Hiç şüphesiz ülkemizin bugün itibariyle yaşadığı gelişmeler ne herhangi bir tesadüfün ne de yakın zamanın neticesidir. Bütün bunlar Tanzimatı da aşan bir tarih sürecinde iç ve dış mihrakların el ve işbirliği yaparak şimdilik geldikleri noktadır. Şimdilik diyorum çünkü bırakın yarını bugünün akşamını kestiremiyorsunuz. İçe dönerek şöyle bir soru sorsak.Bu milletin akıllısını delisini, âlimini cahilini, amirini memurunu, işverenini işçisini, köylüsünü kentlisini, zenginini fakirini, komutanını erini, öğretmenini öğrencisini, ana-babasını çocuğunu, yazarını okurunu, ekranını izleyicisini, sivilini askerini, hülasa 70 milyonunu aynı inancı ve düşünceyi paylaşmasalar da üzerinde yaşadığı bu topraklara yani vatana, mensubu bulunduğu millete ve devlete ait herhangi bir ortak değer sahibi yapabildik mi?Ortak bir ideal ve ortak bir menfaat etrafında bir araya getirebildik mi?Herkesin inanmasa da güvenebileceği, saygı duyabileceği bir anlayış, bir yaklaşım, bir tavır ortaya koyabildik mi?Yoksa tam aksine herkes kendi bulunduğu yerden hareketle "her horoz kendi çöplüğünde öter" misali şahsi veya gurup menfaat ve taassubu ile birer çizgi kahramanı kavgasını mı veriyoruz?Yaşadığımız bütün sıcak gelişmeler maalesef bizi "çöplük ve horoz" gerçeğine götürüyor. Hal böyle olunca bir zamanlar "kurtarılmış bölge" kavgasını yaşayan ülkemiz şimdilerde "demokratik açılım" adı altında daha büyük bölünmelere doğru adeta yelken açmış durumda.Başta iktidar olmak üzere bazı siyasi partiler sivil toplum örgütleri, yazarlar ve aydınlar sözüm ona daha fazla demokrasi adına millet ve devlet üzerinde adeta kumar oynuyorlar.Başa dönecek olursak ortak değerlerden, birleştirici, kaynaştırıcı, bütünleştirici fikir ve tavırlardan yoksun toplumun "çöplük ve horoz" gerçeğinden kurtulması asla mümkün değildir. Akıbet, tilkilere, çakallara ve kurtlara yem olmaktadır.Bölgemizde yıllardan beri yaşanan ve bugün "Büyük Ortadoğu Projesi" olarak karşımıza çıkan acı gerçek Filistin'de, Irak'ta, Afganistan'da en can alıcı şekliyle yaşanıyor. Sıradaki ülkeler de belli. Bunu görmeyenlerin Osmanlı'nın başına gelenlerin Türkiye Cumhuriyeti devletinin de başına gelmek üzere olduğunu görmeleri çok zor.Evet, hiçbir şey tesadüf değil, her şey iç ve dış mahfillerde planlandığı gibi devam ediyor. Yakın tarih bunun en büyük şahididir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010