İmam Ali’nin halifeliği döneminde Talha ve Zübeyr’in durumu
Hz. Osman’ın katillerinin yakalanması meselesi hem Emeviler’in, hem de Talha ve Zübeyr’in devamlı surette gündemde tuttukları bir meseleydi
25.02.2023 21:07:00
Hz. Osman'ın katillerinin cezalandırılması meselesi
Hz. Osman'ın katillerinin yakalanması meselesi hem Emeviler'in, hem de Talha ve Zübeyr'in devamlı surette gündemde tuttukları bir meseleydi.
Hz. Ali halife olur olmaz bu konuyla ilgilenmiş ve bir soruşturma başlatmıştı. Ancak ortada tam bir kargaşa söz konusuydu. Öldürüldüğü sırada halifenin yanında olan ve parmakları kesilen eşi Naile bile, katilin kimliğini tespit edememişti.
Hz. Ebu Bekir'in oğlu Muhmmed b. Ebu Bekir, Osman'ı öldürmekle suçlananlar arasındaydı.
Ancak Hz. Ali tarafından yapılan sorgulamada onun katil oluğunu gösteren kesin bir delile rastlanmamıştı.
Öte yandan sayıları on bini bulan bir grup Hz. Osman'ın kendileri tarafından öldürüldüğünü iddia ediyorlardı.
Durum bu noktada iken Talha ve Zübeyr, devamlı surette katillerin bulunması için Hz. Ali'ye baskı yapmaktaydılar. Ancak siyasi ortam buna müsait değildi. Hz. Ali onlara şöyle dedi:
"İfade ettiğiniz bu konu bilgim dışında değildir. Ancak bize hükmetme durumunda olan ve bizim şu anda kendilerine hükmetme gücüne sahip olmadığımız bu toplulukla nasıl başa çıkarım?"
Talha ve Zübeyr'in durumu
Talha b. Ubeydullah ve Zübeyr b. Avvam kendi rızalarıyla Hz. Ali'ye biat etmişlerdi.
Ancak ileride anlatacağımız bir takım sebeplerden ötürü "baskı altında biat ettiklerini" söyleyerek Hz. Ali'nin karşısına geçtiler. Hz. Ali bu konuda şunu söylüyor:
"Sanıyor ki, eliyle biat etti. Gönlüyle etmedi. Oysa ki biat ettiğini ikrar etmekte kalbiyle etmediğini söyleyip yaptığını inkar eylemekte.
Peki öyleyse ya buna dair bir hüccet göstersin, tanık getirsin, yahut da çıktığı, bozduğu biate geri dönsün."
Nehcü'l-Belağa'da ifade edildiğine göre:
Pek çok kimse gibi Talha ve Zübeyr'in de Hz. Ali'den bir takım maddi beklentileri vardı. Beytü'l-Mal'dan herkese eşit miktarda ödenek dağıtılması uygulamasına en fazla karşı çıkanların başında geliyorlardı.
Hz. Ali ile Talha ve Zübeyr'i kopma noktasına getiren hususu ise kendilerine herhangi bir yerde valilik verilmemiş olmasıdır. Halbuki bizzat halifenin kendisinden valilik talep etmişlerdi. Ancak Hz. Ali bu isteği geri çevirmiş ve şunu söylemişti:
"Siz ikiniz, otorite ve istikamet konusunda ortağım, zor ve sıkıntılı anlarımda yardımcılarım olmalısınız."
İbn Kuteybe, 'Hulefa' adlı eserinde şunları naklediyor:
"Onlar (Talha ve Zübeyr) Hz. Ali'ye dönerek şöyle dediler: 'Bizim Sana ne şartlarla biat etiğimizi biliyor musun?' İmam Ali, 'Evet biliyorum, siz Bana itaat etme şartı ile biat etmiştiniz. Tıpkı bu şartla Ebu Bekir ve Ömer'e biat ettiğiniz gibi.'
Zübeyr, Hz. Ali'nin kendisini Irak Valisi yapacağını tasavvur ederken, Talha da Yemen Valisi olacağını sanıyordu. Ancak bu arzularından mahrum oldular. Bunun üzerine Medine'den kaçıp İmam aleyhine propaganda yapma kararı aldılar."
