* 22 Kasım 2003 tarihinde Karaman'ın Ermenek ilçesinde, özel bir firmanın işlettiği kömür ocağında grizu patlaması sebebiyle 10 işçi yaşamını yitirmiştir. İşçilerin cesetleri olaydan günler sonra çıkarılabilmiştir. * 8 Eylül 2004 tarihinde Kastamonu'nun Küre ilçesinde bulunan yeraltı bakır ocağında, cevherin nakledildiği 150 metre uzunluğundaki bandın alev alması nedeniyle meydana gelen yangında, oluşan karbon monoksit ve diğer zararlı gazların etkisiyle birisi maden mühendisi toplam 19 çalışan hayatını kaybetmiştir. * 10 Aralık 2009 tarihinde Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesindeki maden ocağında, 19 işçi grizu patlaması ile oluşan göçük sonucunda hayatını kaybetmiştir. * Odaköy maden kazası: 23 Şubat 2010 tarihinde Balıkesir'in Dursunbey ilçesine bağlı Odaköy'de, toplam 47 kişinin çalıştığı maden ocağında meydana gelen grizu patlamasında 17 kişi ölürken 30 kişide yaralanmıştır.* Karadon maden kazası: 17 Mayıs 2010 tarihinde Zonguldak'ta, Karadon Taşkömürü İşletme Müessesesi' nin işlettiği kömür madeninde grizu patlaması ve oluşan göçükler sebebiyle 30 kişi hayatını kaybetmiştir. * Küçükdoğanca maden kazası: 7 Temmuz 2010 tarihinde Edirne'nin Keşan ilçesine bağlı Küçükdoğanca köyündeki madende çıkan yangın ve oluşan göçük sebebiyle 3 kişi hayatını kaybetmiştir. * 8 Ocak 2013 tarihinde Zonguldak'ın Kozlu ilçesinde, Türkiye Taşkömürü Kurumu'na ait kömür ocağında metan gazı patlamasının yol açtığı göçük sebebiyle 8 işçi hayatını kaybetmiştir. * 2014 Soma kömür madeni faciası: Türkiye'de en büyük kayıbın yaşandığı maden kazasıdır. 13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa'nın Soma ilçesinde, Soma Holding tarafından işletilen kömür ocağında meydana gelmiştir. Patlamanın etkisiyle madende yangın çıkmış ve çok sayıda madenci içeride mahsur kalmıştır. Faciada toplam 301 kişi hayatını kaybetmiştir. * Ermenek maden kazası: 2014 yılında, Karaman'ın Ermenek ilçesinde bulunan kömür madenini su basması sonucu 18 işçi hayatını kaybetmiştir.On iki yıllık AKP iktidarı döneminin, maden faciaları bunlar. Önce bu sonuçları oluşturan sebepleri değerlendirelim. Mühendis yaklaşımıyla ve bir iş güvenliği uzmanı olarak tespit ettiğimiz nedenleri sıralayalım:1- 2003 yılında yasadaki değişiklikle uygulanmaya başlayan rödövans sistemi ile çok tehlikeli şartlarda çalışmak durumunda kalan madencilerimiz özel sektörün insafına terk edilmiştir.2- Gerekli iş güvenliği tedbirleri alınmamış, kar etme hırsı işçi sağlığı ve güvenliği konusunda alınması gereken tedbirleri arka plana atmış ya da tamamen göstermelik hale getirmiştir.3- Gerekli kamu denetimleri hassasiyetle yapılmamış, gerekli yaptırımlar uygulanmamıştır.4- Madenlerde ve çok tehlikeli sınıfa giren bütün işyerlerinde olması muhtemel büyük riskler meçhul değildir. İş şekline göre standartlar oluşturulmamıştır.5- Gerekli tedbirler için teknolojiler geliştirilmemekte ve yeni teknolojilere bütçe ayrılmamaktadır.6- Rödövans sistemiyle iş başı yapan kiracı firmalarda işi yapma yeterliliği ve iş güvenliliği tedbirlerini alabilme yeterliliği araştırılmamaktadır.7- Sadece madenlerde değil taşeronlaşma ile bütün iş şekillerinde araya giren firma sayısı arttıkça kar düşmekte ve bu da işi yapan alt firmaların olabildiğince küçük maliyetlerle çalışma pratiği geliştirmesine sebep olmaktadır.8- Maliyetin düşürülmesi ise maalesef önce güvenlik tedbirlerine yapılacak harcamaların kısılması veya tamamen ihmal edilmesi ile sağlanmaktadır.9- Yine