Galatasaray son dakikalarda nedenleri belirsiz şekilde arkaya yaslanınca 2-2'lik sonuç ile bir puana razı olmak zorunda kaldık.
Halbuki bir iki dakika daha sabretsek maçı 2-1 kazanacaktık. Avrupa Ligi'nde ilk sekizi garantileme fırsatını kendi elimizle geri çevirdik.
Karşılaşma hızlı başladı. Tempo yapan taraf Malmö idi.
Malmö oyuna çok iyi başladı. İşin açıkçası Galatasaray ilk anlarda zorlanıyordu.
Bu dakikalarda Malmö, Galatasaray'a pek fazla hücum etme şansı tanımadı.
Bu şartlarda doğal olarak Galatasaray anlaşılır hatalar ile hücumları heba ediyordu.
Anlaşılır nedenler diyorum çünkü yüksek tempoda hata yapmak çok öfke hissedilecek bir durum değil benim kanımca.
Böyle anlarda oyun sıkışır ve dar alanda oynanır. Doğal olarak iyi oynayabilmek için kaliteli yeteneklere ihtiyaç olur.
Böylelikle oyunu açıp tehlikeli hücumlar geliştirmek mümkün olur.
Galatasaray karşılaşmanın bu anlarında böyle bir yeteneği boş yere aradı durdu.
Hâl böyle olunca mesela 5'te Jelert'ten isabetsiz tuhaf orta 10'da Berkan'dan Mertens'e abuk sabuk denebilecek bir pas gibi hareketler seyrettik.
24'te de kalemizde golü gördük. Fakat Davinson Sanchez'in sakatlanıp oyundan çıkması ile işler değişti.
Yerine giren Kerem Demirbay, Galatasaray lehine oyunun akışını değiştirdi.
Nitekim Kerem Demirbay'ın asisti ile Jelert golü atınca oyuna denge geldi.
İkinci yarıda tempo düşük başladı ve top çevirip gol arayan taraf Galatasaray idi.
Tabii artık kaçıncı kez yazıyorum Galatasaray temposu düşük bir takım. Fakat buna rağmen hatalar devam etti.
Örneğin dakikalar 50'yi gösterdiğinde Kerem Demirbay, Yunus'un çok iyi pasında kaleye bir şut yolladı.
Fakat bunca yıldır futbol takip ederim böyle bir şut atıldığına şahit olmadım.
Kerem Demirbay öyle bir vuruş yaptı ki bacakları pergel gibi birbirinden açıldı ve bu şekilde attığı şut bir şekilde kaleye yönelse de gol gerçekleşmedi.
Bir başka örnek 54'ten. Berkan amatör bir futbolcu gibi topu uzaklaştıramayınca rakibi topu Berkan'a çarptırıp Malmö'ye taç kazandırdı mesela.
Her şeye rağmen 56'da golü bulduk. Bu golü Yunus attı.
Ne var ki bu gol Mertens'e yazar çünkü Mertens pozisyonda topu o kadar sıkışık bir halde Yunus'a iletti ki övgüyü hak ediyor.
Mertens neredeyse sırtında rakip varken dönüş yaparak pas çıkardı.
Golden sonra Gabriel Sara'nın etkili oyunu ile Galatasaray üstünlüğü devam etti.
Fakat işin açıkçası Galatasaray rakip ceza sahası içinde çoğalamadı.
Üstüne üstlük Batshuayi yine kötü bir gününde olunca daha fazla gol bulamadık.
Batshuayi 60'ta sıkışık bir anda pas atmak isterken topu taca attı örneğin.
Öte yandan Galatasaray savunmada sıkı durdu. Ne var ki 85'ten sonra tüm inisiyatif Malmö'ye geçti.
Galatasaray tamamıyla savunmaya çekildi. Galatasaray'ın kalesinde gördüğü ikinci golde tüm takım hatalı.
Şöyle ki. Galatasaray tüm hatları ile savunmadayken Malmö ceza sahası önünde öyle güzel paslarla hücum organize etti ki golün gerçekleşmesi kaçınılmazdı.
O kadar Galatasaraylıdan birinin çıkıp bir pas arası yapmaması çok tuhaf doğrusu.
Evet Galatasaray tam da istediğini almadan İstanbul'a dönüyor. Bakalım bu durum lige olumsuz yansır mı.
Ben Galatasaray'ın bu durumlarda ayakta kalmayı başaracağına inanıyorum.
Akın Göksu / diğer yazıları
- İki puanı ikram ettik / 13.12.2024
- Taraftar çok ama çok haklı / 12.12.2024
- Futbol gevşemeye gelmiyor / 09.12.2024
- Bomboş derbi / 08.12.2024
- Hikâyesi olmayan maç / 03.12.2024
- Eyüpspor hata yapmadı / 02.12.2024
- Ah Osimhen vah Osimhen / 29.11.2024
- Futbolda tempo her şey değildir / 25.11.2024
- Sonu başından belli / 24.11.2024
- Yolun sonunu beklemekten yoruldum / 20.11.2024
- Taraftar çok ama çok haklı / 12.12.2024
- Futbol gevşemeye gelmiyor / 09.12.2024
- Bomboş derbi / 08.12.2024
- Hikâyesi olmayan maç / 03.12.2024
- Eyüpspor hata yapmadı / 02.12.2024
- Ah Osimhen vah Osimhen / 29.11.2024
- Futbolda tempo her şey değildir / 25.11.2024
- Sonu başından belli / 24.11.2024
- Yolun sonunu beklemekten yoruldum / 20.11.2024