Her şeyin sınırı belirlenmiştir
İmam Ca'fer (a.s.) buyurdu ki: "Allah'ın, yarattığı hiçbir helâl ve haram yoktur ki, bir evin sınırının olması gibi bunun da bir sınırı olmasın. Öyle ki yola düşen kısım yolundur, eve düşen kısım da evindir"
08.08.2014 00:00:00
Mesade b. Sadeka, Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık aleyhisselâm)'dan şöyle rivayet eder: "Emir'ül-Mü'minin Ali b. Ebu Tâlib (aleyhisselâm) buyurdu ki: Ey insanlar! Hiç kuşkusuz Allah Tebareke ve Teâlâ, size Resulü (sallallahu aleyhi ve âlihi) gönderdi, Kitabı hak ilkesine dayalı olarak indirdi. Kaldı ki siz, Kitaptan, onu indirenden, Peygamberden ve O'nu gönderenden habersiz, okumasız, yazmasız ümmi bir topluluktunuz. Allah, peygamberlerin ardının kesildiği, milletlerin uzun bir uykuya daldığı, cehaletin kol gezdiği, yaygınlaştığı, hukuka bağlılığın ve hayat düzeni doğrultusunda hareket etmenin rafa kaldırıldığı, hak karşısında körlüğün temel bir özellik haline geldiği, başkalarına ait hakların zorbaca gasp edildiği, dinin ortadan kalkmaya yüz tuttuğu, savaş ateşinin kızıştığı bir dönemde; cihanın bağlarının sarardığı, dallarının kuruduğu, yapraklarının savrulduğu, meyvelerinden ümidin kesildiği, sularının kuruyup çekildiği bir zaman diliminde gönderdi elçisini.Peygamberini gönderdiği sırada hidayetin sancağı porsumuş, alçaklığın sancağı ihtişamla dalgalanıyordu. Dünya korkunç bir yıkımla çalkalanıyordu. Dünya ehlinin yüzünde kaba bir meymenetsizlik akıyordu. Dünya insanlara arkasını dönmüş, onlara yüz vermiyordu. Onlara sunduğu meyve, fitne yiyeceği, murdardı. Dünyanın sembolü korkuydu. Koruyucu giysisi kılıçtı. Çürüyüp paramparça olmuştunuz. İnsanların gözleri görmez olmuştu. Günleri kapkaranlık idi. Akrabalık bağlarını kesmişlerdi. Pervasızca kan döküyorlardı. Kız çocuklarını diri diri toprağa gömüyorlardı. Güzel bir hayat, refah içindeki bir dünyada yaşamak, onlardan fersah fersah uzaklıktaydı. Allah'tan ne bir sevap umuyorlardı ne de O'nun azabından korkuyorlardı. Yaşayanları kirli körler ve ölüleri ateşte, kurtuluş ümidinden yoksun. İşte böyle bir zamanda önceki suhufların bir nüshası, önceki kitapların tasdikçisi, helâli haram kuşkusundan ayıklayan bir kitap onlara geldi. Bu kitap Kur'an-ı Kerim'dir. Onun konuşmasını isteseniz, kesinlikle sizinle konuşmaz. Ama ben size ondan haber veririm. Hiç kuşkusuz Kur'an'da geçmiş milletlere ilişkin bilgiler yer alır. Kıyamet gününe kadar gelecek olanların bilgisi de. Aranızdaki meselelere ilişkin hükümler yer alır. Aranızda baş gösteren ihtilafların açıklaması da ondadır. Eğer Kur'an-ı bana sorarsanız sizi bilgi sahibi kılarım."Süleyman b. Harun şöyle rivayet eder: Ebu Abdullah (Ca'fer Sâdık aleyhisselâm)'ın şöyle dediğini duydum: "Allah'ın, yarattığı hiçbir helâl ve haram yoktur ki, bir evin sınırının olması gibi bunun da bir sınırı olmasın. Öyle ki yola düşen kısım yolundur, eve düşen kısım da evindir. Dolayısıyla tırmalamanın ve onun dışındaki saldırıların, bir kırbaç veya yarım kırbaç vurmanın bile cezası belirlenmiştir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.