Medine'den ayrılmadan önce Kureyşliler'in olduğu bir toplulukta şöyle seslendi.
"Bize yakışan bu mudur? Ali evinde otururken biz Osman aleyhine kıyam ettik ve onun öldürülmesini sağladık. O (Ali) ise iş başına geçince bizi bırakıp diğerlerini memur olarak atadı."
Talha ve Zübeyr, Medine'den ayrıldıktan sonra kimi görseler Hz. Ali'ye biat etmediklerini söylüyorlardı.
İbn-i Kuteybe'nin ifadesine göre, Hz. Ali, Talha ve Zübeyr umre bahanesiyle Medine'den ayrılmak için kendisinden izin isteyince şöyle buyurdu: "Bence siz biat, bozma kastındasınız."
Onlar Allah'ı şahit tutarak bunu inkâr ettiler. İmam Ali, onlar çıkınca, yanında bulunanlara şöyle dedi: "Onların (Talha ve Zübeyr'in) fitne içinde öleceklerini görüyorum."
Oradakiler, "Öyleyse Medine'yi terk etmelerini engelle" deyince, Hz. Ali şöyle dedi: "Allah'ın hükmü ve takdiri tahakkuk etmelidir."
Neticede Allah'ın hükmü tahakkuk etti. Medine'den ayrılan Talha ve Zübeyr Mekke'de Hz. Aişe'yle birlik olup Cemel olayını başlattılar.
Taberi, Tarih'in 3. cildinin 167. sayfasında bu konuyla alakalı şunları yazıyor:
"Talha Basra Valiliğini, Zübeyr ise Kûfe Valiliğini istiyordu. Hz. Ali ise, 'Ben size güvenerek bu işi kabullendim. Siz Benim müşavirlerimsiniz. Siz de giderseniz Ben kiminle meşveret ederim?' diyerek onların isteklerini kabul etmedi. Onlar da istediklerini alamayınca Hz. Ali'yi terk edip, Hz. Aişe'ye katılmak üzere Mekke'ye geçtiler."
Taberi'nin ifadesine göre; "Kardeşi Akil bile Hz. Ali'den istediğini alamayacağını anlayıp, O'ndan ayrılarak Şam'a Muaviye'nin yanına gitmişti." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
Hz. Osman'ın katillerinin yakalanması meselesi hem Emeviler'in, hem de Talha ve Zübeyr'in devamlı surette gündemde tuttukları bir meseleydi.
Hz. Ali halife olur olmaz bu konuyla ilgilenmiş ve bir soruşturma başlatmıştı. Ancak ortada tam bir kargaşa söz konusuydu. Öldürüldüğü sırada halifenin yanında olan ve parmakları kesilen eşi Naile bile, katilin kimliğini tespit edememişti.
Hz. Ebu Bekir'in oğlu Muhmmed b. Ebu Bekir, Osman'ı öldürmekle suçlananlar arasındaydı.
Ancak Hz. Ali tarafından yapılan sorgulamada onun katil oluğunu gösteren kesin bir delile rastlanmamıştı.
Öte yandan sayıları on bini bulan bir grup Hz. Osman'ın kendileri tarafından öldürüldüğünü iddia ediyorlardı.
Durum bu noktada iken Talha ve Zübeyr, devamlı surette katillerin bulunması için Hz. Ali'ye baskı yapmaktaydılar. Ancak siyasi ortam buna müsait değildi. Hz. Ali onlara şöyle dedi:
"İfade ettiğiniz bu konu bilgim dışında değildir. Ancak bize hükmetme durumunda olan ve bizim şu anda kendilerine hükmetme gücüne sahip olmadığımız bu toplulukla nasıl başa çıkarım?"
Talha ve Zübeyr'in durumu
Talha b. Ubeydullah ve Zübeyr b. Avvam kendi rızalarıyla Hz. Ali'ye biat etmişlerdi.
Ancak ileride anlatacağımız bir takım sebeplerden ötürü "baskı altında biat ettiklerini" söyleyerek Hz. Ali'nin karşısına geçtiler. Hz. Ali bu konuda şunu söylüyor:
"Sanıyor ki, eliyle biat etti. Gönlüyle etmedi. Oysa ki biat ettiğini ikrar etmekte kalbiyle etmediğini söyleyip yaptığını inkar eylemekte.
