İmam Rıza’nın veliahtlık vesikasına düştüğü notlardan…
Beni veliahtı yaptı ve kendisinden sonra yaşarsam en büyük emirliği bana verdi. Dinin parçalanmasından, Müslümanların yönetimine kaosun hâkim olmasından korktuğu, fırsatın kaçmasından ve felaketlerin baş göstermesinden endişe ettiği için...
10.02.2024 16:56:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Bu notlarda İmam şöyle demektedir: "... Beni veliahtı yaptı ve kendisinden sonra yaşarsam en büyük emirliği bana verdi. Dinin parçalanmasından, Müslümanların yönetimine kaosun hâkim olmasından korktuğu, fırsatın kaçmasından ve felaketlerin baş göstermesinden endişe ettiği için... kendi içimde Allah'a söz verdim.
Eğer beni, Müslümanların yönetimine getirip onların işlerini yönetme görevini bana verirse... Onlar arasında Allah'a ve Resulüne itaat esasına göre amel edeceğim...
Hiçbir haram kanı dökemeyeceğim, hiçbir ırzı mubah saymayacağım. Kimsenin malını helal saymayacağım.
Ancak, Allah'ın hadlerinin dökülmesini emrettiği kanlar, farzlarının mubah kıldığı mallar hariç...
Çabamın ve taka-timin karşılığını tercih edeceğim. Eğer yeni bir bid'at icat edersem ya da İlahî kuralları değiştirirsem veya başka bir kurala uyarsam azledilmeyi ve cezayı hak edeceğim.
Bana ve size ne yapılacağını bilmiyorum. Hüküm yetkisi sadece Allah'a aittir. Allah hakkı söy¬ler ve eğri ile doğruyu birbirinden en güzel ayırandır."
MEMUN'UN BİATTEN SONRAKİ EMİRLERİ
Memun Abbasilerin sembolü olan siyah bayrağın kaldırılması-nı, onun yerine yeşil bayrağın kullanılmasını emretti. Herkese bu değişikliğe uymasını ve İmam Rıza'ya biat etmesini zorunlu kıldı.
Ülkenin her tarafına bu emrini duyurdu. İmam'ın adına para bastırdı. Memun'un mektubu Bağdat'a varınca bazısı emre uydu, bazısı bu emri uygulamaktan kaçındı.
Memun İmam'a biat etmek istemeyen üç komutanını hapse attı.
Abbasi hanedanı Memun'a karşı çıktı. Hanedan mensupları İmam Rıza'ya biat etmekten kaçındılar ve Bağdat'ta el-Mehdi'nin oğlu İbrahim'e biat ettiler.
Kûfe'de de bir direniş oldu. Slogan şuydu: "Ey İbrahim, ey Mansur! Memun'a itaat etmek yok!"
Ancak, bu direnişler fazla devam etmedi. Ülkenin her bölgesi Memun'a itaat edip İmam Rıza'ya biat etti.
İmam şöyle çağrılırdı: "Müslümanların veliahtı Ali b. Mûsa b. Câfer b. Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali hepsine selam olsun. Atalarının altısı onlar; yeryüzünde bulutların üzerine yağmur yağdırdığı en faziletli kimselerdir."
BİATTEN SONRA MEYDANA GELEN GELİŞMELER
Veliahtlık vesikasının imzalanmasının üzerinden yirmi gün geçmişti. Ve bayramdı. Memun İmam Rıza'ya Müslümanlara bayram namazı kıldırması ve hutbe okuması için haber gönderdi. Maksadı insanların bu seçimden ve kendi iktidarından mutmain olmasını sağlamaktı. İmam ona şu cevabı gönderdi: "Bu görevi üstlenirken aramızda hangi şartları koştuğumuzu biliyorsun."
Memun ona şu karşılığı verdi: "Bu işi senden istememin sebebi halkın genelinin, askerlerin ve bu yönetime şükran borçlu olan kimselerin içlerine bu atamayı yerleştirmek ve kalplerinin mutmain olmasını sağlamaktır. Böylece, Allah'ın sana verdiği üstünlükleri bizzat görebilsinler."
