru temin edecek projeleri olduğunu dile getiren Prof. Dr. Baş, PKK tarafından kandırılan bölge insanına şu şekilde seslendi: "Seni Bağımsız Türkiye Partisi iktidarı döneminde Allah nasip ederse şehirlere indireceğim. Bu memleketin 'öz be öz evladı' yapacağım. Sen de bana söz bana vereceksin. Bu memleketin evladı olarak başını secdeye koyarak 'Yarabbi sana şükürler olsun' diyeceksin. Kandırdılar seni. Bak dikkat ediyor musun? İçinde bir çok sünnetsiz var. Bunlar Ermeni asıllılar, Rum asıllılar, Yahudi asıllılardır. Senden göründüler. Niçin? Seni bana karşı getirmek için, tefrika çıkartmak için? O bölgenin yer altı kaynaklarını elimizden almak için. Zannediyor musun ki onlar sana bu kaynakları verecek? Sakın ha böyle düşünme?Iraklıya da aynısını yapmışlardı. Şimdi bu kaynaklar kimin elinde biliyor musun? ABD şirketlerini elinde. Filistin'de aynı şeyi yapmışlardı. O kaynaklar kimin elinde? Yine ABD'nin elinde. Bir el bizi birbirine vurduruyor. Aklımızı başımıza almazsak fitne hepimizi helak edebilir. Gelin bir güneş doğdu bu güneşin ziyasından istifade edelim. Büyük Türk milleti gelin hep beraber olalım."
AB ile geldiğimiz nokta!AKP iktidarının Güneydoğu politikasını eleştiren BTP Genel Başkanı, bu politikaları 'zehirli tavuk gibi sağa sola çarpan, çırpan' sözleriyle niteledi. Haydar Baş, şunları söyledi: "Ne dediği belli değil. Avrupa diyor yatıyor, Avrupa diyor kalkıyor. Avrupa'nın bütün hizmetlerine ram olmuş vaziyette. AKP hükümeti, bunların isteğine göre Türkiye'yi tam bölünmenin merkezine taşımıştır. İkiz yasaları çıkardılar. Self determinasyon yasasını çıkardılar. Ne demektir bu yasa? Self determinasyon yasası, 'Bir etnik grubun kendi geleceğini referandum yoluyla tayin etmesi anlamına gelmektedir'. Etnik grup Türkiye içinde devlet kurma hakkına sahip olacak. Ak Partisi 28 Temmuz 2005'te Ek Protokolü imzalayarak, Kıbrıs'ın tek sorumlusunun Rum olduğunu kabul etmiştir. Bu AB sürecinde yine Ak Partisi Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurulmasına ses çıkarmaz hale gelmiştir. Kuzey Irak bölgesinde olan kırmızı çizgilerimiz tamamen kalkmıştır. PKK ile mücadelede 'Bu olayı biz demokratik bir zeminde halledeceğiz' diyerek maalesef ülkenin her yanında PKK ve yandaşlarının boy göstermesine sebep olmuştur. Yeni TCK'nın 76. maddesine koydukları düzenleme ile 'soykırım suçu'nu benimsemişler ve ilk kez Ermenileri haklı çıkarmışlardır. Son dönemde AB tarafından Türklüğe hakaret yani TCK'nın 301. maddesinin kaldırılması artık gündemlerde konuşulan konu haline gelmiştir."
İşte AB'nin çarpıcı anlamıBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, yaptığı konuşmada AB'nin Türkiye açısından ne anlama geldiğini şu şekilde ortaya koydu: " O zaman AB nedir, biliyor musun? AB 6 bin yıllık Türk tarihinin, 15 asırlık İslam'ın, 83 yıllık Cumhuriyetimizin AB mezarlığına gömülmesidir. AB demek Kıbrıs'ı Rum'a teslim etmek demektir. AB demek sevgili kardeşlerim 1974'te Barış Harekatıyla aldığımız Kıbrıs'ı kaybettiğimiz gibi Akdeniz'i tehdit altında bırakmaktır. AB Türkiye'nin her türlü yer altı kaynaklarına el konulması demektir. AB Türkiye topraklarının satışı demektir. Sakın ha ben bunları söylerken afaki konuştuğumu sanmayın. Biraz sonra bunları size tek tek izah edeceğim."
