IMF'nin politikalarını uygulayan devletlerde sonuç hep aynı oldu: Açlık, yokluk, isyan, iç savaş, daha derinleşmiş kriz
IMF reçetelerinin nasıl bir sonuç vereceği ile ilgili, çok anlamlı bir atasözümüz var: "Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir."
IMF bugüne kadar pekçok ülkede benzer politikaları dayattı. Sonuç hep aynı oldu: Açlık, yokluk, isyan, iç savaş, daha da derinleşmiş kriz.
Nitekim IMF'den uyum kredisi için borç alan 137 ülkeden 81'inin IMF'ye bağlılığının daha da arttığı 48'inin durumunun daha da kötüleştiği, 32'sinin tamamen yoksullaştığı bilinen bir gerçek.
IMF politikaları milli ekonomilerin imhasını hedef alıyor. Dünya Bankası eski yöneticilerinden, Nobel ödüllü Prof. Dr. Joe Stiglitz de "IMF'nin milli çıkarları mahvettiğini" söylemekten çekinmiyor.
IMF bunu yapmak zorunda. Zira yaşama şansı buna bağlı. Bugün dünya nüfusunun yüzde 15'ine
sahip zengin ülkelerin dünya gelirinin yüzde 80'inin kontrol etmesinin doğal sonucu bu. Ülkeler milli ekonomiler dahilinde ne üretiyorlarsa bu ürünlerin IMF-ABD tarafından sağlandığına şahit oluyoruz.
Tayland'ın ihracatının yüzde 15'ini pirinç oluşturuyordu. ABD 1990'lı yılların başında 8 dolar olan pirincin fiyatını 4 dolara indirdi ve pirinç satan Tayland pirinç alır hale geldi.
1986'ya kadar ABD'ye ihraç edilen Şili üzümleri, salkımların içine sıkılmış siyanüre rastlanması sonucu (!) ihraç yasağına uğradı.
Togo, Angola, Sierra, Leone gibi yoksul ülkelerin buğday, mısır, pirinç üretimleri benzer ayak oyunlarıyla engellendi. Bu ülkelerde ithalata başladılar.
Meksika'da şeker üretimi, Somali'de "çobanlık" milli ekonominin temeli sayıldığından IMF politikalarıyla imha edildi.
Yazıyı tam bir şekilde okumak için lütfenTıklayınız...
IMF reçetelerinin nasıl bir sonuç vereceği ile ilgili, çok anlamlı bir atasözümüz var: "Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir."
IMF bugüne kadar pekçok ülkede benzer politikaları dayattı. Sonuç hep aynı oldu: Açlık, yokluk, isyan, iç savaş, daha da derinleşmiş kriz.
Nitekim IMF'den uyum kredisi için borç alan 137 ülkeden 81'inin IMF'ye bağlılığının daha da arttığı 48'inin durumunun daha da kötüleştiği, 32'sinin tamamen yoksullaştığı bilinen bir gerçek.
IMF politikaları milli ekonomilerin imhasını hedef alıyor. Dünya Bankası eski yöneticilerinden, Nobel ödüllü Prof. Dr. Joe Stiglitz de "IMF'nin milli çıkarları mahvettiğini" söylemekten çekinmiyor.
IMF bunu yapmak zorunda. Zira yaşama şansı buna bağlı. Bugün dünya nüfusunun yüzde 15'ine
sahip zengin ülkelerin dünya gelirinin yüzde 80'inin kontrol etmesinin doğal sonucu bu. Ülkeler milli ekonomiler dahilinde ne üretiyorlarsa bu ürünlerin IMF-ABD tarafından sağlandığına şahit oluyoruz.
Tayland'ın ihracatının yüzde 15'ini pirinç oluşturuyordu. ABD 1990'lı yılların başında 8 dolar olan pirincin fiyatını 4 dolara indirdi ve pirinç satan Tayland pirinç alır hale geldi.
1986'ya kadar ABD'ye ihraç edilen Şili üzümleri, salkımların içine sıkılmış siyanüre rastlanması sonucu (!) ihraç yasağına uğradı.
Togo, Angola, Sierra, Leone gibi yoksul ülkelerin buğday, mısır, pirinç üretimleri benzer ayak oyunlarıyla engellendi. Bu ülkelerde ithalata başladılar.
Meksika'da şeker üretimi, Somali'de "çobanlık" milli ekonominin temeli sayıldığından IMF politikalarıyla imha edildi.
Yazıyı tam bir şekilde okumak için lütfenTıklayınız...