Değerli dostlarım! Anayasa değişikliği iktidarın ağzında sakız olmaya devam ediyor. Anayasa da anayasa, anayasa da anayasa…
Anayasa, uymak için var ama anayasaya uymamak gelenek haline gelmişse. İsteyen istediği karara "ben bunu kabul ederim", "şunu kabul etmek" gibi bir ayrıcalık ortaya koyuyorsa. Hukukçular herkes kendi kafasına göre yorumlar yaparak farklı anlamlar çıkartıyorsa; anayasa olsa ne olur, olmasa ne olur?
Diğer dönemlerde olmadığı kadar AKP iktidarı dönemlerinde anayasa ihlalleri yaşanmış. En çok da iktidar ve yandaşı tarafından hesaplarına gelmediği zaman "bizim için anayasanın aldığı bu karar hiç hükmündedir" diyebilmişlerdir.
Sayın Devlet Bahçeli'nin "AYM'nin bölücü terör örgütünün arka bahçesi olması beka ve güvenlik sorunu olduğu kadar adalet ve hukuk katlidir" dediği günleri unutmadık.
Gerek iktidar gerekse de Sayın Devlet Bahçeli'nin ısrarla sivil anayasa istediklerini söylemeleri, vatandaş olarak bizi çok tedirgin etmektedir. Askeri anayasa dedikleri, beğenmedikleri anayasayla milletin başına bu kadar belalar açıldıysa, bunların değiştirmeyi murat ettikleri anayasayla başımıza neler gelebileceğini hayal bile etmekten korkuyor insan.
Asıl değişmesi gerekenler değişmeden, anayasayı değiştirmek fayda yerine zarar vereceği endişelerini taşıyoruz.
2017 de halkın oylamasına sunulan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin zararlarını halkımıza anlatmak için Türkiye'yi karış karış gezen Prof. Dr. Haydar Baş "Bu referanduma evet derseniz demokratik krallık gelecek" dedi onu dinlemediniz. Daha sonra Türkiye'de 16 Nisan 2017 Referandumuyla kabul edilen ve 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan sistemle birlikte adalet sisteminin ne hale geldiği meydandadır.
Şimdi de Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Av. Hüseyin Baş yapılması düşünülen anayasa değişikliği hakkında endişelerini dillendiriyor ve soruyor: "Ne derdin var anayasayla?"
"Sivil anayasa yapmakla özgürlükçü anayasa yapmanın ne alakası var, böyle bir şey olabilir mi, bu anayasa gündeminde irdelenecek şey bu. Bak bu, basında yok, medyada yok, siyasetçilerde yok! Şu soruyu soran hiç kimse yok; anayasayı değişmek istiyorsun da niye değişmek istiyorsun? Evet, ne derdin var anayasayla? Niyetini bir ortaya koysana! Ne olacak sivil anayasa yapınca? Daha özgürlükçü olacak, nereden biliyorsun? Nitekim şu anki anayasayı halk kabul etti gitti. Halk yüzde 95-98 ne ise o günün şartlarında evet dedi ve bu anayasa çıktı. Bunu da o zaman sivil anayasa diye nitelendirebiliriz mantık olarak baktığında. Dolayısıyla senin neden rahatsız olduğunu ve bundan sonra ne yapacağını ortaya koyman lazım. Açık insan, dürüst siyasetçi de böyle davranır, 'Benim maksadım budur, planım şudur, şöyle bir şey yapmak istiyorum' der. İnsanın planları olabilir, projeleri olabilir buna kimse karşı çıkmıyor ki ama ne kadar milli planların var ne kadar vatanın vatandaşın kârına planların var? Biz bunu görmek istiyoruz ama sen de anlıyoruz ki göstermek istemiyorsun, niye acaba?"
BTP lideri Sayın Hüseyin Baş'ın sorduğu gibi bir vatandaş olarak biz de soruyoruz: "Ne derdin var anayasayla?"
- Ehl-i Beyt’in tebliğ anlayışı / 22.11.2024
- Güzel ahlak ve tebliğ ilişkisi / 21.11.2024
- Tebliğin en etkili yolu lisanıhâldir / 20.11.2024
- Tebliğ metodu hakkında bilinmesi gerekenler / 19.11.2024
- Abese suresinden alınacak dersler / 18.11.2024
- Atatürk sevgisinin önünde kimse duramayacaktır / 16.11.2024
- Atatürk’ün mersiye yazdığını duydunuz mu? / 15.11.2024
- Demokratik Krallık hakkında / 14.11.2024
- Atatürk, Allah’a dua ederek yardım isterdi / 13.11.2024