Türk milleti, hele, Müslüman Türk milleti kadar değerli hiçbir topluluk yoktur. Her türlü kötülüğü iyi niyetle bertaraf eden, haksızlıklar karşısında sabreden, tevekkül sahibi bu millet gibisi asla görülmemiş ve de görülmeyecektir. Bunun en açık delillerini saymak mümkündür. Hiç bir topluluk yoktur ki, vatandaşları standart yapıda olsun. Elbette, Türk milleti için de bu geçerlidir. Ne var ki, bizim toplumumuzda saydığım vasıfta insanların sayısı son derece yüksektir. Böyle iyi huylara sahip olan şahısları kandırmak son derece kolaydır. Siyasete atılan ve senelerce halkımıza kemer sıkmayı bir düstur haline getirenlerin, kemersiz dolaştıkları bir ülkede, partilerin, hile hurda ile iktidar yarışına katılmalarını, bu pazarı kendi ellerine geçirme yarışını, ben, seçim diye adlandırmaktan haya ederim. Nedeni ise, çok açık bir şekilde halk kullanılıyor, çünkü aday olabilmek için büyük harcamalar yapan adaylar, seçime kadar çok daha fazla maddi yükle karşı karşıya geliyorlar. Hedefin vatan ve millete hizmet olduğunu farzedersek çok değerli bir vasfa ulaşılır ki, aslının bu olması gerekir. Ne yazık ki, bu mukaddes makamlar kendini kısa sürede amorti eden kaynak olarak görülmektedir. Verilen sözler, hele Meclis'te kürsüde, namuslar ve şerefler üzerine edilen yeminler, boş kubbede hoş bir seda olarak halkın bir süre daha umudunu güçlendiriyor. Aslında halk uyutuluyor. Seçmen seçtiğinin yanlışlığını görmek istemiyor. Çünkü aynı sorumluluk ve suç kesinlikle ve öncelikle seçmen indir. Hesabı da ondan sorulacaktır. Öncelikle bunun tüm milletin bilmesi farzdır. Asla kötünün iyisi, iyi kabul edilemez. Görev tam ehline verilmelidir. Saptırılmış demokrasinin çok tehlikeli bir yol olduğu gerçektir. Demokrasi halkın temsil edilmesi, yani yerine vekil seçebilme hakkı olduğuna göre seçim barajı bahanesi ile bu insanların, istedikleri tarafından temsil edilememesi, halkımıza karşı yapılan seçim sırasında, ilk saygısızlık ve hatta hakarettir. Baraj denen olayın kabulü asla olmamalıdır. ANAYASAL SUÇTUR en azından kişisel hakların elden alınmasıdır. Seçmenin istemediğini seçmeye zorlanmasıdır. Kimlerin hakkının yendiği kişilerce bellidir.Kazanamayan partilerin oy sayısı ve kayıtlı üyeleri de bellidir. Bunlardan bir tekinin bile bu oyun başka partinin zimmetine geçmesine rızası olamaz. Aslında tek çözüm mahkeme kapısıdır ve tazminat talebidir. Aksi halde bunu asla kaldırmayacaklardır. Bu ise hakların gasp edilmesidir, soygundur, terördür vs. İnsaf, hak, hukuk, vicdan nerededir? Hala şu hakkı, bu hakkı diye, ülkeyi İsrail ve ABD adına parçalamayı düşünenler ve var güçleri ile halkımızın iyi huylarını istismar edenler, belki meydanı boş zannediyorlar ama aldandıkları kesindir. Bu durumu bile, bile sürdürenlere, soruyorum, hani demokrasiyi getirmek adına açınımlar, saçınımlar peşine düşüyorsunuz ya, öncelikle Açınımı barajı kaldırarak yaparsanız, herkes kendini temsil edenleri seçmiş olur.İktidar ve muhalefete sesleniyorum. Yani, düzeltmeye yetkileri olduğu halde kasıtlı devam edenlere, bunlara itiraz etmeyen Meclis içi muhaliflere sesleniyorum. Hepiniz suçlusunuz. Baraj için tek yol, fantastik metotlar değil tamamen sıfırlamaktır.Demokrasi ise, tam demokrasi.Yoksa sorarlar ki, soracaklar,Bu saçmalıklar neyin nesi?Kandırmaya hakkınız var mıherkesi?..Senin yanındadır her zaman,Prof. Dr. Haydar Baş'ın,MEM'i, Sosyal Devlet'i ve BTP'si
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017