Memleket karış karış satılıyorBağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, AKP iktidarında Türkiye'nin karış karış yabancılara satıldığını vurguladı. Haydar Baş, şunları söyledi: " Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan Haziran 2003 tarihine kadar hiç bir yabancıya arazi satılmamıştır. AK Partisi döneminde Tapu Kanunu'nun 36. maddesi ve köy kanunun 87. maddesi iptal edilerek yabancılara toprak satışına izin verilmiştir. Bu kanundan sonra bakınız tam 4 milyon 420 bin 272 metre kare toprak yabancılara satıldı. Bakınız şu kanunlarla yaptılar bunu doğrudan yabancı yatırımlar kanununu 5 Haziran 2003 tarihinde çıkarttılar. Bu yasa çıktıktan sonra Giresun, Artvin, Van, Tunceli, Adana, Kayseri, Malatya, Gümüşhane, Çanakkale, Bursa, Ankara gibi illerimizde Orient Limited, Anatolia Minerals, Rio Tinto, Eldorodo Gold şirketleri memleketimizin bütün yer altı kaynaklarını ellerine almıştır: Maalesef yeraltı kaynaklarımız elimizden çıkmıştır.Antalyalı kardeşim, sen Adanalı kardeşim, Trabzonlu kardeşim? Elindeki toprakların yabancılara satıldığını biliyor musun? Bilmiyorsun. Hepimiz bu işlerden gafiliz. Bakınız merhum İnönü, Lozan'da Amerikan temsilcisinin teklifini merhum Atatürk'e bildiriyor. Teklif şu: Amerikan heyeti diyor ki, "Biz sizin Güneydoğu sınırlarınızı kabul etmiyoruz. Bizim Güneydoğu sınırlarınızı kabul etmemiz için yeraltı kaynaklarınızı bize vermeniz lazım." Bunun üzerine merhum İnönü durumu telgrafla Atatürk'e bildiriyor. Atatürk telgrafı okuyor, okuduktan sonra da telgrafı yırtıp atıyor ve diyor ki: "Kanımızı ve canımızı vererek elde ettiğimiz bağımsızlığımızı masa başında vermeyiz.Bugün elimizdeki yer altı kaynakları -altından tutun uranyuma, petrolüne, toryumuna boruna, demirine, bakırına varıncaya kadar ne ararsanız bizde var- tam 3 katrilyon dolarlık yer altı kaynağımız var. Bunu kimlere sattılar? Beş tane Batılı şirkete bedava verdiler? Biliyor musunuz 3 katrilyon dolar ne demek biliyor musunuz? Bu kadar serveti bedavaya Rio Tinto'ya, El Dorado Gold, Cominco, Anatolia Minerals şirketlerine veriyorlar. Bunlar kimin şirketleri biliyor musunuz? İngiliz Kraliyet ailesinin, İngiltere'nin şirketleri? Hollanda devletinin şirketi, Amerika'nın şirketi. Senin yeraltı kaynakların peşkeş çekiliyor, ne diyorsun ey millet?Bağımsız Türkiye Partisi, Allah nasip ederse bütün bunlara el koyacak. Ne verdin? Hiçbir şey. Sen gene vermedin, anlaşmanda ne var: 1 lira. Al sana 3 lira, geriye dön marş marş? Bu madenleri tekrar elimize alacağız. Bunları sen işleteceksin, bunlara seni ortak edeceğim, ey millet! Haberin var mı, seni ortak edeceğim. Var mısınız?Kaynak soruyorlar. Senin gözün körse bu kadar kaynağı başkasına verirken görmedin mi? Kaynak soruyorsun, bu kadar kaynak olur mu? 100 tane Türkiye'ye bakar bu kaynaklar. 3 katrilyon dolar, Allah nasip ederse altın madeni şirketi kuruyoruz. O rezervi işleyebilmek için şirket yüzde 49'unu milletime vereceğim. Yüzde 51'ini devlet işletecek. Kısmet olursa sen altın işletmecisi olacaksın yani kuyumculara altını imal edip sen vereceksin. Pazarlamasını sen yapacaksın var mısınız?"
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Çağlayan Meydanı'nda partisince geçtiğimiz pazar günü düzenlenen 'Bağımsız Türkiye' mitinginde yaptığı konuşmada, Türkiye'ye yönelik oynanan sinsi oyunları deşifre etti ve mevcut iktidarın bu oyunların durdurucusu değil de, aktörlerinden birisi olduğuna işaret etti.
