İnsanlığın gelişimi için sanat çok önemli ve vazgeçilmezdir. Sanatçı, insanlığın gündemine aykırı düşünceler farklı bakış açıları ve yorumlar getirir. Aydınlanmanın ana dinamiğinde hep bilim ve sanat vardır. Bu öneminden dolayı sanatçılara ve onların eserlerine ulaşmak tüm ülke bireylerinin hakkı olmalıdır. Sanat sadece kentin merkezlerindeki elit ya da, dar bir kesimin hizmetinde ve kontrolünde olmamalıdır. Kentin kenar mahallelerinin de sanattan yararlanma ve sanatı izleme hakkı olmalıdır.
Mahalleleri kenarda,
Sevgileri yüreklerinde,
Sitemleri kucaklarında,
Sıranın onlara da geleceğini bekliyorlar. Bu yüzdendir ki bu günlerde adından sıkça söz edilen İstanbul Karaköy'de yeni açılan, Modern Sanatlar Müzesi "bu topraklardan aldıklarını bu topraklara verme" gibi bir anlayışla tamamen çakışıyor. Ve sanat hayatımızda yeni bir geleneğe imza atıyor. Katkılarından dolayı emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.
Yüz kadar ressamımızın eserlerini orada izleme imkânı bulabiliyoruz. Özellikle Türk çağdaş resminin temel taşlarını oluşturan Şeker Ahmet Paşa, H. Zekai Paşa, Süleyman Seyit, Osman Hamdi Bey, Hoca Ali Rıza ve Halil Paşa gibi. Bu değerli resim sanatçılarımıza ilaveten dünden bugüne yüzelli yıllık resim tarihimizin önemli simaları da müzedeki yerlerini almış durumdalar.
Gezimizin sonuna doğru sevincimizin hızı kesiliyor, duraklıyoruz. Son bir iki resim... Aradıklarımızdan birkaçını göremiyoruz. Seçici kurulun; Türk halkının gönlünde yer eden Türkiye'yi dünyada tanıtan bazı sanatçılarımızın eserlerini müzeye almadığını görüyoruz.
Kendi kültürümüzden çıkış yapan, dünyanın tanıdığı, eserlerinde "sanatın yaşantının izdüşümü olduğunu yaşamdan kopuk ve bağımsız bir sanat olamayacağını" kendi kültürümüzle toplum psikolojimizle bize ait değerlerin tamamıyla, yerel-ulusal-evrensel bir çizgiyi izleyen İbrahim Balaban hocanın eserlerinin dahi müzeye alınmayışını şaşkınlıkla ve üzüntüyle karşılıyoruz. Bu ustamız temelde bizim için anlamlı olan bir sanatı üretmiştir. Ve O kendi özgün yorumuyla Balabanizm ekolünü dünyaya kabul ettirmiştir. Ne acıdır ki, dünya platformuna çıkarabileceğimiz ender sanatçılarımızdan biri olan Balabanı seçici kurul seçememiştir.
Şaşırıp kalıyorum,
Hayal dükkânım sarsılıyor,
Bu tavrı tanıyorum.
Şadan Bezeyiş gibi Türkiye'yi dünyada temsil etmiş, akademiyi birincilikle bitirmiş, dünya müzelerinde eserleri olan, üniversitelerde desen dersi veren önemli bir sanatçımızı da seçici kurul seçmemiş.
Dünya müzelerinde var,
Kendi müzesinde yok,
Tavır; Seçici kuruldan,
Emir; Rozzo Martinez'den.
Ve müzeden boğaza bakıyorum. Boğaz bütün güzelliklere göz kırpıyor. Gönlümde sanatçılar gözlerimde deniz, aklımda Orhan Veli usta.
"İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgâr esiyor,
Yavaş, yavaş sallanıyor,
Yapraklar, ağaçlarda;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı."
Sonra birden kendime geliyorum hüzünlü gemiler geçiyor boğazdan, ben orada kala kalıyorum.
Cevat SARIKARTAL
Mahalleleri kenarda,
Sevgileri yüreklerinde,
Sitemleri kucaklarında,
Sıranın onlara da geleceğini bekliyorlar. Bu yüzdendir ki bu günlerde adından sıkça söz edilen İstanbul Karaköy'de yeni açılan, Modern Sanatlar Müzesi "bu topraklardan aldıklarını bu topraklara verme" gibi bir anlayışla tamamen çakışıyor. Ve sanat hayatımızda yeni bir geleneğe imza atıyor. Katkılarından dolayı emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.
Yüz kadar ressamımızın eserlerini orada izleme imkânı bulabiliyoruz. Özellikle Türk çağdaş resminin temel taşlarını oluşturan Şeker Ahmet Paşa, H. Zekai Paşa, Süleyman Seyit, Osman Hamdi Bey, Hoca Ali Rıza ve Halil Paşa gibi. Bu değerli resim sanatçılarımıza ilaveten dünden bugüne yüzelli yıllık resim tarihimizin önemli simaları da müzedeki yerlerini almış durumdalar.
Gezimizin sonuna doğru sevincimizin hızı kesiliyor, duraklıyoruz. Son bir iki resim... Aradıklarımızdan birkaçını göremiyoruz. Seçici kurulun; Türk halkının gönlünde yer eden Türkiye'yi dünyada tanıtan bazı sanatçılarımızın eserlerini müzeye almadığını görüyoruz.
Kendi kültürümüzden çıkış yapan, dünyanın tanıdığı, eserlerinde "sanatın yaşantının izdüşümü olduğunu yaşamdan kopuk ve bağımsız bir sanat olamayacağını" kendi kültürümüzle toplum psikolojimizle bize ait değerlerin tamamıyla, yerel-ulusal-evrensel bir çizgiyi izleyen İbrahim Balaban hocanın eserlerinin dahi müzeye alınmayışını şaşkınlıkla ve üzüntüyle karşılıyoruz. Bu ustamız temelde bizim için anlamlı olan bir sanatı üretmiştir. Ve O kendi özgün yorumuyla Balabanizm ekolünü dünyaya kabul ettirmiştir. Ne acıdır ki, dünya platformuna çıkarabileceğimiz ender sanatçılarımızdan biri olan Balabanı seçici kurul seçememiştir.
Şaşırıp kalıyorum,
Hayal dükkânım sarsılıyor,
Bu tavrı tanıyorum.
Şadan Bezeyiş gibi Türkiye'yi dünyada temsil etmiş, akademiyi birincilikle bitirmiş, dünya müzelerinde eserleri olan, üniversitelerde desen dersi veren önemli bir sanatçımızı da seçici kurul seçmemiş.
Dünya müzelerinde var,
Kendi müzesinde yok,
Tavır; Seçici kuruldan,
Emir; Rozzo Martinez'den.
Ve müzeden boğaza bakıyorum. Boğaz bütün güzelliklere göz kırpıyor. Gönlümde sanatçılar gözlerimde deniz, aklımda Orhan Veli usta.
"İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgâr esiyor,
Yavaş, yavaş sallanıyor,
Yapraklar, ağaçlarda;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı."
Sonra birden kendime geliyorum hüzünlü gemiler geçiyor boğazdan, ben orada kala kalıyorum.
Cevat SARIKARTAL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012