Sayın Başbakan ve mahiyetindeki heyetin ısrarla girmek istediği ve imzalamış bulundukları Avrupa Birliği üyeliği sonrası neden bu kadar sevindiler anlamadım.
O kadar abartıldı ki Türk Milli Futbol takımının Dünya 3'üncüsü olduğu zaman üstü açık arabayla İstanbul turu attıkları gibi, AKP iktidarı da Dünya şampiyonu olmuş gibi Ankara turu attı.
Benim bildiğim pozitif, iyi gelişmelere sevinilir. AB'nin baskıları ile verilen tavizler; toprak satışı, patriğin ekümenikliğini ilan etmesi, açılan kiliseler, din eğitimine vurulan darbe, tarımın telef edilmesi, borç yükümüzün aşırı derecede artması, kırmızı çizgilerimizin yok edilmesi vs. saymakla bitmeyen tavizlerin yanı sıra AB uğruna Kıbrıs'ın da elden gitmesi de bu müzakerelerin ürünüdür. Bu kadar negatif gelişmelere sevinen bir iktidar da ancak bizde görülür.
Ülkemizin başına AB sevdası uğruna gelmedik kalmamıştır. Acaba ülke bir çıkmaza sürüklenirken AKP iktidarı neden seviniyor. Yoksa bizim bilmediğimiz bir şeyler var da ona mı seviniyorlar.
Kimse AKP'nin içi boş sözlerine inanıp sevinmesin. Tabi ki işbirlikçi medaya da. Kısaca şunu söyleyeyim: Ülkemizin durunu hiç de iç açıcı değil. Avrupa ülkelerine sanki borçluymuşuz gibi hepsi her yerden ülkemiz üzerindeki emellerini gerçekleştiriyor. Bunun tek nedeni AKP iktidarının izlemiş olduğu yanlış politikadır.
Bir şeyi hatırlatmakta fayda var: Eğer, AB samimi olsaydı, şimdiye kadar bizi AB'ye alırlardı. Bu kadar olaylardan sonra bunları göremiyorsan benim AKP'ye diyecek bir şeyim yok.
3 ekim 2005'e kadar beklemeye lüzum olmadığını düşünüyorum. Zararın neresinden dönersen kardır. Avrupa Birliği'nin şimdiye kadar AKP iktidarına yaptıkları şimdiden sonra da yapacaklarının teminatıdır. Türkiye üzerindeki emellerini gerçekleştirmek için en uygun zemini bulduklarını düşnüyorlar.
Gelelim madalyonun öbür yüzüne;
Bu birlik o kadar çok önemli de niçin İngilizler kendi düzenledikleri bu tezgahın içinde tam olarak yer almıyorlar, paralarını bile değiştirmiyorlar.
Sizce Kıbrıs Rum kesimini adaletsiz bir şekilde, uluslararası hukuka aykırı olduğu halde birlik içine aldılar da, Yugoslavya'nın belli bir kısmını neden dışarıda bıraktılar. (Sakın Türkiye'yi de böyle bir akıbet bekliyor olmasın?)
Bu birliğe girdiğimizde acaba benim ülkemin insanları burada mı iş bulup para kazanacak, AB'den Türkiye'ye para mı akacak? Bu mümkün değil; baştan engelleniyor.
Polonya örneğini size sunayım. Polonya da aynı yanlışa düşürüldü. Polonya halkı Avrupa'da para yağıyor diye bu ülkelere akın ettiler. Şimdi ne durumdalar biliyor musunuz? % 80'i fuhuş batağında. Geriye kalan % 20 si ise ayak üstü kahvelerde servioz olarak çalışıp sarhoşların eğlencesi durumundalar. Bunların kadınların durumu, erkekleriyle iş bulmadıklarından akşama kadar boş boş geziyorlar. Akşam da evi beklemekle günlerini geçiriyorlar.
Fransızlar memnun bu anlaşmadan, neden memnun olmasınlar ki önlerinde anayasa referandumunun badiresini bize verdikleri tarihten önce yapacaklar.
Almanya memnun, neden? seçim bu tarihten önce yapılacak.
Yunanlılar memnun bizim üzerimizde bir tahakküm elde etmişcesine gururlu ve çalımlılar. Dünya durdukça hiç bir zaman elde edemeyecekleri bir övüç vesilesi olarak görüyorlar. Şimdi bunları kabul ettirdiklerimize daha sonra her şeyi kabul ettiririz havası içindeler.
Hadi onlar memnun benim anlayamadığım bizim insanımızı ne oluyor. Yoksa bizim memnunluk nedir unuttuğumuz bir şeyde onu çok mu özledik. Velhasıl bu millet bunlara layık değildir.
O kadar abartıldı ki Türk Milli Futbol takımının Dünya 3'üncüsü olduğu zaman üstü açık arabayla İstanbul turu attıkları gibi, AKP iktidarı da Dünya şampiyonu olmuş gibi Ankara turu attı.