Türkiye'ye iki dersFilistin'de ve Irak'ta yaşananlara dikkatleri çeken BTP Lideri, Batının bu tarz senaryolarının çok eski olduğunu bildirdi. Prof. Baş, şunları söyledi: "Araplar dün İngiliz ile bir olup bizi Ortadoğu'dan çıkartmışlardı. Bugün ise Amerika ile İngiliz bir olup, Irak'ın başına bela oldu. 600 bin insan şehit olmuştur. 50 bin kadının, anamın, kızımın namusu kirletilmiştir. Ve bugün PKK hareketini destekleyenlere, kendisi bu vatanda yaşadığı halde kendisini bu vatanın evladı görmeyenlere sesleniyorum. Aklınızı başınıza alın, yarın sizin kaderiniz Iraklının kaderine benzer. Yarın sizin kaderiniz Filistin'in kaderi olur. Senin kurtuluşun benimle beraber olmaktır. Niçin yanıma gelmiyorsun, benimle beraber olmuyorsun? Gel seni kurtarayım, var mısın?"
Güneydoğu huzuru BTP ile bulucakBTP'nin Güneydoğu ve Doğu'da huzuru temin edecek projeleri olduğunu dile getiren Prof. Dr. Baş, PKK tarafından kandırılan bölge insanına şu şekilde seslendi: "Seni Bağımsız Türkiye Partisi iktidarı döneminde Allah nasip ederse şehirlere indireceğim. Bu memleketin 'öz be öz evladı' yapacağım. Sen de bana söz bana vereceksin. Bu memleketin evladı olarak başını secdeye koyarak 'Yarabbi sana şükürler olsun' diyeceksin. Kandırdılar seni. Bak dikkat ediyor musun? İçinde bir çok sünnetsiz var. Bunlar Ermeni asıllılar, Rum asıllılar, Yahudi asıllılardır. Senden göründüler. Niçin? Seni bana karşı getirmek için, tefrika çıkartmak için? O bölgenin yer altı kaynaklarını elimizden almak için. Zannediyor musun ki onlar sana bu kaynakları verecek? Sakın ha böyle düşünme?Iraklıya da aynısını yapmışlardı. Şimdi bu kaynaklar kimin elinde biliyor musun? ABD şirketlerini elinde. Filistin'de aynı şeyi yapmışlardı. O kaynaklar kimin elinde? Yine ABD'nin elinde. Bir el bizi birbirine vurduruyor. Aklımızı başımıza almazsak fitne hepimizi helak edebilir. Gelin bir güneş doğdu bu güneşin ziyasından istifade edelim. Büyük Türk milleti gelin hep beraber olalım."
AB ile geldiğimiz nokta!AKP iktidarının Güneydoğu politikasını eleştiren BTP Genel Başkanı, bu politikaları 'zehirli tavuk gibi sağa sola çarpan, çırpan' sözleriyle niteledi. Haydar Baş, şunları söyledi: "Ne dediği belli değil. Avrupa diyor yatıyor, Avrupa diyor kalkıyor. Avrupa'nın bütün hizmetlerine ram olmuş vaziyette. AKP hükümeti, bunların isteğine göre Türkiye'yi tam bölünmenin merkezine taşımıştır. İkiz yasaları çıkardılar. Self determinasyon yasasını çıkardılar. Ne demektir bu yasa? Self determinasyon yasası, 'Bir etnik grubun kendi geleceğini referandum yoluyla tayin etmesi anlamına gelmektedir'. Etnik grup Türkiye içinde devlet kurma hakkına sahip olacak. Ak Partisi 28 Temmuz 2005'te Ek Protokolü imzalayarak, Kıbrıs'ın tek sorumlusunun Rum olduğunu kabul etmiştir. Bu AB sürecinde yine Ak Partisi Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurulmasına ses çıkarmaz hale gelmiştir. Kuzey Irak bölgesinde olan kırmızı çizgilerimiz tamamen kalkmıştır. PKK ile mücadelede 'Bu olayı biz demokratik bir zeminde halledeceğiz' diyerek maalesef ülkenin her yanında PKK ve yandaşlarının boy göstermesine sebep olmuştur. Yeni TCK'nın 76. maddesine koydukları düzenleme ile 'soykırım suçu'nu benimsemişler ve ilk kez Ermenileri haklı çıkarmışlardır. Son dönemde AB tarafından Türklüğe hakaret yani TCK'nın 301. maddesinin kaldırılması artık gündemlerde konuşulan konu haline gelmiştir."
