Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, dünyada bugüne kadar bulunan bütün ekonomik modelleri tarihe gömen mükemmel bir ekonomik model, Milli Ekonomi Modeli'ni ortaya koyacak kadar dahi bir ekonomist?
Partisini kurmadan önce, milletine hizmet edeceği projeleri, projeleri ortaya koymadan önce de bu projeleri nasıl hayata geçireceğinin kaynaklarını açıklayacak kadar; baba devlet anlayışıyla devletin, milletinin hizmetkarı olduğunu vurgulayacak kadar; siyasetten en ufak bir maddi menfaat beklemeden, hatta büyük fedakarlıklar ortaya koyarak, siyasetini devletin bekası, milletin de birlik, beraberlik ve huzuru için ve de her şeyden önemlisi Allah rızasını kazanmak için yapacak kadar muhteşem bir siyasetçi?
Binlerce makale, on binlerce sayfalık eser ortaya koyacak kadar, yaşanan hadiseleri en doğru şekilde yorumlayacak kadar, gelecekte vuku bulacak olan hadiseleri ise en doğru bir şekilde öngörecek kadar basiret sahibi bir ilim adamı?
Ve sayabileceğimiz daha birçok olağanüstü özelliğinin yanında binlerce kabiliyetli, öngörü sahibi, duyarlı, her açıdan donanımlı, imanlı, azimli, çalışkan, her biri lider özelliğine sahip bir kadro yetiştirecek kadar da büyük bir eğitimcidir.
Sayın Baş'ın adım attığı her sahada büyük bir başarı ortaya koyması, kimsenin yapamadığını yapması, elbette ki tasavvufta zirve bir konu olan "eşyanın hakikatini kavrama ilmi"ne vakıf olmasından kaynaklanmaktadır.
Prof. Dr. Baş, ekonomik sisteminin, siyaset, hukuk, eğitim anlayışının merkezine "insan"ı koymuştur. İnsanı da en doğru bir yaklaşımla, "Zekâ, insanın kendisi değildir. Zekâ, insanın kullandığı bir malzemedir. İnsan gönüldür, gönül" diyerek dört dörtlük tanımlamıştır.
Sayın Baş'ın eğitim anlayışında, "İnsan, Hak hesabına, kendi yararına ve toplum yararına kazanılmalı, kendisiyle barışık hale getirilmelidir" ölçüsü vardır.
"Eğitimin hedefi insanı medeni bir hale getirmektir", der Sayın Baş?
Eğitimde elbette ki "bilgi" de olacaktır ama Sayın Baş'ın ifadesiyle, "Bilgi, bu yetişmiş insanın yükleneceği şeydir. Güzeli, doğruluğu, herkes için faydalı olanı o insana kazandırmazsan, bilgi o insan için asla faydalı olmaz."
Eğer bir insan kendi yararına ve Hak hesabına kazanılmaz ise bilgi yüklediğin insanlar, Kur'an'ın ifadesiyle, "kitap yüklü merkep" olurlar.
Bugünkü eğitim sistemi hakkında da Sayın Baş şunları söylemektedir:
"Üniversite mezunları istenilen neticeleri vermemektedir. Çünkü insan olarak onlara bir kimlik, bir kişilik kazandıramadık."
Sonra ilave etmektedir: "İşte biz insanımıza bir kişilik kazandıracağız ve kazanılmış olan bu insana bilgi vereceğiz. Bu kişilik sahibi olan insanlardan oluşan toplum cennet bahçelerinden bir bahçe olacak."
Esasen kanunların, sistemlerin mükemmel olması da mükemmel bir toplum olmak için yeterli değildir. Prof. Dr. Baş, bu noktada şu tarihi tespitte bulunmaktadır: "Kanunlar, sistemler ne kadar mükemmel olursa olsun, o nizamı hayata geçirecek olan insanı yetiştirmediğiniz müddetçe bunlar hiçbir işe yaramaz."
Bugün Türkiye kıtaların buluştuğu noktada merkezi bir yerde olabilir.
Bugün Türkiye, yeraltında 3 katrilyon dolarlık bir maden servetine sahip olabilir.
Bugün Türkiye, sahip olduğu genç nüfusla tüm dünyanın gözünü kamaştırıyor olabilir.
Bugün Türkiye, dünyanın en verimli arazilerine sahip olabilir.
Bugün Türkiye sahip olduğu tarihi doku ve sahilleriyle, yaylarıyla bir turizm cenneti olabilir.
Ama bunların hiçbirisi Türkiye'nin gerçek hazinesi değildir.
Türkiye'nin gerçek hazinesi, bütün bu hazineleri milletle buluşturacak olan, sisteminin merkezine insanı ortaya koyarak her sahada mükemmel projeler ve çözümler sunan, Meclis dışında olmasına rağmen ortaya koyduğu projelerden tüm dünyanın istifade ettiği, bireylere kazandıracağı mükemmel kimlik ve kişilik ile ülkemizi dünyanın bir numarası yapacak olan Prof. Dr. Haydar Baş'ın kendisidir.
Bugün Prof. Dr. Haydar Baş gibi bir hazinemiz var ve millet olarak onun kıymetini bilmiyoruz, maalesef hazinenin yanındaki dilenciler gibiyiz.
