İslam literatüründe kadın
İslâm'da üstünlük, takva ile (yani Allah'a yakınlıkla) olduğundan 'ailede üstünlük kimdedir?' sorulsa. Allah'a en yakın olan diye cevap verilir. Takvası üstün olan kadınsa üstün olan kadın, takvası üstün olan erkek ise üstün olan erkektir. Tabiî bu durum Allah'a açık, kullara kapalıdır.
Yine aile içi eğitim İslâm'ın oluşturduğu ailede hayatî önem taşır. Hayırlı evlad, ancak Allah'a kulluk istikametindeki bir eğitimle yetişir. Bu eğitimin temel taşı hiç şüphesiz anadır; yani kadındır.
Ailede eğitimin önemini şu hadis ne kadar güzel anlatır: "Kişi ehlinin cehaletinden daha büyük günahla Allah'a kavuşmaz".
Kız çocuklarının bakımına ve yetişmesine İslâm'ın önem vermesi kadına verilen önemin ayrı bir göstergesidir.
Resûlü Ekrem (sav) şöyle buyururur: "Üç tane kızı olup, ihtiyaçtan kurtarıncaya kadar onlara iyi bakan, yedirip giydiren kimse elbette cenneti kazanır..."
Gerek eğitim, gerekse geçim hususunda aile efradına ve hususiyle kadına ihtimam göstermemek büyük mesuliyet gerektirir. Bu mesuliyeti vurgulamak için, "Kişiye, tekeffül ettiği kimseyi bakmaması günah olarak kafidir" hadis-i şerifi yeterlidir.
İslâm'dan başka hiçbir telâkki kadın ve çoluk çocuğun hukukunu koruma ve ona riayet etme bakımından bu derece bir sorumluluk anlayışı ortaya koyamamıştır.
Evlenmede kadında aranan vasıflar da kadının mânâ ve değerini ortaya koymaktadır:
Kadında aranan vasıfların başında inanç ve gelmektedir. Bu, zaten yaratılış gayesinin bir ifadesidir. Buna bağlı olarak ahlâk ve huy güzelliği, yüz güzelliği, evlât doğuran cinsten olması, namusunun, iffetinin, hayasının simgesi olarak bakireliğe önem verilmesi diğer önemli vasıflardır ki bunlar kadını layık olduğu yere ulaştıran alametlerdir.
İslâm, evliliğin devamlı olması için kadına iyi davranmayı ve onunla ülifeti tavsiye eder. Resûlü Ekrem (sav) bu hususta şöyle buyurur: "Allahu Teâlâ sizden herhangi birinizin kalbine bir kadınla evlenmeyi düşündüğü vakit o kadına baksın. Zira bu sayede aralarında daha iyi ülfet olur."
Yine Resûlü Ekrem (sav) hayırlı kadını bize tarif ediyor: "Kadınlarınızın hayırlısı, kocası yüzüne baktığı zaman onu sevindiren, emrettiği vakit itaat eden, ayrıldığı vakit malını ve iffetini koruyandır."
Bu deliller kadının batınî güzelliği olan dini ve ahlâkî yönünün onun en önemli vasfı olduğunu anlatıyor. Bu sebeple kadın zâhirî ve maddî tehlikeler yanında bâtınî ve mânevî tehlikelerden de korunmalıdır. Dolayısıyla kadın bütün güzel vasıflarla donatılmalı ve ona denk hayırlı insanlarla yuva kurması sağlanmalıdır. Aksi hald kadın bir nevî felâkete itilmiş olur.
Nitekim Resûlü Ekrem (sav): "Kızını fâsık kimseye veren, onunla ilişiğini kesmiş (ve onu ateşe atmış)tır."
Bütün deliller dinimize göre kadının yerini, bütün zâhirî ve bâtınî tehlikelerden korunup himâye edilmesini târif ediyor.
İslâm'ın karı-koca arasındaki adâb-ı muaşerette kurallarını târif etmesinden de kadına verilen yüce değer anlaşılmaktadır.