İmam, her seferinde bu isteği geri çeviriyordu. Memun ısrar edince şöyle dedi: "Eğer beni bu işten muaf tutarsan bu benim için daha iyi olur. Şayet beni muaf tutmazsan o zaman Resûlullah'ın ve Emirü'l-Mü'minin'in çıktığı gibi çıkarım."
Memun, "Nasıl istersen öyle çık" dedi.
Memun komutanlara ve halka İmam'ın kapısında oturmalarını, yollara ve düzlüklere dizilmelerini emretti. Güneş doğunca İmam başına beyaz bir sarık sarmış halde dışarı çıktı. Sarığın bir ucunu göğsünün üzerine sarkıtmış, bir ucunu da omuzlarının arasına atmıştı.
Elbisesinin eteğini yukarı doğru çekmişti. Ayakları yalındı. Yanında köleleri de aynı vaziyetteydiler. Sonra başını göğe kaldırdı. Ve dört defa tekbir getirdi: "Allahuekber, Allahuekber bizi hidayete erdirdiği için... Allahuekber bize rızk verdiği için..." sesini yükseltti.
İnsanlar hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Komutanlar atlarından inerek yaya yürümeye başladılar. Merv şehrinin her tarafında aynı ses yükseliyordu. Hep bir ağızdan aynı sözleri tekrarlıyorlardı.
İnsanlar ağlamaktan ve inlemekten kendilerini alamıyorlardı. İmam yürüyor her on adımda bir duruyordu. Memun bu haberi alınca Fazl b. Sehl ona şöyle dedi:
"Ey mü'minlerin emiri! Rıza namaz kılınacak yere bu vaziyette varırsa insanların aklı karışır, onun etkisinde kalırlar."
Bunun üzerine Memun geri dönmesinin daha iyi olacağını düşündü. Bir adam göndererek geri dönmesini istedi. Bunun üzerine İmam ayakkabılarını istedi. Ayakkabılarını giyerek geri döndü.
Bu şekilde İmam Rıza Resûlullah'ın bayram namazı ile ilgili sünnetini yeniden ihyâ edebildi. Halifeler ve valiler gerekli özeni göstermedikleri için bu sünnet de diğer birçok sünnet gibi silinip gitmişti." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)
Eğer beni, Müslümanların yönetimine getirip onların işlerini yönetme görevini bana verirse... Onlar arasında Allah'a ve Resulüne itaat esasına göre amel edeceğim...
Hiçbir haram kanı dökemeyeceğim, hiçbir ırzı mubah saymayacağım. Kimsenin malını helal saymayacağım.
Ancak, Allah'ın hadlerinin dökülmesini emrettiği kanlar, farzlarının mubah kıldığı mallar hariç...
Çabamın ve taka-timin karşılığını tercih edeceğim. Eğer yeni bir bid'at icat edersem ya da İlahî kuralları değiştirirsem veya başka bir kurala uyarsam azledilmeyi ve cezayı hak edeceğim.
Bana ve size ne yapılacağını bilmiyorum. Hüküm yetkisi sadece Allah'a aittir. Allah hakkı söy¬ler ve eğri ile doğruyu birbirinden en güzel ayırandır."
MEMUN'UN BİATTEN SONRAKİ EMİRLERİ
Memun Abbasilerin sembolü olan siyah bayrağın kaldırılması-nı, onun yerine yeşil bayrağın kullanılmasını emretti. Herkese bu değişikliğe uymasını ve İmam Rıza'ya biat etmesini zorunlu kıldı.
Ülkenin her tarafına bu emrini duyurdu. İmam'ın adına para bastırdı. Memun'un mektubu Bağdat'a varınca bazısı emre uydu, bazısı bu emri uygulamaktan kaçındı.
Memun İmam'a biat etmek istemeyen üç komutanını hapse attı.
