Prof. Dr. Haydar Baş, "İmam Zeynelabidin" eserinde şu bilgileri veriyor:
"İmam Seccad (a.s.)'ın Cuma günleri okuduğu bir duası vardır. İmam (a.s.), her Cuma kendisi ile namaz kılmaya gelen cemaate bu duayı yapmaktadır. Duanın içinde Allah, Peygamber, din ve bu din üzere kalması için kişiye yol gösterecek imamdan bahsetmektedir. Her Cuma aynı duanın yapılması, ümmetin aklına bu konuları yerleştirmek içindir. Yani, İslam çizgisinde kalabilmek için hak bir imam şarttır.
"(…) Ey insanlar! Allah'a karşı takvalı olunuz, unutmayınız ki, hepiniz Allah'a döneceksiniz. O gün (kıyamet günü) herkes iyi ve kötü ne yapmışsa, hepsini yanında bulacaktır ve kötü amelleriyle arasında, fersahlarca mesafe olmasını arzu edecektir. Kabirde Nekir ve Münker meleklerinin soracakları ilk şeyler, senin ibadet ettiğin Allah, sana gönderilen Peygamber, senin tâbi olduğun din, senin okuduğun gök Kitap ve velayetini kabul ettiğin İmam olacaktır." (Tuhefu'l-Ukûl, Hasan Ali b. Şube, s. 249).
İmam Zeynelâbidin (a.s.)'ın dua kalıpları içinde imametin önemi anlatılmaktadır. Bunun yanında, imamlara neden inanmak, bağlanmak gerektiğini de öğreniyoruz: "Allah'ım! Sen her zaman dinini, kulların için hakkın bayrağı ve şehirlerde hidayet ışığı olarak diktiğin bir imamla güçlendirmişsin. Onun ipini kendi ipine bağlamış, onu hoşnutluğuna ulaşma vesilesi kılmış; ona itaati farz etmiş; ona karşı gelmekten sakındırmış; onun emirlerini yerine getirmeyi, yasaklarına uymayı, ondan öne geçmemeyi, ondan geri kalmamayı emretmişsin. O sığınanların koruyucusu, inananların sığınağı, tutunanların sağlam kulbu ve âlemlerin güzelliğidir.
Allah'ım! Velin olan o imamı, kendisine verdiğin nimetlerin şükrünü yerine getirmeye muvaffak et. Bizi de aynı şeye muvaffak eyle. Ona, Kendi katından yardımcı bir güç ver. Ona kolay bir fetih nasip et. Onunla Kitabını, sınırlarını, yasalarını ve Resûlü'nün (s.a) sünnetlerini ayakta tut. Dininin zâlimlerce öldürülen nişanelerini dirilt; yolundaki zulüm paslarını zorluklarını gider." (Sahife-i Seccadiye, Arefe Günü okuduğu duadan).
İmam Seccad (a.s)'ın bu duasından anlıyoruz ki; imamlar, Allah'ın hoşnutluğuna yani rızasına ulaşma vesilesi, hidayet ışığıdır. Ona itaat farzdır. Onun emirlerinin yerine getirilmesi, yasaklarına uyulması Allah'ın emridir.
İmam Zeynelâbidin (a.s.)'ın yaşadığı dönem, mâsum İmam'a karşı baskıların son derece arttığı bir dönemdir. O kadar ki, halife kendisini hapse atmaya bile cesaret etmiştir. Ancak, O'nda öyle büyük bir tevekkül vardır ki, her çile ve meşakkate Allah'a olan yönelişle karşı durabilmiştir: "… Musibetlerde sığınılacak Sensin. Felaketleri def edecek olan Sensin. Sıkıntıları giderecek olan Sensin. Ey Rabbim! Ağırlığı altında ezildiğim felaketler üzerime çökmüş; tahammülü çok güç olan musibetler gelip bana çatmış. Bunları kudretinle Sen bana getirmiş, saltanatınla Sen bana yöneltmişsin. Senin getirdiğini kimse götüremez; Senin yönelttiğini kimse geri çeviremez; Senin kapattığını kimse açamaz; açtığını kimse kapatamaz. Zorlaştırdığını kimse kolaylaştıramaz. Hor ve zelil kıldığına kimse yardım edemez. O halde, ey Rabbim! Muhammed (s.a.v.) ve âline salat eyle ve lutfunla kurtuluş kapısını yüzüme aç. Gücünle üzüntü ve kederin üzerimdeki sultasını kır. Şikayetçi olduğum hususta bana bakışını güzelleştir…" (Sahife-i Seccadiye, 7. dua).