İslâm'da üstünlük, takva ile (yani Allah'a yakınlıkla) olduğundan 'ailede üstünlük kimdedir?' sorulsa. Allah'a en yakın olan diye cevap verilir. Takvası üstün olan kadınsa üstün olan kadın, takvası üstün olan erkek ise üstün olan erkektir. Tabiî bu durum Allah'a açık, kullara kapalıdır.
Yine aile içi eğitim İslâm'ın oluşturduğu ailede hayatî önem taşır. Hayırlı evlad, ancak Allah'a kulluk istikametindeki bir eğitimle yetişir. Bu eğitimin temel taşı hiç şüphesiz anadır; yani kadındır.
Ailede eğitimin önemini şu hadis ne kadar güzel anlatır: "Kişi ehlinin cehaletinden daha büyük günahla Allah'a kavuşmaz".
Kız çocuklarının bakımına ve yetişmesine İslâm'ın önem vermesi kadına verilen önemin ayrı bir göstergesidir.
Resûlü Ekrem (sav) şöyle buyururur: "Üç tane kızı olup, ihtiyaçtan kurtarıncaya kadar onlara iyi bakan, yedirip giydiren kimse elbette cenneti kazanır..."
Gerek eğitim, gerekse geçim hususunda aile efradına ve hususiyle kadına ihtimam göstermemek büyük mesuliyet gerektirir. Bu mesuliyeti vurgulamak için, "Kişiye, tekeffül ettiği kimseyi bakmaması günah olarak kafidir" hadis-i şerifi yeterlidir.
İslâm'dan başka hiçbir telâkki kadın ve çoluk çocuğun hukukunu koruma ve ona riayet etme bakımından bu derece bir sorumluluk anlayışı ortaya koyamamıştır.
Evlenmede kadında aranan vasıflar da kadının mânâ ve değerini ortaya koymaktadır:
Kadında aranan vasıfların başında inanç ve gelmektedir. Bu, zaten yaratılış gayesinin bir ifadesidir. Buna bağlı olarak ahlâk ve huy güzelliği, yüz güzelliği, evlât doğuran cinsten olması, namusunun, iffetinin, hayasının simgesi olarak bakireliğe önem verilmesi diğer önemli vasıflardır ki bunlar kadını layık olduğu yere ulaştıran alametlerdir.
İslâm, evliliğin devamlı olması için kadına iyi davranmayı ve onunla ülifeti tavsiye eder. Resûlü Ekrem (sav) bu hususta şöyle buyurur: "Allahu Teâlâ sizden herhangi birinizin kalbine bir kadınla evlenmeyi düşündüğü vakit o kadına baksın. Zira bu sayede aralarında daha iyi ülfet olur."
Yine Resûlü Ekrem (sav) hayırlı kadını bize tarif ediyor: "Kadınlarınızın hayırlısı, kocası yüzüne baktığı zaman onu sevindiren, emrettiği vakit itaat eden, ayrıldığı vakit malını ve iffetini koruyandır."
Bu deliller kadının batınî güzelliği olan dini ve ahlâkî yönünün onun en önemli vasfı olduğunu anlatıyor. Bu sebeple kadın zâhirî ve maddî tehlikeler yanında bâtınî ve mânevî tehlikelerden de korunmalıdır. Dolayısıyla kadın bütün güzel vasıflarla donatılmalı ve ona denk hayırlı insanlarla yuva kurması sağlanmalıdır. Aksi hald kadın bir nevî felâkete itilmiş olur.
Nitekim Resûlü Ekrem (sav): "Kızını fâsık kimseye veren, onunla ilişiğini kesmiş (ve onu ateşe atmış)tır."
Bütün deliller dinimize göre kadının yerini, bütün zâhirî ve bâtınî tehlikelerden korunup himâye edilmesini târif ediyor.
İslâm'ın karı-koca arasındaki adâb-ı muaşerette kurallarını târif etmesinden de kadına verilen yüce değer anlaşılmaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.