Abbasi hanedanı Memun'a karşı çıktı. Hanedan mensupları İmam Rıza'ya biat etmekten kaçındılar ve Bağdat'ta el-Mehdi'nin oğlu İbrahim'e biat ettiler.
Kûfe'de de bir direniş oldu. Slogan şuydu: "Ey İbrahim, ey Mansur! Memun'a itaat etmek yok!"
Ancak, bu direnişler fazla devam etmedi. Ülkenin her bölgesi Memun'a itaat edip İmam Rıza'ya biat etti.
İmam şöyle çağrılırdı: "Müslümanların veliahtı Ali b. Mûsa b. Câfer b. Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali hepsine selam olsun. Atalarının altısı onlar; yeryüzünde bulutların üzerine yağmur yağdırdığı en faziletli kimselerdir."
BİATTEN SONRA MEYDANA GELEN GELİŞMELER
Veliahtlık vesikasının imzalanmasının üzerinden yirmi gün geçmişti. Ve bayramdı. Memun İmam Rıza'ya Müslümanlara bayram namazı kıldırması ve hutbe okuması için haber gönderdi. Maksadı insanların bu seçimden ve kendi iktidarından mutmain olmasını sağlamaktı. İmam ona şu cevabı gönderdi: "Bu görevi üstlenirken aramızda hangi şartları koştuğumuzu biliyorsun."
Memun ona şu karşılığı verdi: "Bu işi senden istememin sebebi halkın genelinin, askerlerin ve bu yönetime şükran borçlu olan kimselerin içlerine bu atamayı yerleştirmek ve kalplerinin mutmain olmasını sağlamaktır. Böylece, Allah'ın sana verdiği üstünlükleri bizzat görebilsinler."
İmam, her seferinde bu isteği geri çeviriyordu. Memun ısrar edince şöyle dedi: "Eğer beni bu işten muaf tutarsan bu benim için daha iyi olur. Şayet beni muaf tutmazsan o zaman Resûlullah'ın ve Emirü'l-Mü'minin'in çıktığı gibi çıkarım."
Memun, "Nasıl istersen öyle çık" dedi.
Memun komutanlara ve halka İmam'ın kapısında oturmalarını, yollara ve düzlüklere dizilmelerini emretti. Güneş doğunca İmam başına beyaz bir sarık sarmış halde dışarı çıktı. Sarığın bir ucunu göğsünün üzerine sarkıtmış, bir ucunu da omuzlarının arasına atmıştı.
Elbisesinin eteğini yukarı doğru çekmişti. Ayakları yalındı. Yanında köleleri de aynı vaziyetteydiler. Sonra başını göğe kaldırdı. Ve dört defa tekbir getirdi: "Allahuekber, Allahuekber bizi hidayete erdirdiği için... Allahuekber bize rızk verdiği için..." sesini yükseltti.
İnsanlar hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Komutanlar atlarından inerek yaya yürümeye başladılar. Merv şehrinin her tarafında aynı ses yükseliyordu. Hep bir ağızdan aynı sözleri tekrarlıyorlardı.
İnsanlar ağlamaktan ve inlemekten kendilerini alamıyorlardı. İmam yürüyor her on adımda bir duruyordu. Memun bu haberi alınca Fazl b. Sehl ona şöyle dedi:
"Ey mü'minlerin emiri! Rıza namaz kılınacak yere bu vaziyette varırsa insanların aklı karışır, onun etkisinde kalırlar."
Bunun üzerine Memun geri dönmesinin daha iyi olacağını düşündü. Bir adam göndererek geri dönmesini istedi. Bunun üzerine İmam ayakkabılarını istedi. Ayakkabılarını giyerek geri döndü.
Bu şekilde İmam Rıza Resûlullah'ın bayram namazı ile ilgili sünnetini yeniden ihyâ edebildi. Halifeler ve valiler gerekli özeni göstermedikleri için bu sünnet de diğer birçok sünnet gibi silinip gitmişti." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.