Aşırı soğukların ardından ısının süratle yükselmesi ve gece-gündüz arasındaki sıcaklık farkı vücudun biyoritmini olumsuz etkiliyor Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selma Çivi, kışın soğuk ve güneşsiz günlerin yerini, yavaş yavaş baharın sıcaklığına terk etmeye başladığını belirtti. Havaların ısınmasıyla birlikte, insanlarda hem fiziksel hem de ruhsal değişim yaşandığını anlatan Çivi, "Bu havalarda, kimi kendini daha zinde ve mutlu hissederken, kimi huzursuz ve endişeli olmaktan yakınıyor" dedi. Sıcaklığın halen geceleri sıfırın altında olmasına rağmen, gündüz sıcaklıklarının ise Konya'da 10 derecenin üzerine çıktığını anlatan Çivi, şunları kaydetti: "Aşırı soğuklardan sonra havaların ısınması ve gece-gündüz arasındaki sıcaklık farkı, vücudun biyoritmini etkiliyor. Isı artışı ile havadaki elektrik yükü de artar. Bu elektrik yükünün artması, insanlarda yorgunluk belirtilerine ve ruhsal sıkıntılara yol açabilir. Atmosferdeki basınç dalgalanmalarının psikoloji üzerindeki etkisi araştırılıyor. Yapılan çalışmalar, atmosferdeki basıncın dikkat ve zekayı bile etkilediğini ortaya koyuyor. Atmosferdeki kaotik dalgalanmalar, hata yapma riskini de artırıyor"Nasıl korunmalı?Mevsimsel değişimin olumsuz etkilerini azaltmak için yapılması gerekenlerin başında sağlıklı beslenmenin geldiğini vurgulayan Çivi, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bu durumdan olumsuz etkilenmemek için beslenmeye dikkat etmek, bol bol sebze ve meyve tüketmek, günde 2-2,5 litre su içmek gerekir. Egzersizin hastalıktan korunmada çok önemli rolü vardır. Haftanın 3 günü, 20'şer dakika yürüyüş, özellikle sabah yürüyüşleri çok iyi gelmektedir. Çalışılan ortam havalandırılarak, beynin oksijen ihtiyacıkarşılanmalıdır. Uyku düzenine özen gösterilmelidir. Kaliteli uyku ilekişi bahar yorgunluğuna karşı önlem alabilir. Herkes hayata karşı amaçlarını gözden geçirmelidir. Sabah kalktığında bir amacı olmadığınıhisseden kişilerde, stresin yükseldiği belirlenmiştir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.