İnsan her daim bir rehbere ihtiyaç duyar

Dünden bugüne insanoğlu her daim bir rehbere, öğreticiye ihtiyaç duymuştur. Bu gerçek hem maddi hayat için yani dünyada öğrenmek, hayatta kalmak, gelişmek, hayata uyum sağlamak vs. gibi konularda olduğu gibi hem de manevi hayat için geçerlidir. 

Dün olduğu gibi bugün de bazı kişiler önderliğinde bir kısım insanlar aklı ön plana çıkararak insan, kendi kendine yetebilen bir varlıktır, anlayışı üzerinden özellikle manevi hayatı hedef alıp, rehberleri reddederler.

Oysa kendileri de bir rehber eşliğinde büyümüş, korunmuş, öğretilmiş ve bu süreçlerin sonunda da kendi kendilerine akledebilme, karar verme, fikir yürütebilme vs. noktasına gelmişlerdir.   

Düşünün şimdi! Bir kişi çok zeki ama çarpma işlemini bilmiyor. Bu kişi, aklıyla sonuca ulaşabilir mi? Asla. Eğitilmesi lazım.

Aynı şekilde çok zeki bir kişi, zekasıyla yemek yapabilir mi ya da araç kullanabilir mi? Hayır. Zekanın eğitilmesi lazım ki değeri olsun. 

Rehber ve eğitim, maneviyatta da çok daha önemlidir. Hepimiz Elhamdülillah Müslümanız. Ama emin bir rehberden eğitim almak, hakikati bilmek ve ona göre istikamet üzere olmak zorundayız. 

'Efendim! Ben, Müslümanım. O'nun varlığından hiç şüphem yok. İyi-kötü ibadetlerimi de yerine getiriyorum, gerisine de pek karışmam' şeklindeki bakış açısı sadece nefsi tatmin eder. 

Çünkü insan sosyal bir varlıktır ve her daim maddi, manevi bir iletişim, etkileşim halindedir. Öyle bir anda bir rüzgâr eser ki, bir bakmışsın her şeyi kaybetmişsin, yörüngeden çıkmışsın. 

Allah'ın (c.c) emrettiği yörüngede olmak ve kalmak, hakkı, hakikatin, doğrunun yanında olmak için rehbere ihtiyacımız vardır. 

Tabi akla önemli bir soru daha geliyor. Nedir o soru? Bugün ülkemizde ve de İslam coğrafyasında artı dünyanın tamamında din adına öne çıkmış ve kendini hidayet önderi, insanların maneviyatına reçete, insanların İslam'ı tam öğrenmesine adadığını söyleyen on binlerce kişi, yapılanma var. Kimin, ne olduğunu nasıl anlayacağız?

Bu sorunun cevabı çok net ve kesindir. İlk rehberlere bakacağız. Eğer bize, İslam'ı anlattığını, bize rehberlik ettiğin iddia eden kişi, ana rehberlerin ışığını yansıtıyor ve Onların ölçülerini hem yaşıyor hem de davet ediyorsa sorun yok. Yok, ana rehberlerden hiç bahsetmiyor hatta reddediyorsa kaçın kaçabildiğiniz kadar. 

Nedir ana rehberler? Kur'an ve Ehl-i Beyt. Kur'an ve Ehl-i Beyt dışında yol yoktur. İmam Ali'ye uzanmayan bütün yollar batıldır.

O Kur'an'ı ve Ehl-i Beyt'i Allah Resulü, mü'minlere emanet olarak bırakmıştır. Öyle iki emanet ki, onlara sımsıkı sarıldıkça, sahip çıktıkça mutlak kurtuluş garantisi vermiştir.

Allah Resulü, Veda Hutbesi'nde buyurdu ki;  "Size iki emanet bırakıyorum. Biri Allah'ın kitabı Kur'an, diğeri Ehl-i Beyt'imdir. Bunlara sarıldığınız sürece hidayettesiniz."

Bakın! Birileri ısrarla Ehl-i Beyt yerine sünnetim, kelimesini koyarlar. Sakın aldanmayın. 

En basitinden bu hadisin ravilerini ve kaynaklarını inceleyin. Metinde sünnet, kelimesi geçmez. Ehl-i Beyt olarak geçer. Sünni olarak bilinen en meşhur eserlerde bu gerçek sabittir.

Diğer bir gerçek ise Peygamberimizin, 'Ümmetim 73 fırkaya ayrılacaktır… Bir tanesi kurtulmuştur' şeklindeki hadisidir. bu hadiste kurtulmuş olarak vasfedilenler kimlerdi? Kur'an ve Ehl-i Beyt'e sarılanlar.

Bildiğiniz için tam metinlerini yazmıyorum. Nuh'un gemisi neyin sembolüydü?   Kurtuluşun. Peki, 'Nuh'un gemisi' tabirini Peygamberimiz niçin kullanmıştı? Ehl-i Beyt için. 

Eğer bugün rehber, diye kabul ettiğimiz, öğretilerini tatbik etmeye çalıştığımız ve savunduğumuz kişiler seni, beni Kur'an ve Ehl-i Beyt'e götürüyorsa ne mutlu. 

Yok, hiç Ehl-i Beyt'ten bahsetmiyor, Gadir Hum ve Sakife gerçeğini ikrar etmiyor, Kerbela vahşetini ve o vahşetin sahiplerini lanetlemiyor ve de kavramlar içerisinde Müslümanları aşağılamaya hatta tekfir etmeye kalkıyorsa bilin ki, o şeytandır. Şeytanın götürmek için rehberlik ettiği mekanda bellidir; Cehennem.