Hucr bin Adiyy, Hz. Ali'yi övdüğü için öldürülen büyük sahabedir. Adiyy kabilesine mensuptu. Kendisi Allah Resulü'nün sahabelerinden, İmam Ali ve İmam Hasan'ın ashabının büyüklerinden ve Kûfeli Müslümanların ileri gelenlerinden ve reislerinden idi. "O, Hz. Muhammed'in zahit, dindar sahabelerinden biri idi. Hucr, her gece ve gündüz bin rekât namaz kılardı. Onun zahitliği belirgindi. Duaları ise müstecab olurdu."
Hucr b. Adiyy neden şehit edildi?
Hucr, Hz. Ali hakkında çirkin sözler sarf eden Muğiyre ve Ziyad'ın sözlerini kabul etmiyor ve Hz. Ali'yi övüyordu. Öyle ki, Hucr, bu sözleri yüksek sesle söylediği zaman halkın üçte ikisi onunla aynı fikri paylaşıyor ve dualarına âmin diyordu. O dönemde Kûfe Valisi Muğiyre idi. Muğiyre, Hucr'un üstün meziyetlerinden ve halk arasındaki değerinden çekindiği için onun hakkında biraz beklemeyi uygun görüyordu. Muğiyre'nin ölümünden sonra Ziyad b. Ebih Kûfe Valisi oldu. Yeni vali hutbelerini uzun tutuyor ve insanların cuma namazı vaktini geçirmelerine sebep oluyordu. Bir defasında Hucr valiyi uyarmış ancak Ziyad hutbeye devam edince Hucr namaz kılmak için ayağa kalkmış ve pek çok insan da onunla birlikte kalkmıştı.
Yani Hucr b. Adiyy'in iki suçu vardı; Hz. Ali'ye sövmemek ve namazların vaktinde kılınmasını savunmak. Ziyad kendisine bağlı dünya malı için yönetiminde canla başla hizmet eden Ömer b. Sa'd (bu adam İmam Hüseyin'in katilidir), Münzir b. Zübeyr, Şimr b. Zilcevşen vb. kişileri topladı. Bunlar toplam yetmiş kişiydiler. Taberî Tarih'inde bunların ismini teker teker saymıştır. Ziyad bu yetmiş kişiye Hucr'un hain ve asi olduğuna dair bir mektup imzalattı. Sonra ekledi: "Allah'a yemin olsun ki, bu ahmak haini öldürmek için elimden geleni yapacağım."
Ziyad daha sonra Muaviye'ye mektuplar yazarak Hucr'dan bahsetti. Muaviye ona şöyle dedi: "Onu zincirle bağla ve bana gönder!" Ziyad, gönderdiği elçi aracılığıyla Hucr hakkında Muaviye'ye şöyle diyordu: "Muaviye'ye söyle, eğer hükümetine düşkün ise Hucr'un işini bitirsin."
Hucr kendisini sevenlerin yardımı ile uzun süre Kûfe'de saklanmayı başardı. Ancak Ziyad'ın casusları her yerde onu arıyorlardı. Nihayet yakalanan Hucr on gün Kûfe hapishanesinde kaldı. Ardından arkadaşları ile birlikte Şam'a gönderildi. Burada Hucr ve arkadaşlarına Ali'yi lanetlemeleri ve ondan teberri ettiklerini söylemeleri halinde serbest bırakılacakları teklif edildi ancak Hucr ve arkadaşları bu teklifi kabul etmeyip öldürüldüler.
Hucr'un Şam'a gönderildiğini duyan Hz. Aişe, Muaviye'ye mektup yazarak serbest bırakılmasını talep etmiş ancak mektubu Şam'a Hucr'un katlinden sonra ulaşabilmiştir. Hz. Aişe, Muaviye'yi Medine ziyareti sırasında Hucr ve arkadaşlarını öldürdüğü için azarlamıştır. Hz. Aişe Muaviye'ye Resûl-i Ekrem'in Merciazrâ'da birtakım insanların öldürüleceğini, bunun Allah'ı ve ehl-i semayı gazaplandıracağını söylemiştir.
İbn-i Esir, el-Kamil adlı eserinin 3. cildinin 192. sayfasında şöyle nakleder: "Hucr, Muaviye'nin emriyle Azra köyünde öldürüldü. Ve kendisi bu bölgeyi fetheden kişiydi." Hucr'un ölürken söylediği son sözler şunlardı: "Benim zincirlerimi açmayın ve bedenimdeki kanları silmeyin. Zira yarın Muaviye ile görüşeceğim ve onunla hesaplaşacağım."
Hasan-ı Basrî Hucr b. Adiyy'in öldürülmesi ile ilgili şunları söyler: "Hucr ve arkadaşlarına yaptıklarından dolayı lanet olsun Muaviye'ye!"
İmam Hüseyin Muaviye'ye yazdığı bir mektupta şöyle der: "Hucr ve arkadaşlarını öldüren sen değil misin? Onlar namaz kılmaktan ve zulmü kötülemekten başka ne yaptılar? Onca yemin ve sağlam ahidden sonra sırf zulüm ve düşmanlıktan dolayı onları öldüren sen değil misin?"
İmam Hüseyin Muaviye için şunları söyler: "Kadehi doldu ve bütün arzularına kavuştu. Allah'a yemin ederim ki, sözlerini tutmadı ve hiç doğru konuşmadı."
Lanet Muaviye'nin hayatı böyle binlerce lanetlerle doludur.
- İmam Ali efendimizin anneleri / 21.01.2025
- Hz. Peygamberi gölgeleyen bulutlar / 20.01.2025
- Kamu malı talancıları / 16.01.2025
- İnsan niçin YezİT yolundan gider ki? / 08.01.2025
- Her devirde tarihin akışını düzenleyen bir Hüseyin vardır / 07.01.2025
- Uhud savaşında İmam Ali ve Zülfikar / 03.01.2025
- ‘Biz korkuyu Kerbela’da bıraktık’ / 31.12.2024
- Hacı Ömer Hüdai Baba / 27.12.2024
- Mikdad bin Esved / 19.12.2024