Benim bildiğim pozitif, iyi gelişmelere sevinilir. AB'nin baskıları ile verilen tavizler; toprak satışı, patriğin ekümenikliğini ilan etmesi, açılan kiliseler, din eğitimine vurulan darbe, tarımın telef edilmesi, borç yükümüzün aşırı derecede artması, kırmızı çizgilerimizin yok edilmesi vs. saymakla bitmeyen tavizlerin yanı sıra AB uğruna Kıbrıs'ın da elden gitmesi de bu müzakerelerin ürünüdür. Bu kadar negatif gelişmelere sevinen bir iktidar da ancak bizde görülür.
Ülkemizin başına AB sevdası uğruna gelmedik kalmamıştır. Acaba ülke bir çıkmaza sürüklenirken AKP iktidarı neden seviniyor. Yoksa bizim bilmediğimiz bir şeyler var da ona mı seviniyorlar.
Kimse AKP'nin içi boş sözlerine inanıp sevinmesin. Tabi ki işbirlikçi medaya da. Kısaca şunu söyleyeyim: Ülkemizin durunu hiç de iç açıcı değil. Avrupa ülkelerine sanki borçluymuşuz gibi hepsi her yerden ülkemiz üzerindeki emellerini gerçekleştiriyor. Bunun tek nedeni AKP iktidarının izlemiş olduğu yanlış politikadır.
Bir şeyi hatırlatmakta fayda var: Eğer, AB samimi olsaydı, şimdiye kadar bizi AB'ye alırlardı. Bu kadar olaylardan sonra bunları göremiyorsan benim AKP'ye diyecek bir şeyim yok.
3 ekim 2005'e kadar beklemeye lüzum olmadığını düşünüyorum. Zararın neresinden dönersen kardır. Avrupa Birliği'nin şimdiye kadar AKP iktidarına yaptıkları şimdiden sonra da yapacaklarının teminatıdır. Türkiye üzerindeki emellerini gerçekleştirmek için en uygun zemini bulduklarını düşnüyorlar.
Gelelim madalyonun öbür yüzüne;
Bu birlik o kadar çok önemli de niçin İngilizler kendi düzenledikleri bu tezgahın içinde tam olarak yer almıyorlar, paralarını bile değiştirmiyorlar.
Sizce Kıbrıs Rum kesimini adaletsiz bir şekilde, uluslararası hukuka aykırı olduğu halde birlik içine aldılar da, Yugoslavya'nın belli bir kısmını neden dışarıda bıraktılar. (Sakın Türkiye'yi de böyle bir akıbet bekliyor olmasın?)
Bu birliğe girdiğimizde acaba benim ülkemin insanları burada mı iş bulup para kazanacak, AB'den Türkiye'ye para mı akacak? Bu mümkün değil; baştan engelleniyor.
Polonya örneğini size sunayım. Polonya da aynı yanlışa düşürüldü. Polonya halkı Avrupa'da para yağıyor diye bu ülkelere akın ettiler. Şimdi ne durumdalar biliyor musunuz? % 80'i fuhuş batağında. Geriye kalan % 20 si ise ayak üstü kahvelerde servioz olarak çalışıp sarhoşların eğlencesi durumundalar. Bunların kadınların durumu, erkekleriyle iş bulmadıklarından akşama kadar boş boş geziyorlar. Akşam da evi beklemekle günlerini geçiriyorlar.
Fransızlar memnun bu anlaşmadan, neden memnun olmasınlar ki önlerinde anayasa referandumunun badiresini bize verdikleri tarihten önce yapacaklar.
Almanya memnun, neden? seçim bu tarihten önce yapılacak.
Yunanlılar memnun bizim üzerimizde bir tahakküm elde etmişcesine gururlu ve çalımlılar. Dünya durdukça hiç bir zaman elde edemeyecekleri bir övüç vesilesi olarak görüyorlar. Şimdi bunları kabul ettirdiklerimize daha sonra her şeyi kabul ettiririz havası içindeler.
Hadi onlar memnun benim anlayamadığım bizim insanımızı ne oluyor. Yoksa bizim memnunluk nedir unuttuğumuz bir şeyde onu çok mu özledik. Velhasıl bu millet bunlara layık değildir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İsmail Çetin / diğer yazıları
- Geç kalmadan İsmail Kartal gelmeli / 24.10.2024
- Alevilik yol, Bektaşilik tariki medeniyettir / 16.10.2024
- Atatürk’ümüzü de, dinimizi de rahat bırakın / 05.09.2024
- İmam Hüseyin Hak adına Kerbela’ya gitmiştir / 18.07.2024
- Fenerbahçe’miz kazandı / 11.06.2024
- Ülkemizin manevi başkenti Hacıbektaş’tır / 26.12.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023
- Türk devletleri niye yıkıldı? / 11.12.2023
- Alevilik yol, Bektaşilik tariki medeniyettir / 16.10.2024
- Atatürk’ümüzü de, dinimizi de rahat bırakın / 05.09.2024
- İmam Hüseyin Hak adına Kerbela’ya gitmiştir / 18.07.2024
- Fenerbahçe’miz kazandı / 11.06.2024
- Ülkemizin manevi başkenti Hacıbektaş’tır / 26.12.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023
- Türk devletleri niye yıkıldı? / 11.12.2023