İmam, bir gün yolda yürürken, zengin bir adamın kapısında oturmuş bir adam gördü. Hemen adamın yanına gitti ve şöyle dedi: "Varlık içinde şımarmış bu zorba adamın kapısında niçin oturuyorsun?" Adam, "Yoksulluktan dolayı oturuyorum" dedi. İmam (a.s.) ona, "Kalk, sana onun kapısından daha hayırlı bir kapı, ondan daha hayırlı bir Rab göstereyim." Adam onunla beraber kalkıp Resûlullah (s.a.v.)'in mescidine gitti. İmam (a.s.) ona namazı, duayı ve Kur'an okumayı öğretti. İhtiyaçlarını Allah'tan istemesini, O'nun sağlam kalesine sığınmasını tavsiye etti." (Hayatu'l-İmam Zeynelâbidin (a.s.), c.1, s.93).
Ehl-i Beyt'i karalamak ve onların halkın gözündeki hürmetlerini hiçe saymak Emevi iktidarını korumanın bir yolu olarak kullanılmıştır. Çünkü hak imam, Ehl-i Beyt soyundandır ve hilafet makamını bir taht meselesi haline getiren zihniyetin, imamlık makamını Ehl-i Beyt'e bırakmasına imkan yoktur.
İmam Zeynelâbidin (a.s.), imamet ve halifelik makamının birbirinden ayrıldığı bu zulüm yıllarında, imamın gerekliliğini, kendi ashabına nasihatler ile anlatmıştır: "… Allah bizi ve sizi zâlimlerin hilesinden, kıskançların zulmünden ve acımasızların zorbalığından korusun. Ey mü'minler! Sizi, dünyaya düşkün, dünya malına gönül verip ona tutkun olan, değersiz ve çabucak geçiveren zevkler peşinden koşan Tağut ve Tağutçular aldatmasın. Canım üzerine yemin ederim ki, geçmişte pek büyük olaylar yaşadınız ve pek büyük fitneleri sağlıkla geride bıraktınız. Daima yeryüzündeki sapıklardan, bidat koyanlardan ve bozgunculardan uzaklaşıyordunuz. Şimdi de, Allah'tan yardım isteyin, Allah'ın emrini dilemeye ve mevcut yöneticilerden daha layık olan Allah'ın velisine itaat etmeye yöneliniz.
(…) Allah'ın emrini ve Allah'ın itaat edilmesini vacip kıldığı kimseye itaat etmeyi her şeyden önde tutunuz. Hiçbir zaman, cereyan eden işlerde; dünyanın aldatıcılıklarına sürükleyen Tağutlara uymayı, Allah'a ve İlahî liderlere itaat etmenin önüne geçirmeyin. Günahkârlar ve kötülerle ilişki kurmaktan, zâlimlerle işbirliği yapmaktan, fâsıklarla yakınlaşmaktan, temas kurmaktan sakının! Onların fitnesinden kaçının, onlardan uzak durun. Biliniz ki, her kim Allah dostlarına karşı çıkar, Allah'ın dininden başka bir din izler, İlahî liderin emrine karşı kendi başına hareket ederse, cehennemde alevlenmiş ateşe düçâr olacaktır…" (Hasan b. Ali Şeybe, Tuhefu'l-Ukûl, s.252).
"Ve bunu sürekli emre boyun eğmekle, cemaate bağlılıkla, bidat ehlini reddetmekle ve uyduruk görüşlü ölçü edinenlerden uzak durmakla kâmilleştir." (Sahife-i Seccadiye, yüce erdemler ve beğenilen davranışlarla ilgili duasından bir bölüm).
İmam Seccad (a.s.), bu duasında, hak imamın emirlerine daima itaat, cemaat ve ümmetin yanında yer alma ve hak olan imamın karşısında olan bidat ehlini reddetmeden bahsetmektedir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Gökhan Demir / diğer yazıları
- ABD ve İsrail’i gölgede bıraktılar… / 28.10.2024
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020