Yapılan kamuoyu yoklamaları, işçi kesiminin hayatlarından memnun olmadıklarını, geleceğe dair umutlarının olmadığını, memnun olmadıkları bu işlerini bile kaybetme korkusuyla yaşadıklarını ortaya koyuyor.İşçilerle yapılan ankette şu sonuçlar ortaya çıktı:İşçilerin yüzde 69,5’i hayatlarından memnun değil. SGK’lı olanların yüzde 72,2’si, SGK’sız olanların ise yüzde 86,4’ü ise gelecekten umutlu değiller.İşçilerin yüzde 63,8’i hiç tatile gitmemiş. İşçi kadınların yüzde 73,6’sı, erkeklerin ise yüzde 60,9’u işini kaybetme korkusu yaşıyor.Anket sonuçları böyle ama realiteye baktığımızda, bence işçilerin durumu bu sonuçlardan çok daha fazla ağır…Açlık sınırı 1000 lirayı aşmış durumda, asgari ücret ise asgari geçim indirimiyle birlikte 800 lirayı buluyor. Yani alın teri dökerek ful time çalışan işçilerimiz karnını bile doyurabilecek parayı kazanamıyor.Anket sonuçlarına göre, işçilerimizin yüzde 69,5’i hayatlarından memnun değil de, geri kalan yüzde 29,5’i memnun mu?Açlık sınırı altında maaşa talim eden bir işçi hayatından nasıl memnun olabilir? Geleceğe nasıl umutla bakabilir, işini nasıl garanti görebilir? Buna hiç aklınız yatıyor mu?Bugün işverenlerin bile geleceğe umutla bakamadığı bir ekonomik ortamda, çalıştırdığı işçinin umutlu olması sizce ne kadar mantıklıdır?Bugün sigortalı çalışanların içinde 5 milyon kişi asgari ücretle çalışmaktadır. Belki de bir bu kadar kişi sigortasız işçi olarak daha düşük maaşla çalışmaktadır. Yani bu mesele Türkiye’nin önemli bir nüfusunu yakından ilgilendirmektedir.Bu kadar kişiyi ilgilendiren bir mevzu sadece 1 Mayıs’a hapsediliyor ve o gün de mekan kapma mücadelesinin tozu dumanı içinde işçilerin gerçek sorunları sümenaltı ediliyor.Öncelikle ilgili sendikalara ve işçilerimize sesleniyoruz; AB, IMF ve ABD aklıyla hareket eden mevcut siyasi iradeden hak talep etmek hiçbir anlam ifade etmemektedir.Çünkü akıl verenler, kapitalist mantığa sahiptir ve Türkiye üzerinde Şark Projesi gibi menfur emellere sahiptir.İşçiye hak vermemek onların ekonomi anlayışının temelinde vardır ve 1 Mayıs’ta Taksim civarında yaşananlar onların arzuladığı görüntülerdir. Bizler birbirimizi kırarken, onlar zafer sarhoşluğu içinde, zevkle şaraplarını yudumlamaktadır.Türkiye’de, işçisi, memuru, sivili, polisi, askeri, Alevi’si, Sünni’si, devleti, milleti, Laz’ı, Kürd’ü, Çerkez’i, Fenerlisi, Beşiktaşlısı kısaca toplumu oluşturan hangi unsurlar varsa herkes birbiriyle kavga edecek ki adamlar ellerini kollarını sallayarak gelip Şark Projesini devreye koyabilsinler.Hak, hak verebilme kabiliyetinde olandan istenir. Hak verebilecek iradesi ve de projesi olmayandan hak istemek zaman kaybından başka bir şey değildir.Onlar teröristlere hak verirler, vatandaşların anayasal haklarını kısıtlarlar.Mevcut siyasiler içerisinde, Meclis çatısı altındaki partilerden hakları verebilecek, işçilerin sorunlarına çözüm sunabilecek bir siyasi hareket maalesef gözükmemektedir. Meclis dışında da çözüm sunan tek siyasi parti mevcuttur Bağımsız Türkiye Partisi, tek bir lider vardır Milli Ekonomi Modeli’nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş…Önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz gibi, BTP iktidarında 4000 lira asgari ücret, 500 lira vatandaşlık maaşı alan, hanımı ve çocuklarına maaş bağlanan, bedava elektrik kullanan, bedava sağlık ve eğitim hizmetleri alan işçilerimiz, emin olun ki Taksim meydanında devlet erkanıyla, bürokratlarla beraber bayram yapacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025