bütçenin küçülmesi vasıflı tecrübeli elemanların tercih edilmesine engel olmaktadır.10- İşyerlerinde acil durumlarla ilgili alınması gereken tedbirlere bütçe ayrılmamakta, acil durum eylem planı kâğıt üstünde yapılmakta ve işin şartlarına uygun şekilde pratikleri oluşturulmamaktadır.11- İş güvenliği uzmanları işsiz kalma endişesi ile işini hakkıyla yapamamakta, işyerinin kapanması endişesini taşımaktadır.Sebepleri sıralamaya devam edebiliriz. Fakat hepsinin kaynağına baktığımızda şunu görüyoruz ki; bu iş ekonomik nedenlere dayanmaktadır. Maalesef yaşadıklarımız, neoliberal bir ekonomik sistemi benimsemiş iktidarla yola devam etmenin sonuçlarıdır.Kanunlarımıza göre; devlet milletin güvenliğini sağlamakla, fiziksel ve ruhsal sağlığını korumakla yükümlüdür. Yani millet işverenin insafına terk edilemez. Fakat yapılan özelleştirmelerle, uygulanan taşeron sistemiyle işçiler sahipsiz kalmaktadır.İnsanlar, hayatın acımasız dişlileri arasında sıkışmakta ve işsiz kalma korkusu ile hayatlarını tehlikeye atan işyerlerinde çalışıp sessiz kalmaktadır. AKP iktidarı boyunca 14 binden fazla işçi iş kazalarında can vermiştir. Üst üste yaşanan kazalar ortadadır. Seksenden fazla iş güvenliği uzmanı tutukludur. Buna rağmen insanlar, aynı şartlarda çalışmaya devam etmektedir.Hâlbuki Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli(MEM) ve Sosyal Devlet projeleri ile toplumun her kesimi için ciddi çözümler getiriyor. Modelde madenlerin, milletin ortaklığı ile devlet tarafından işletileceği anlatılırken, milli servete sahip çıkmanın ne kadar önemli olduğu vurgulanıyor. Milli servete sahip çıkan ekonomik sistem aslında devletin kanatları altına aldığı işçisine de sahip çıkıyor.MEM'nde para kıtlığı ortadan kaldırılıyor. Para endişesinin ortadan kalktığı işyerlerinde işverenden iş güvenliği tedbirlerinin alınmasını reel olarak isteyebilirsiniz. İşsizlik endişesinin olmadığı bir ülkede insanlar iş için kendi hayatlarını tehlikeye atmaz. İş güvenliği ve iş sağlığı yetkilileri de işlerini daha özgürce yapabilir, eğitimlerle iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitilen işveren ve işçilerle istenilen sonuca ulaşılabilir. O zaman denetimlerin sonucu olarak cezalandırma ve teşvikler, iş sağlığı ve güvenliğinin teminatını sağlayacaktır.Ama küçük işletmelerin varlık-yokluk mücadelesi verdiği, taşeronlaşmanın hat safhaya ulaştığı, sadece maliyeti düşürmenin esas alındığı bir ülkede, mevcut sistemle, insanımızı koruyamayacağınız ortadadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Seçil Mumcuoğlu / diğer yazıları
- Kimliğimiz en büyük gücümüzdür / 09.04.2025
- Kurban Bayramı notları / 18.06.2024
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu ve Çanakkale Destanı… / 29.08.2023
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu / 21.07.2023
- Özlemle / 14.04.2023
- Asgari ücret müjde mi, hayal kırıklığı mı? / 26.12.2022
- Kader / 18.10.2022
- Şaka değil, kapıdaki açlık / 25.07.2022
- Allah’ım afetsiz ver / 11.07.2022
- Haydar Baş Üniversitesi -II- / 23.04.2022
- Kurban Bayramı notları / 18.06.2024
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu ve Çanakkale Destanı… / 29.08.2023
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu / 21.07.2023
- Özlemle / 14.04.2023
- Asgari ücret müjde mi, hayal kırıklığı mı? / 26.12.2022
- Kader / 18.10.2022
- Şaka değil, kapıdaki açlık / 25.07.2022
- Allah’ım afetsiz ver / 11.07.2022
- Haydar Baş Üniversitesi -II- / 23.04.2022