Allah ayıkmayı nasip etsin.
Partisini kurmadan önce, milletine hizmet edeceği projeleri, projeleri ortaya koymadan önce de bu projeleri nasıl hayata geçireceğinin kaynaklarını açıklayacak kadar; baba devlet anlayışıyla devletin, milletinin hizmetkarı olduğunu vurgulayacak kadar; siyasetten en ufak bir maddi menfaat beklemeden, hatta büyük fedakarlıklar ortaya koyarak, siyasetini devletin bekası, milletin de birlik, beraberlik ve huzuru için ve de her şeyden önemlisi Allah rızasını kazanmak için yapacak kadar muhteşem bir siyasetçi?
Binlerce makale, on binlerce sayfalık eser ortaya koyacak kadar, yaşanan hadiseleri en doğru şekilde yorumlayacak kadar, gelecekte vuku bulacak olan hadiseleri ise en doğru bir şekilde öngörecek kadar basiret sahibi bir ilim adamı?
Ve sayabileceğimiz daha birçok olağanüstü özelliğinin yanında binlerce kabiliyetli, öngörü sahibi, duyarlı, her açıdan donanımlı, imanlı, azimli, çalışkan, her biri lider özelliğine sahip bir kadro yetiştirecek kadar da büyük bir eğitimcidir.
Sayın Baş'ın adım attığı her sahada büyük bir başarı ortaya koyması, kimsenin yapamadığını yapması, elbette ki tasavvufta zirve bir konu olan "eşyanın hakikatini kavrama ilmi"ne vakıf olmasından kaynaklanmaktadır.
Prof. Dr. Baş, ekonomik sisteminin, siyaset, hukuk, eğitim anlayışının merkezine "insan"ı koymuştur. İnsanı da en doğru bir yaklaşımla, "Zekâ, insanın kendisi değildir. Zekâ, insanın kullandığı bir malzemedir. İnsan gönüldür, gönül" diyerek dört dörtlük tanımlamıştır.
Sayın Baş'ın eğitim anlayışında, "İnsan, Hak hesabına, kendi yararına ve toplum yararına kazanılmalı, kendisiyle barışık hale getirilmelidir" ölçüsü vardır.
"Eğitimin hedefi insanı medeni bir hale getirmektir", der Sayın Baş?
Eğitimde elbette ki "bilgi" de olacaktır ama Sayın Baş'ın ifadesiyle, "Bilgi, bu yetişmiş insanın yükleneceği şeydir. Güzeli, doğruluğu, herkes için faydalı olanı o insana kazandırmazsan, bilgi o insan için asla faydalı olmaz."
Eğer bir insan kendi yararına ve Hak hesabına kazanılmaz ise bilgi yüklediğin insanlar, Kur'an'ın ifadesiyle, "kitap yüklü merkep" olurlar.
Bugünkü eğitim sistemi hakkında da Sayın Baş şunları söylemektedir:
"Üniversite mezunları istenilen neticeleri vermemektedir. Çünkü insan olarak onlara bir kimlik, bir kişilik kazandıramadık."
Sonra ilave etmektedir: "İşte biz insanımıza bir kişilik kazandıracağız ve kazanılmış olan bu insana bilgi vereceğiz. Bu kişilik sahibi olan insanlardan oluşan toplum cennet bahçelerinden bir bahçe olacak."
Esasen kanunların, sistemlerin mükemmel olması da mükemmel bir toplum olmak için yeterli değildir. Prof. Dr. Baş, bu noktada şu tarihi tespitte bulunmaktadır: "Kanunlar, sistemler ne kadar mükemmel olursa olsun, o nizamı hayata geçirecek olan insanı yetiştirmediğiniz müddetçe bunlar hiçbir işe yaramaz."
Bugün Türkiye kıtaların buluştuğu noktada merkezi bir yerde olabilir.
Bugün Türkiye, yeraltında 3 katrilyon dolarlık bir maden servetine sahip olabilir.
Bugün Türkiye, sahip olduğu genç nüfusla tüm dünyanın gözünü kamaştırıyor olabilir.
Bugün Türkiye, dünyanın en verimli arazilerine sahip olabilir.
Bugün Türkiye sahip olduğu tarihi doku ve sahilleriyle, yaylarıyla bir turizm cenneti olabilir.
Ama bunların hiçbirisi Türkiye'nin gerçek hazinesi değildir.
Türkiye'nin gerçek hazinesi, bütün bu hazineleri milletle buluşturacak olan, sisteminin merkezine insanı ortaya koyarak her sahada mükemmel projeler ve çözümler sunan, Meclis dışında olmasına rağmen ortaya koyduğu projelerden tüm dünyanın istifade ettiği, bireylere kazandıracağı mükemmel kimlik ve kişilik ile ülkemizi dünyanın bir numarası yapacak olan Prof. Dr. Haydar Baş'ın kendisidir.
Bugün Prof. Dr. Haydar Baş gibi bir hazinemiz var ve millet olarak onun kıymetini bilmiyoruz, maalesef hazinenin yanındaki dilenciler gibiyiz.
Allah ayıkmayı nasip etsin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025