'İslam'a itirazların tarihi seyri (3)' seslendirme dosyası:
Bir kimse inandığı dinin esaslarını bilmek zorundadır. Eğer kişinin imanı, sadece taklit boyutunda kalırsa, atadan deden babadan duyduklarıyla kalırsa o iman açık havada yanık kalmasını istediğimiz mum gibidir. Şiddetli bir rüzgâr o mumu söndürür.
Ahir zamanda entrikaların, sapıklıkların, azgınlıkların en yoğun şekilde cereyan ettiği şu günlerde iman ışığımızı dış etkenlerden mutlaka korumak zorundayız. Onu bir koruma kabında saklamalıyız. Aksi takdirde iman ışığımızı fitne rüzgarlarıyla söndürürler.
Bu tehlikeleri önceden sezen çağın bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş, çağının insanın imanını koruyabilmesi için gerekli bütün bilgi, beceri ve feraset eğitimini vermiş, sadece kendi imanlarını korumak gibi bencil bir yaklaşım yerine, iyiliği emretmek kötülüğü yasaklamak gibi de bir görevimizin olduğu şuurunu gönlümüze nakşetmiştir.
Onun tarif ettiği iman, her türlü tehlikelere karşı ışığını koruyabilen hem aydınlana hem aydınlanan bir durum arz etmektedir.
Prof. Dr. Haydar Baş, Hz. Mevlana'nın çağlar önce vermek istediği mesajı kendi çağının insanına sunma gayretini sürdürmüştür.
Hz. Mevlâna hem çağının insanına hem çağlar ötesinin insanına verdiği mesajlardan birkaçı:
"İyi yol arkadaşları edinin kendinize. İyi insanlar biriktirin. Zira kapkaranlık gecede bir mumla kapınızda belirebilir bu insanlar. Ve bu mum hayat ışığı olmasa da önünüzü görmenize kâfi gelir."
"Karanlığı lanetlemektense bir mum yak."
"Sonunda mum gibi erimek varmış, sonunda kül olup yok olmak varmış...
Sen benim hiçbir zaman sönmeyecek mumum olduktan sonra kim benim ışığımı söndürebilir ki!"
"Işıklar söner de yine karanlıkta kalırsan diye bekliyorum."
"Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez."
Hz. Mevlâna sözlerinde mum simgesini çok kullanır. Gerçekten aydınlanmak ve aydınlatmak her çağda zor bir görev olmuştur. Mumun özelliği aydınlatmaktır. Ama aydınlatmak için de aynı zamanda yanmaktır, erimektir, çile çekmektir. Aydınlatmak için yanmayı, erimeyi her babayiğit göze almaz. Seçilmiş ve sevilmiş olmak lazım. Hz. Mevlâna gibi Yunus gibi Haydar Hoca gibi İnsan-ı kâmil olmak lazım. Yaşadıkları hayat, çektikleri çileler meydandadır.
Şimdi tekrar konumuza dönelim müsaadenizle:
B. İslam'ın ilk dönemlerindeki itirazlar
1-İnkârcıların İslam'a İtirazları
Küfrün İslâm'a tepkisi onun doğasından kaynaklanmaktadır. İnkârcılar İslam karşısında küfrün tabiatından gelen bir tepki içerisinde olmuşlardır. Küfür, İslam tezi karşısındaki en şiddetli antitezdir. (Prof. Dr. Haydar Baş, Din Tahripçilerine Kur'an-ı Kerim'in Cevabı, 1998, sayfa 50-51)
(Devam edecek…)
Ahir zamanda entrikaların, sapıklıkların, azgınlıkların en yoğun şekilde cereyan ettiği şu günlerde iman ışığımızı dış etkenlerden mutlaka korumak zorundayız. Onu bir koruma kabında saklamalıyız. Aksi takdirde iman ışığımızı fitne rüzgarlarıyla söndürürler.
Bu tehlikeleri önceden sezen çağın bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş, çağının insanın imanını koruyabilmesi için gerekli bütün bilgi, beceri ve feraset eğitimini vermiş, sadece kendi imanlarını korumak gibi bencil bir yaklaşım yerine, iyiliği emretmek kötülüğü yasaklamak gibi de bir görevimizin olduğu şuurunu gönlümüze nakşetmiştir.
