Hz Hüseyin'in kıyamının sebeplerini ve sonuç olarak bize bıraktığı mirasını bilmek, anlamak ve bizden sonrakilere hikmetleriyle aktarmak her Müslüman'a farzdır. Onun yolundan gitmek bizler için kurtuluş sebebidir. Yolculuğunun sonunda mutlak şahadet olduğunu bile bile, bu kutlu insanla birlikte olmak, çok büyük bir imanın sonucudur. Hz Hüseyin'le Kerbela çöllerinde her şartta hiç ayrılmadan beraber olanlar abide şahsiyetlerdir. Allah ve Resul'ünün davasını yaşamak ve yaşatmak adına nasıl bir duruş sahibi olmak gerektiğini en değerli varlıklarını feda ederek bize gösterdiler.
İmam Hüseyin, genç oğlu düşmana esir düşmüş ashabından birini, yanına çağırıp onu kurtarmak için para edebilecek eşyaları alıp oğlunu kurtarmaya gitmesini söyler.
İmam'ın sözü bitince ashabından olan o şahıs. Ben eğer böyle bir iş yaparsam, çölün canavarları beni canlı canlı parçalayıp yesin. Oğlum esir olmuşsa olmuş, benim oğlum sizden daha aziz değildir. Diyerek İmam Hüseyin'in hiç bir şeye değişilmeyecek bir kutlu kıymet olduğuna inancını ortaya koymuştur.
Hepsi Allah'ın yeryüzündeki hücceti olan İmam Hüseyin için aynı aziz duygulardadır. İmam öncesinde olduğu gibi son günde de ashabına. Allah u Teala bugün benim ve sizin ölümünüze müsaade etmiştir öyleyse direnin, düşmana karşı mücadele edin.
Her biri sıra ile İmam Hüseyin'in önüne gelip onu selamlayıp, düşmanla en azim bir şekilde mücadele ettikten sonra şehadet şerbetini içtiler.
O kutlu insanların her biri canları ve kanlarıyla müminlere Allah'ın sözü ve Resul'ünün sünneti bu kadar önemlidir. Böyle korunur. Nefsine ve şeytana uymuş sahtekarlar tarafından değiştirilmesine asla müsaade edilmez gerçeğini bizlere gösterdi.
İmanımızı korumak için sayımız az da olsa Ehl-i Beyt'in yanında ve yolunda olmamızın şart olduğunu sonrakilere canlarını vererek ispat ettiler.
İmam Hüseyin'in yanında olup, canlarını vererek Allah'tan geldiği şekliyle arı duru Tevhit inancının sapık düşüncelerle kirletilmesini önlediler.
Sapkın düşüncelerle Hz Muhammed'in (s.a.v) yolunun, sünnetinin değiştirilmesini önlediler. Böylece şeytani ve nefsani Muaviye-Emevi-Yezit yolunun İslam dini gibi kabul edilmesinin mutlak önüne geçtiler.
Her dönemde Ehl-i Beyt'i Resul'ün yolunda ve yanında olarak Tevhidin merkezinin Ehl-i Beyt olduğu Müslümanlara gösterdiler.
Böylece Kur'an-ı Kerim'de anlatılan ümmetlerin, sahtekar din adamı görüntüsündeki insanların fitneleriyle kandırılıp dinin değiştirilmesi ve yok edilmesinin önüne geçilmiş oldu.
Allah'ın buyurduğu "Bu dini biz indirdik. Onu biz koruyacağız." Hz Hüseyin'in Ehl-i Beyt vasıtasıyla gerçekleşmiş oldu.
Peygamberimizin sünneti Ehl-i Beyt imamları ve yarenleri tarafından korundu ve yaşandı. Mezhep imamları, âlimler, hadis, tefsir, siyer, fıkıh, kelam vb. âlim büyükler, devirlerinde hep Ehl-i Beyt imamlarının yanında yetişerek İslam'ın yaşanması ve korunmasını sağladılar.
Dinin mevcut iktidarın ve otoritenin devam aracı olmaması gerektiğini Hz Hüseyin ve Kerbela ashabı canlarıyla ispat ettiler. İbadetin sırf Allah için yapılması gerektiğini, güzel ahlak sahibi olmayı, kardeşliği ve bu uğurda bir birinde fani olmayı vb birçok erdemi Kerbela ashabı sayesinde yaşamamız gerektiğini öğrendik.
Çok şeyler söylenebilir fakat bu işin aslını ve hikmetlerini, çağımızın hüseyni duruşunun mutlak temsilcisi Prof Dr Haydar Baş Hocamızın, Hz Hüseyin kitabından öğrenmek ve yaşamak en doğrusu.
- AKP yasa çıkardı, ‘evime, mülküme çökme’ / 06.12.2023
- Eğitim ve adalet / 29.11.2023
- BOP mu, Atatürk’ün Ortadoğu projesi mi? / 21.11.2023
- Kaybolan değerlerimiz / 15.11.2023
- Gençliğe hitabenin ışığında 10 Kasım / 13.11.2023
- 10 Kasım’da okuduğum Hutbe / 12.11.2023
- Gençliğe hitabenin ışığında 10 Kasım / 10.11.2023
- Anayasal düzen / 08.11.2023
- Cumhuriyetimizin 100. yılı / 01.11.2023