Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) Trabzon'da düzenlediği "Kuşatılan Türkiye" mitinginde, Türkiye'nin kimler tarafından nasıl kuşatıldığını, mevcut iktidarın da uygulamalarıyla bu kuşatmaya nasıl çanak tuttuğunu yaşanmış gerçeklerle kamuoyunun dikkatlerine sunan Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş, ekonominin içinde bulunduğu duruma da değindi. Propaganda edilenin aksine Türkiye ekonomisinin hiç de iyiye gitmediğini, ekonominin belkemiği tarım, hayvancılık, esnaf kesimi başta olmak üzere Türk üreticisi ile Türk tüketicisinin aradan çıkartıldığını söyledi. Ekonomi başta olmak üzere Türkiye'nin her alanda ayağa kalkmasının ancak BTP iktidarıyla mümkün olacağını ifade ederek, BTP'nin bununla yetinmeyip Türkiye'yi bir kâinat devleti, Türk milletini de bir kâinat milleti yapacak projeleri hayata geçireceğini müjdeledi. Büyüme ekonomide değil borçlardaTürkiye ekonomisinin iyiye gittiği propagandacılarının eleştiriler karşısında "Türkiye'de büyüme var. Niye hazmedemiyorsunuz?" diye gerçeği gözlerden kaçırmaya çalıştıklarını söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle konuştu: "Nerede bu büyüme? Cebinizde var mı? Yok. mutfakta var mı? Yok. Çanakta var mı? Çömlekte, tencerede, memurda, işçide, orman köylüsünde, hayvancısında, tarım kesiminde var mı? Herhalde bunlar rüya ile amel ediyorlar. Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan'ın bunların büyümesine verdiği cevaba bakınız. 'Ben akşama kadar iş bulma kurumu gibi çalışıyorum. Çok net olarak söylüyorum. Hükümetin bakanı kendi yeğenini, kendi yakınını işe girmesi için bana gönderiyor. Benden medet bekliyor. Ama bu konuda tabixi çok fazla bir şey yapmam mümkün değil. Çünkü dediğim gibi korkunç bir darlık var' diyor. Büyüme ekonomide değil borçlarda. Bugün iç ve dış borcumuz toplam olarak 380 milyar dolar civarındadır. Bu hükümet iktidar olduğu günden bugüne kadar iç ve dış borcumuz 170 milyar dolar arttı."Tarım ve hayvancılık bitirildi"Mevcut iktidar tarım kesimini bitme noktasına getirmiştir. Destek alımlarını kaldırmıştır. Tarım ve kredi kooperatifleri devreden çıkartılmıştır. 80 yıl boyunca tarımda kendimize yeten ülke iken bugün 1 milyar dolar açık verme durumuna geldik. Bugün, bugünkü iktidar sayesinde buğday üretimi %25, nohut üretimi % 15, mercimek üretimi % 15, şekerpancarı % 35, ayçiçeği % 35, fındık üretimi % 25, tütün üretimi %40, elma üretimi % 15, armut üretimi % 14, kayısı üretimi % 35, şeftali üretimi % 20, greyfurt üretimi % 22 oranında gerilemiştir. Malatya'daki kayısı bahçelerinde, Kilis'teki fstık ve cevizde, Çukurova'da kuraklıktan meydana gelen hasar %80-90'lara varmıştır. Bu hükümet tarım sigortasını devreden çıkardığı için çiftçi yalnız kalmıştır. 1997 yılında 2 kg buğdayla bir ekmek alan köylü bugün 4 kg buğdayla bir ekmek, 1997 yılında 2,86 kg buğday ile 1 litre mazot alan köylü 4,88 kg buğdayla 1 litre mazot alabiliyor. 56 ton buğdayla bir traktör alan köylümüz bugün 100 ton buğdayla ancak bir traktör alabiliyor. Hükümet, tarım ürünlerinin alım fiyatını düşük tutmak suretiyle tarıma çok ciddi darbeler vurmuş, ithal ettiği mamuller ile tarımı tamamen aradan çıkarmıştır. AK Partisi iktidarı hayvancılığı da bitirmiştir. Koyun varlığımız 40 milyondan 25 milyona, sığır varlığımız 13 milyondan 7 milyona düşmüştür. Önümüzdeki yıllarda et açığımız takriben 170 bin tona çıkacaktır. Gümrük Birliği ile AB ülkelerinden 19 bin ton et ithal edilerek hayvancılığımız bitirilme noktasına getirilmiştir." Çare BTP'deHastalıkları tek tek saydıktan sonra çarenin Bağımsız Türkiye Partisinde, reçetenin kendilerinde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, iktidara geldiklerinde uygulayacakları reçete hakkında şu bilgileri verdi: "Demokratik Laik Cumhuriyetimizi kâinat devleti yapmak için bir yapılanmaya gireceğiz. Türk milletinin devlet ve milleti, sivil ve askerinin birliğini, beraberliğini hayata geçireceğiz. Artık kavga, dedikodu, fitne bitecek. Kardeşlik devrine gireceğiz. Bu birliği devam ettirecek neslimizi milli bir eğitimle yetiştireceğiz. Milletimizin Müslüman Türk kimliğini ortaya koyarak gençliğimizi bu kimliğe özendireceğiz. Bu kimlik başta laik demokratik cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Oğuz Kağan, Fatih gibi Türk milletinin özünü hayatına geçiren büyüklerimizin kimliği olacaktır. Milletimizin istiklal ve istikbalini, bağımsızlık ve egemenliğini hiç bir ferdimizi dışarıda bırakmadan Kuvay-ı Milliye harekâtı içerisinde biraraya getireceğiz. Tek yürek tek bilek olacağız."