ABD İran konusunda her türlü oyunu oynamaya devam ediyor.Daha önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz gibi ABD, askeri bir müdahaleyi en azından 2006 yılında yapması mümkün görünmüyor, çünkü kasımda ABD'de seçimler var. Daha sonrası içinse Türkiye'nin tavrı çok önemli. Türkiye'nin tavrı içinse Cumhurbaşkanı kim olacak, Genelkurmay Başkanı kim olacak, erken seçim olacak mı olmayacak mı, Türk milletinin eğilimi ne olacak gibi kriterler çok önemli.Bu sebeple ABD bir taraftan uluslararası toplumu işin içine çekmeye, ikna etmeye çalışırken, bir taraftan da İran müdahalesi için Irak işgalinden daha fazla, hatta fiili desteğini beklediği Türkiye'nin her türlü siyasi, sosyal, ekonomik işlerine resmi ya da gayrı resmi müdahale etmeye çalışıyor.Özellikle son birkaç yıldır Türkiye'de meydana gelen olağanüstü olayları bu kapsamda değerlendirmemizin, sıhhatli adımlar atmamızda büyük katkıları olacaktır.Örneğin, bayram değil, seyran değil ABD'nin Ulusal Kaynaklar Savunma Konseyi'nden İncirlik üssündeki 90 nükleer bomba hakkında resmi açıklama geldi.Rapora göre bu nükleer bombaların 50'si ABD, 40'ı ise Türk savaş uçakları için hazır bekletiliyor. Açıklamaya göre Türk savaş uçakları tarafından kullanılmak üzere bekletilen nükleer bombalar, Amerikan uçakları tarafından belirlenen hedeflere atılacak diğer nükleer bombalarla İncirlik'te muhafaza ediliyormuş.Eğer haber doğruysa, 50 adet bomba ABD uçaklarının kullanımı için; 40 adet bomba ise yine ABD'nin kontrolünde, ABD kendisinin belirleyeceği hedefler dışında kullanılmasına asla müsaade etmez, ama Türk uçaklarının kullanımı için saklanıyor. Bunun anlamı nedir?Aklıma Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in yıllar önce yaptığı bir uyarı geliyor. Sayın Baş, İncirlik üssünün İran'a yönelik bir saldırı için kullanılarak İran ile Türkiye'nin kapıştırılmasının hedeflendiğini söylemişti. Misal olarak da Birinci Dünya Savaşı'na Osmanlı'nın girmesini vermişti. Bir senaryo gereği Alman gemileri Osmanlı'ya sığınmış, Osmanlı da bu gemilere sahip çıkarak, Osmanlı bayrağını çekmişti. Mürettebat Alman, gemiler Alman, ama bayrak Osmanlı bayrağı. Bu gemiler Karadeniz'e açılmış ve Sivastopol'ü bombalamışlardı.Neticede Osmanlı karambole dünya savaşına girmiş ve kendi ipini kendisi çekmişti. Daha sonraları bir çok Batılı yetkili, Birinci Dünya Savaşı'nın Osmanlı'nın parçalanması için planlandığını itiraf ederek, Osmanlı'nın savaşa sokulmasının bir senaryonun gereği olduğunu doğrulamışlardır.Şimdi de İran müdahalesi adı altında benzer bir senaryo ve benzer bir son Türkiye için planlanmaktadır.Prof. Dr. Haydar Baş, oynanan bu tiyatroları engin öngörüsü sayesinde çözmüş ve her defasında "Oyun Türkiye üzerinde oynanıyor" uyarısında bulunmuştur. ABD'nin Ulusal Kaynaklar Savunma Konseyi'nden gelen açıklama resmi bir açıklama ve Türkiye'den bu konuda henüz bir tekzip gelmedi. Konsey'in böyle bir açıklama yapmasının farklı bir manası da var. Türkiye'de, siyasilerin iktidara gelmek, ya da iktidarda kalmak için verdiği sözleri bilemeyiz, ama İran konusunda Türk milletinin ve askerinin ABD'nin yanında savaşa müdahil olma, sıcak çatışmaya girme gibi bir niyeti yok ve olamaz da. Yapılan anketlerde yüzde 80'lerin üzerinde ABD karşıtı bir sonuç çıkması bunun en bariz ispatıdır.Siyasilerimiz görmezlikten gelse de, Türk milleti ve de askeri ABD'nin Ortadoğu'da bulunuş sebebini, Irak halkına neler yaptığını, Ebu Garip'te, Guantanamo'da, Telafer'de, Süleymaniye'de, Felluce'de masum insanlara neler yaptığını gayet iyi bilmektedir.Fakat ABD gerek CIA uçakları, gerekli bu tür bomba haberlerini dünyaya duyurarak Türkiye'nin ABD'nin yanında olduğu mesajlarını vererek İran'a ve diğer hedeflerine gözdağı vermeye çalışıyor. Bir taraftan bizi İran konusunda ikna olmaya zorlarken bir taraftan da İran'ı bize karşı dolduruyor. Artık bu tür oyunlara alet olmaktan kurtulmalı, kendi ayaklarımız üzerinde durarak milli projelerle gerçek misyonumuza kavuşmalıyız.Bizleri karanlığa götürecek adımlardan her zaman uzak durmalıyız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025