Onun tarif ettiği iman, her türlü tehlikelere karşı ışığını koruyabilen hem aydınlana hem aydınlanan bir durum arz etmektedir.
Prof. Dr. Haydar Baş, Hz. Mevlana'nın çağlar önce vermek istediği mesajı kendi çağının insanına sunma gayretini sürdürmüştür.
Hz. Mevlâna hem çağının insanına hem çağlar ötesinin insanına verdiği mesajlardan birkaçı:
"İyi yol arkadaşları edinin kendinize. İyi insanlar biriktirin. Zira kapkaranlık gecede bir mumla kapınızda belirebilir bu insanlar. Ve bu mum hayat ışığı olmasa da önünüzü görmenize kâfi gelir."
"Karanlığı lanetlemektense bir mum yak."
"Sonunda mum gibi erimek varmış, sonunda kül olup yok olmak varmış...
Sen benim hiçbir zaman sönmeyecek mumum olduktan sonra kim benim ışığımı söndürebilir ki!"
"Işıklar söner de yine karanlıkta kalırsan diye bekliyorum."
"Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez."
Hz. Mevlâna sözlerinde mum simgesini çok kullanır. Gerçekten aydınlanmak ve aydınlatmak her çağda zor bir görev olmuştur. Mumun özelliği aydınlatmaktır. Ama aydınlatmak için de aynı zamanda yanmaktır, erimektir, çile çekmektir. Aydınlatmak için yanmayı, erimeyi her babayiğit göze almaz. Seçilmiş ve sevilmiş olmak lazım. Hz. Mevlâna gibi Yunus gibi Haydar Hoca gibi İnsan-ı kâmil olmak lazım. Yaşadıkları hayat, çektikleri çileler meydandadır.
Şimdi tekrar konumuza dönelim müsaadenizle:
B. İslam'ın ilk dönemlerindeki itirazlar
1-İnkârcıların İslam'a İtirazları
Küfrün İslâm'a tepkisi onun doğasından kaynaklanmaktadır. İnkârcılar İslam karşısında küfrün tabiatından gelen bir tepki içerisinde olmuşlardır. Küfür, İslam tezi karşısındaki en şiddetli antitezdir. (Prof. Dr. Haydar Baş, Din Tahripçilerine Kur'an-ı Kerim'in Cevabı, 1998, sayfa 50-51)
(Devam edecek…)
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Örnek insanla beraber olmanın faydaları / 11.01.2025
- Çekilin gençlerin önünden onlar halledecektir / 10.01.2025
- 30 yıl önceden haber verilen gerçekler / 09.01.2025
- Hakkımı helal etmiyorum / 08.01.2025
- Sakın ‘demokrasi’ istemeyin siz de yargılanırsınız / 07.01.2025
- Ehliyet, liyakat ve güzel ahlak ilişkisi / 06.01.2025
- Dayanmalısın, sen milletimizin umudusun Hüseyin! / 04.01.2025
- Recep ayında okunacak dua ve kılınacak namaz / 03.01.2025
- Regâib Gecesi ve kılınacak namaz / 02.01.2025
- Receb ayı, Regaib gecesi ve çeşitli tevafuklar / 01.01.2025
- Çekilin gençlerin önünden onlar halledecektir / 10.01.2025
- 30 yıl önceden haber verilen gerçekler / 09.01.2025
- Hakkımı helal etmiyorum / 08.01.2025
- Sakın ‘demokrasi’ istemeyin siz de yargılanırsınız / 07.01.2025
- Ehliyet, liyakat ve güzel ahlak ilişkisi / 06.01.2025
- Dayanmalısın, sen milletimizin umudusun Hüseyin! / 04.01.2025
- Recep ayında okunacak dua ve kılınacak namaz / 03.01.2025
- Regâib Gecesi ve kılınacak namaz / 02.01.2025
- Receb ayı, Regaib gecesi ve çeşitli tevafuklar / 01.01.2025