Cenab-ı Hak bildirmeseydi, neyin iyi neyin kötü olduğunu nasıl bilebilirdik? Hak ölçü olmadan, bu hususlarda tam isabet imkansızdır Allahü Teala, kullarının zulme ve küfre düşmemeleri, Hakk'ın iradesi ve kendi fıtratlarıyla çelişmemeleri için va'zettiği nizama ve ahkama kayıtsız şartsız teslimiyet istemektedir. Buna inasının kendisi muhtaçtır. Cenab- Hak da insanı ebedi şekavetten kurtarmak için onu kendine çağırmaktadır. İnsan her an ve her yerde Allah'a muhtaçtır.Diğer yandan Cenab- Hak, ibadet ve itaate muhtaç olmadığı halde ibadete layık olduğu için ve uluhiyyet O'nun hakkı olduğu için ibadet ve itaat, kulun asli ve değişmez görevi olmuştur.Ahkam-ı şeriyyenin icrası adaleti ve hak ölçüyü hakim kılar. Böylece kulun Allah'a gidişinde zahir şartlar hazırlanmış, engeller kaldırılmış olur.Cenab- Hak, herşeye künhüyle vakıf olduğu için adaletin ve hak ölçünün tayin ve tespitinde asla yanılmaz. Kullar ise, her an hata yapabilir, ölçüyü koruyamaz ve nefislerine zulmederler.İyiliğin ve kötülüğün tanınması ve birbirinden kesin hatlarla ayrılması ancak ilahi bir mikyasla mümkündür. Cenab- Hak bildirmeseydi, neyin iyi neyin kötü olduğunu nasıl bilebilirdik? Hak ölçü olmadan, bu hususlarda tam isabet imkansızdır. Nitekim günümüz toplumlarında birçok yanlış ve zazarlı telakkiler var ki, normal ve tabii imiş gibi zannedilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.