Peki öyleyse ya buna dair bir hüccet göstersin, tanık getirsin, yahut da çıktığı, bozduğu biate geri dönsün."
Nehcü'l-Belağa'da ifade edildiğine göre:
Pek çok kimse gibi Talha ve Zübeyr'in de Hz. Ali'den bir takım maddi beklentileri vardı. Beytü'l-Mal'dan herkese eşit miktarda ödenek dağıtılması uygulamasına en fazla karşı çıkanların başında geliyorlardı.
Hz. Ali ile Talha ve Zübeyr'i kopma noktasına getiren hususu ise kendilerine herhangi bir yerde valilik verilmemiş olmasıdır. Halbuki bizzat halifenin kendisinden valilik talep etmişlerdi. Ancak Hz. Ali bu isteği geri çevirmiş ve şunu söylemişti:
"Siz ikiniz, otorite ve istikamet konusunda ortağım, zor ve sıkıntılı anlarımda yardımcılarım olmalısınız."
İbn Kuteybe, 'Hulefa' adlı eserinde şunları naklediyor:
"Onlar (Talha ve Zübeyr) Hz. Ali'ye dönerek şöyle dediler: 'Bizim Sana ne şartlarla biat etiğimizi biliyor musun?' İmam Ali, 'Evet biliyorum, siz Bana itaat etme şartı ile biat etmiştiniz. Tıpkı bu şartla Ebu Bekir ve Ömer'e biat ettiğiniz gibi.'
Zübeyr, Hz. Ali'nin kendisini Irak Valisi yapacağını tasavvur ederken, Talha da Yemen Valisi olacağını sanıyordu. Ancak bu arzularından mahrum oldular. Bunun üzerine Medine'den kaçıp İmam aleyhine propaganda yapma kararı aldılar."
Medine'den ayrılmadan önce Kureyşliler'in olduğu bir toplulukta şöyle seslendi.
"Bize yakışan bu mudur? Ali evinde otururken biz Osman aleyhine kıyam ettik ve onun öldürülmesini sağladık. O (Ali) ise iş başına geçince bizi bırakıp diğerlerini memur olarak atadı."
Talha ve Zübeyr, Medine'den ayrıldıktan sonra kimi görseler Hz. Ali'ye biat etmediklerini söylüyorlardı.
İbn-i Kuteybe'nin ifadesine göre, Hz. Ali, Talha ve Zübeyr umre bahanesiyle Medine'den ayrılmak için kendisinden izin isteyince şöyle buyurdu: "Bence siz biat, bozma kastındasınız."
Onlar Allah'ı şahit tutarak bunu inkâr ettiler. İmam Ali, onlar çıkınca, yanında bulunanlara şöyle dedi: "Onların (Talha ve Zübeyr'in) fitne içinde öleceklerini görüyorum."
Oradakiler, "Öyleyse Medine'yi terk etmelerini engelle" deyince, Hz. Ali şöyle dedi: "Allah'ın hükmü ve takdiri tahakkuk etmelidir."
Neticede Allah'ın hükmü tahakkuk etti. Medine'den ayrılan Talha ve Zübeyr Mekke'de Hz. Aişe'yle birlik olup Cemel olayını başlattılar.
Taberi, Tarih'in 3. cildinin 167. sayfasında bu konuyla alakalı şunları yazıyor:
"Talha Basra Valiliğini, Zübeyr ise Kûfe Valiliğini istiyordu. Hz. Ali ise, 'Ben size güvenerek bu işi kabullendim. Siz Benim müşavirlerimsiniz. Siz de giderseniz Ben kiminle meşveret ederim?' diyerek onların isteklerini kabul etmedi. Onlar da istediklerini alamayınca Hz. Ali'yi terk edip, Hz. Aişe'ye katılmak üzere Mekke'ye geçtiler."
Taberi'nin ifadesine göre; "Kardeşi Akil bile Hz. Ali'den istediğini alamayacağını anlayıp, O'ndan ayrılarak Şam'a Muaviye'nin yanına gitmişti." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.