Üretici ayağa kaldırılacak"Satılan topraklarımızı geri almak için hiç kimseyi mağdur etmeden hukuki zemini oluşturacağız. Yine bedavaya elimizden çıkartılan yer altı kaynaklarımızı hiç bir yabancıyı da mağdur etmeden milletimizin hizmetine açacağız. Bu madenleri devlet ve millet ortaklığıyla işletecek ve pazarlamamızı kuracağız. Türk milletinin hatta bütün insanlığın açlığına, sefaletine ve mağduriyetine son vereceğiz. Tarımı sıfır faizli kredilerle ayağa kaldıracağız. Bu kesimi devlet destekleme fonlarıyla destekleyeceğiz. Çiftçinin yetiştirdiği ürünleri rahatlıkla pazarlayacağı imkanları hazırlayacağız. Böylece halkımızı toprağına bağlı hale getireceğiz. Yetiştirdiği ürünü satamadığı için vatandaşımız bugün toprağını satıyor; bunlara son vereceğiz. Hayvancılıkla uğraşanların mağduriyetlerine son vereceğiz. Üretimine destek olarak bu kesimi finans darlığından kurtaracağız."Tüketici güçlendirilecek"Türkiye'de pazar problemi yani tüketici problemi vardır. İşçinin, memurun, esnafın, dar gelirli vatandaşın gelirini arttıracağız. Kazançlarını arttırmak suretiyle tüketimi istenilen seviyeye ulaştıracağız. Bugüne kadar tüketici müşteri olma kabiliyetini kaybettiği için pazarlamacılar da mamullerini satamıyor. İşyerleri maalesef bu yüzden kapanıyor. Buna son vereceğiz. Burada bir iktisat kuralına temas edeceğim. Her milletin yıllık bir geliri vardır. Buna GSMH denir. Devlet, bir yıllık GSMH ile ondan sonraki gelirinin oranını yaparak kendi emisyonunu genişletir. Senyoraj hakkını kullanır. Buna malının karşılığında para basma denir. Türkiye 20 yıldan beri kendi parasını basmıyor. Biz her yıl 5 katrilyon para bassaydık, 20 senede en az 100 katrilyon para olacaktı. Bu yok. Peki bunun yerine ne yapıyoruz? Her yıl para azaldığı, piyasa para darlığından dönemediği için yabancı ve içimizdeki yabancı uzantılarından faizle borç para alıyoruz. Şu anda bu faizler %25 oranındadır. 120 katrilyon faiz veriyoruz. Halbuki biz bu parayı kendi emeğimizin, ürünümüzün karşılığı olarak basmış olsaydık bir tek kuruş borcumuz olmayacaktı. İşte BTP emisyonu genişleterek milletin emeğinin ve üretiminin hakkını milletle beraber bölüşecek ve borç sarmalından milletimizi kurtaracaktır. Bu bir kuraldır. Bunu hayata geçireceğiz. 'Haydar Hoca, kaynağı nasıl bulacaksın?, diyorlar. Sadece mermer rezervimiz, 2,5 trilyon dolarlık taşımız Türkiye'nin borcunu verir, on tane Türkiye'yi bakar." Sosyal devlet projesi herkesi kucaklayacak"BTP, sosyal devlet projesini devreye koyacak. Bu projelerle ev hanımları, çocuklar, gençler, KOBİ'ler, esnaf kesimi, orman köylüsü, tarım kesimi, hayvancılıkla uğraşanlar, denizcisi, kısaca işçisi ve memuru, kısaca toplumun tamamı rahat bir hayat standardına ulaşacak. BTP'nin Milli Ekonomi Modeli ile bu dar boğazı aşacağız. Lazım olan finans kaynaklarını devreye koyacağız. Bugüne kadar iktidar olan bütün partiler çözümü kendi şartlarında aramak yerine hep IMF kapılarında aramışlar, IMF talimatlarıyla faizle borçlanmışlardır. Neticede milletimiz, 400 milyar dolara yakın bir borç yükü altına girmiştir. Tek gelir kaynağımız ise sadece vergilerimiz olmuştur. Bu vergileri topluyoruz, maalesef aldığımız borçların faizlerine yetmiyor. 2004 yılı itibariyle toplanan vergiler 90 katrilyon civarında olup iç ve dış borçlarımızın faizlerine yetmiyor. Böyle bir ülkede işçi, memur, tarım kesimi, kısaca halk, geçimini nasıl temin edebilsin? Devlet buna nasıl para verebilsin? Siyasilerin ihmali yüzünden Türk ekonomisi her gün biraz daha batma noktasına sürüklenmektedir. BTP iş gücü ve yer altı kaynaklarıyla bu borcu tamamen kapatacaktır. Türkiye böylece ödemek zorunda kaldığı 100 katrilyon faizi milletinin malı haline getirecektir. Biz BTP olarak vergiyi de adil olarak alacağız. Böylece halkın % 80'i üzerinden vergi yükünü kaldıracağız. Vatandaşımızın vazifesi tüketmektir, tüketimini yapacak. Tüketimini yaptığı zaman üretici de ona mamulünü rahatlıkla satacak. Üreten rahat üretecek. Kendisine pazar bulacak. Tüketen de cebinde parası olduğu için rahatlıkla müşteri olabilecek. İşte BTP bunu yapacak. Vergiyi de o çok kazanan sınıftan alacak. Onlar da çok kazandığı için vergisini bir kuruş kaçırmadan baba devlete verecek."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.