Birileri zannediyor ki, biz yaptık oldu ve biz söyledik millet yuttu.
Ne yaptığınız oldu, ne de söylediklerinizi millet yuttu. İşte Aziz Karaca'nın onbeş gündür yazdıkları sessiz yığınların sesidir. Bu millet açlığa, susuzluğa, yokluğa, yoksulluğa tahammül edebilir ama dini ile, inancı ile oynanmasına, ezanına çan karıştırılmasına, hilaline haç iliştirilmesine asla tahammül edemez.
On yıldan beri "İbrahimî dinler" sloganı ile meydanlarda arz-ı endam ederek, muharref Hıristiyanlığı ve Yahudiliği, yegane ve son din olan İslam'ın yanında, aynı tepsi içinde takdim etmekten vazgeçin diyoruz. Hak ile bâtılı birbirine karıştırarak bu milletin zihnini bulandırmayın diyoruz. Dünyanın her yanında ve yanıbaşımızda kardeşlerimizi katledenlerin temsilcilerini hem de iftar sofralarının baş köşesine oturtmaktan, onların sırtlarını sıvazlayarak şehit yakınlarının içini, yüreğini sızlatmaktan vazgeçin diyoruz. Kardeşlerimizin ırzını, namusunu, canını ve malını bu çağdaş haydutların tasallutundan kurtaramıyoruz, hiç olmazsa buğzetme, nefret etme, Kahhar okuma duygularımızı, tepkilerimizi, elimizden almayın, lütfen törpülemeyin diyoruz. Kur'an-ı Kerim'in onaylamadığı, Resulüllah'ın onaylamadığı ve binbeşyüz yılık tarihî tecrübeye ters düşen davranışlarınıza ve icraatlarınıza bizden de kesinlikle onay beklemeyin, hoşgörü beklemeyin. Allah'ın hoşgörmediğini, Peygamberinin hoşgörmediğini, haşa biz nasıl hoşgörebiliriz.
Hem sizin derdiniz nedir ki, tarih boyunca ve bugün Nemrud'un yanında yer alanları, onun odun hamallarını ısrarla, İbrahim'den yanaymış gibi göstermeye çalışıyorsunuz? Tarihî ve yaşanan gerçeklere ters düşme pahasına yanlışta ısrarınız nedendir? Yahudisi de Hıristiyanı da hem ağızlarıyla, hem de icraatlarıyla bangır bangır bağırıyorlar ki; biz Nemrut meşrebiz, biz tevhid ehline tahammül edemeyiz, her devirde İbrahim'in izinden ve Muhammed Aleyhisselamın izinden gidenleri yakmak, imha etmek bizim varlık sebebimizdir. Tüm dünyayı Müslümanlar için cehenneme çevirmek bizim yegane başarımız olacaktır! Bu kadar açık ve pervasızca karakterlerini, çizgilerini ortaya koyan bir toplumu maskelemeye gücünüz yeter mi? Sonra siz, hakikatleri örtbas etmek için mi varsınız?
Yüzyıllar önce çirkin karşısında, tevhid yanında yer aldığı için İbrahim Aleyhisselam, Nemrut ve avanesi tarafından ateşe atılmıştı.
Bugün de, İbrahim Peygamberin torunu son peygamber Muhammed Aleyhisselamın izinden gidenleri çağdaş Nemrutlar bir yandan yakıp, öldürüyorlar, bir yandan da son din olan İslam'ı diyalog kazanlarında ısıtmak, ılımlı hale getirmek, kendi bâtıl inançlarını ve emperyalist emellerini onaylayacak hale getirmek için odun toplama yarışındalar.
Biz hiç bir Müslümanın, bu hain tuzağın herhangi bir aşamasında görev almasını istemeyiz. Feryadımız da bu yüzdendir, bunu bilesiniz.
Bu ateşe odun taşıyıcı olmayın, asla yaklaşmayın.
Ne yaptığınız oldu, ne de söylediklerinizi millet yuttu. İşte Aziz Karaca'nın onbeş gündür yazdıkları sessiz yığınların sesidir. Bu millet açlığa, susuzluğa, yokluğa, yoksulluğa tahammül edebilir ama dini ile, inancı ile oynanmasına, ezanına çan karıştırılmasına, hilaline haç iliştirilmesine asla tahammül edemez.
On yıldan beri "İbrahimî dinler" sloganı ile meydanlarda arz-ı endam ederek, muharref Hıristiyanlığı ve Yahudiliği, yegane ve son din olan İslam'ın yanında, aynı tepsi içinde takdim etmekten vazgeçin diyoruz. Hak ile bâtılı birbirine karıştırarak bu milletin zihnini bulandırmayın diyoruz. Dünyanın her yanında ve yanıbaşımızda kardeşlerimizi katledenlerin temsilcilerini hem de iftar sofralarının baş köşesine oturtmaktan, onların sırtlarını sıvazlayarak şehit yakınlarının içini, yüreğini sızlatmaktan vazgeçin diyoruz. Kardeşlerimizin ırzını, namusunu, canını ve malını bu çağdaş haydutların tasallutundan kurtaramıyoruz, hiç olmazsa buğzetme, nefret etme, Kahhar okuma duygularımızı, tepkilerimizi, elimizden almayın, lütfen törpülemeyin diyoruz. Kur'an-ı Kerim'in onaylamadığı, Resulüllah'ın onaylamadığı ve binbeşyüz yılık tarihî tecrübeye ters düşen davranışlarınıza ve icraatlarınıza bizden de kesinlikle onay beklemeyin, hoşgörü beklemeyin. Allah'ın hoşgörmediğini, Peygamberinin hoşgörmediğini, haşa biz nasıl hoşgörebiliriz.
Hem sizin derdiniz nedir ki, tarih boyunca ve bugün Nemrud'un yanında yer alanları, onun odun hamallarını ısrarla, İbrahim'den yanaymış gibi göstermeye çalışıyorsunuz? Tarihî ve yaşanan gerçeklere ters düşme pahasına yanlışta ısrarınız nedendir? Yahudisi de Hıristiyanı da hem ağızlarıyla, hem de icraatlarıyla bangır bangır bağırıyorlar ki; biz Nemrut meşrebiz, biz tevhid ehline tahammül edemeyiz, her devirde İbrahim'in izinden ve Muhammed Aleyhisselamın izinden gidenleri yakmak, imha etmek bizim varlık sebebimizdir. Tüm dünyayı Müslümanlar için cehenneme çevirmek bizim yegane başarımız olacaktır! Bu kadar açık ve pervasızca karakterlerini, çizgilerini ortaya koyan bir toplumu maskelemeye gücünüz yeter mi? Sonra siz, hakikatleri örtbas etmek için mi varsınız?
Yüzyıllar önce çirkin karşısında, tevhid yanında yer aldığı için İbrahim Aleyhisselam, Nemrut ve avanesi tarafından ateşe atılmıştı.
Bugün de, İbrahim Peygamberin torunu son peygamber Muhammed Aleyhisselamın izinden gidenleri çağdaş Nemrutlar bir yandan yakıp, öldürüyorlar, bir yandan da son din olan İslam'ı diyalog kazanlarında ısıtmak, ılımlı hale getirmek, kendi bâtıl inançlarını ve emperyalist emellerini onaylayacak hale getirmek için odun toplama yarışındalar.
Biz hiç bir Müslümanın, bu hain tuzağın herhangi bir aşamasında görev almasını istemeyiz. Feryadımız da bu yüzdendir, bunu bilesiniz.
Bu ateşe odun taşıyıcı olmayın, asla yaklaşmayın.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025