İşte AB'nin çarpıcı anlamıBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, yaptığı konuşmada AB'nin Türkiye açısından ne anlama geldiğini şu şekilde ortaya koydu: " O zaman AB nedir, biliyor musun? AB 6 bin yıllık Türk tarihinin, 15 asırlık İslam'ın, 83 yıllık Cumhuriyetimizin AB mezarlığına gömülmesidir. AB demek Kıbrıs'ı Rum'a teslim etmek demektir. AB demek sevgili kardeşlerim 1974'te Barış Harekatıyla aldığımız Kıbrıs'ı kaybettiğimiz gibi Akdeniz'i tehdit altında bırakmaktır. AB Türkiye'nin her türlü yer altı kaynaklarına el konulması demektir. AB Türkiye topraklarının satışı demektir. Sakın ha ben bunları söylerken afaki konuştuğumu sanmayın. Biraz sonra bunları size tek tek izah edeceğim."
Memleket karış karış satılıyorBağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, AKP iktidarında Türkiye'nin karış karış yabancılara satıldığını vurguladı. Haydar Baş, şunları söyledi: " Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan Haziran 2003 tarihine kadar hiç bir yabancıya arazi satılmamıştır. AK Partisi döneminde Tapu Kanunu'nun 36. maddesi ve köy kanunun 87. maddesi iptal edilerek yabancılara toprak satışına izin verilmiştir. Bu kanundan sonra bakınız tam 4 milyon 420 bin 272 metre kare toprak yabancılara satıldı. Bakınız şu kanunlarla yaptılar bunu doğrudan yabancı yatırımlar kanununu 5 Haziran 2003 tarihinde çıkarttılar. Bu yasa çıktıktan sonra Giresun, Artvin, Van, Tunceli, Adana, Kayseri, Malatya, Gümüşhane, Çanakkale, Bursa, Ankara gibi illerimizde Orient Limited, Anatolia Minerals, Rio Tinto, Eldorodo Gold şirketleri memleketimizin bütün yer altı kaynaklarını ellerine almıştır: Maalesef yeraltı kaynaklarımız elimizden çıkmıştır.Antalyalı kardeşim, sen Adanalı kardeşim, Trabzonlu kardeşim? Elindeki toprakların yabancılara satıldığını biliyor musun? Bilmiyorsun. Hepimiz bu işlerden gafiliz. Bakınız merhum İnönü, Lozan'da Amerikan temsilcisinin teklifini merhum Atatürk'e bildiriyor. Teklif şu: Amerikan heyeti diyor ki, "Biz sizin Güneydoğu sınırlarınızı kabul etmiyoruz. Bizim Güneydoğu sınırlarınızı kabul etmemiz için yeraltı kaynaklarınızı bize vermeniz lazım." Bunun üzerine merhum İnönü durumu telgrafla Atatürk'e bildiriyor. Atatürk telgrafı okuyor, okuduktan sonra da telgrafı yırtıp atıyor ve diyor ki: "Kanımızı ve canımızı vererek elde ettiğimiz bağımsızlığımızı masa başında vermeyiz.Bugün elimizdeki yer altı kaynakları -altından tutun uranyuma, petrolüne, toryumuna boruna, demirine, bakırına varıncaya kadar ne ararsanız bizde var- tam 3 katrilyon dolarlık yer altı kaynağımız var. Bunu kimlere sattılar? Beş tane Batılı şirkete bedava verdiler? Biliyor musunuz 3 katrilyon dolar ne demek biliyor musunuz? Bu kadar serveti bedavaya Rio Tinto'ya, El Dorado Gold, Cominco, Anatolia Minerals şirketlerine veriyorlar. Bunlar kimin şirketleri biliyor musunuz? İngiliz Kraliyet ailesinin, İngiltere'nin şirketleri? Hollanda devletinin şirketi, Amerika'nın şirketi. Senin yeraltı kaynakların peşkeş çekiliyor, ne diyorsun ey millet?Bağımsız Türkiye Partisi, Allah nasip ederse bütün bunlara el koyacak. Ne verdin? Hiçbir şey. Sen gene vermedin, anlaşmanda ne var: 1 lira. Al sana 3 lira, geriye dön marş marş? Bu madenleri tekrar elimize alacağız. Bunları sen işleteceksin, bunlara seni ortak edeceğim, ey millet! Haberin var mı, seni ortak edeceğim. Var mısınız?Kaynak soruyorlar. Senin gözün körse bu kadar kaynağı başkasına verirken görmedin mi? Kaynak soruyorsun, bu kadar kaynak olur mu? 100 tane Türkiye'ye bakar bu kaynaklar. 3 katrilyon dolar, Allah nasip ederse altın madeni şirketi kuruyoruz. O rezervi işleyebilmek için şirket yüzde 49'unu milletime vereceğim. Yüzde 51'ini devlet işletecek. Kısmet olursa sen altın işletmecisi olacaksın yani kuyumculara altını imal edip sen vereceksin. Pazarlamasını sen yapacaksın var mısınız?"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.