Meclis içindeki AKP-Muhalefet koalisyonunun işleri tıkırında gitmiyor.
Ne ABD’nin ve AB’nin dayattığı bizimkilerin ise şahsi çıkarlar uğruna talep ettikleri başkanlık sistemi konusunda adım atabiliyorlar, ne de teröristbaşı Apo’nun yol haritasına göre hazırlanmaya çalışılan yeni Anayasa konusunda bir gelişme kat edebiliyorlar.
Süreç tıkanmış durumda…
Başbakan Erdoğan geçen hafta sonu Kızılcahamam’da yapılan AKP kampında başkanlık sistemi konusundaki tıkanıklığı itiraf etti ve “Biz daha kendi arkadaşlarımızı ikna edemedik” dedi.
Bu ifadeyi duyunca hatırıma, AB müzakere süreci ile alakalı Sayın Erdoğan’ın “Hazmede hazmede, hazmettire hazmettire…” sözleri geldi.
ABD, AB ve perde arkasında İsrail’in talep ettikleri o kadar hazmı zor şeyler ki, AKP’nin kendi adamları bile hazımsızlık yaşıyor. Başbakan’ın sitemi buna…
Başbakan, kampın basına kapalı bölümünde, vatandaşların başkanlık sistemi hakkında tam olarak bilgilendirilmediğini, buna yönelik teşkilatların ve milletvekillerinin özel program yapması ve vatandaşlara konunun ayrıntılı olarak anlatılması gerektiğini belirtti.
Başbakan yeni Anayasa sürecinde bu konunun mutlaka tartışılması talimatını verdi.
Başbakan endişe içerisinde…
Bir tarafta okyanus ötesinden “bir an önce başkanlık sistemine geçin” talimatı var, bir tarafta başbakanlığın süresinin dolması ve dokunulmazlığın kalkmasıyla birlikte sırada bekleyen yüzlerce ciddi dava var, bir tarafta da kendileri hazmedemediği halde, “süreci millete hazmettirin” emrini alan AKP milletvekilleri var. İki arada bir derede kalmak bu olsa gerek.
Anayasa hazırlığı süreci de tıkandı dedik. Anayasa komisyon çalışmalarında ipler her an kopabilir. Akil insanlara vatandaşın tepkisi ciddi boyutlarda olunca, Apo’nun aklıyla hazırlanan Anayasa taslaklarının pek hazmedilmeyeceği gözlemleniyor.
Kamuoyu yoklamaları da halkımızın çoğunun sürece “hayır” dediğini ortaya koyuyor.
Neticede siyasi bir hareket olan AKP ve ona bu süreçte öyle ya da böyle payanda olan CHP ve MHP yaklaşan yerel ve genel seçimler öncesi bir bölünme anayasasının devreye konulmasının ağır bir faturasının olacağını görüyorlar.
Bu sebeple herkes sorumluluğu taca atmaya çalışıyor, pimi çekilmiş bombayı bir oraya bir buraya kucaktan kucağa savurup duruyorlar.
Ama ne fayda ABD ve AB talimatları konusunda yan yana bulundukları için bomba patladığında, hangisinin kucağında olursa olsun hepsi zarar görecek.
Başkanlık sistemi, federatif yapı ve özerk devlet tartışmaları, PKK’nın çekilmesi adı altında yürütülen terörü ve teröristleri baş tacı etme çabaları, bu milletin ismiyle, bayrağıyla, milli ve manevi değerleriyle barışık olmayanların siyasilerimizi temsilen “akil” diye ortalıkta dolaşmaları ve daha nice taviz kokan batı kaynaklı siyasi icraatlar milletimizi ayıktırmakta, derin uykusundan uyandırmaktadır.
Birilerinin coğrafyamız üzerinde çok derin hesapları vardır, bu bilinen bir gerçektir; ama bilinen bir gerçek daha vardır ki bu millet üzerinde Cenab-ı Hakk’ın da bir hesabı vardır.
Ve muhakkak ki Cenab-ı Hakk’ın hesabı her zaman galip gelecektir.
Ülkemiz üzerinde hesabı olanlar ve onların yerli işbirlikçileri Çanakkale’yi çok iyi biliyorlar, Dumlupınar’ı, Sakarya’yı, Gaziantep, Kahramanmaraş direnişini çok iyi biliyorlar; inanmış ve azimli bir Türk’ün neler yapabileceğini çok iyi biliyorlar.
Bu aziz milletin gerçek lideriyle buluştuğunda destanlar yazabileceğini çok iyi biliyorlar.
Birilerinin telaşı da bundan, birilerinin de endişesi ve kafa karışıklığı bundan…
Ne ABD’nin ve AB’nin dayattığı bizimkilerin ise şahsi çıkarlar uğruna talep ettikleri başkanlık sistemi konusunda adım atabiliyorlar, ne de teröristbaşı Apo’nun yol haritasına göre hazırlanmaya çalışılan yeni Anayasa konusunda bir gelişme kat edebiliyorlar.
Süreç tıkanmış durumda…
Başbakan Erdoğan geçen hafta sonu Kızılcahamam’da yapılan AKP kampında başkanlık sistemi konusundaki tıkanıklığı itiraf etti ve “Biz daha kendi arkadaşlarımızı ikna edemedik” dedi.
Bu ifadeyi duyunca hatırıma, AB müzakere süreci ile alakalı Sayın Erdoğan’ın “Hazmede hazmede, hazmettire hazmettire…” sözleri geldi.
ABD, AB ve perde arkasında İsrail’in talep ettikleri o kadar hazmı zor şeyler ki, AKP’nin kendi adamları bile hazımsızlık yaşıyor. Başbakan’ın sitemi buna…
Başbakan, kampın basına kapalı bölümünde, vatandaşların başkanlık sistemi hakkında tam olarak bilgilendirilmediğini, buna yönelik teşkilatların ve milletvekillerinin özel program yapması ve vatandaşlara konunun ayrıntılı olarak anlatılması gerektiğini belirtti.
Başbakan yeni Anayasa sürecinde bu konunun mutlaka tartışılması talimatını verdi.
Başbakan endişe içerisinde…
Bir tarafta okyanus ötesinden “bir an önce başkanlık sistemine geçin” talimatı var, bir tarafta başbakanlığın süresinin dolması ve dokunulmazlığın kalkmasıyla birlikte sırada bekleyen yüzlerce ciddi dava var, bir tarafta da kendileri hazmedemediği halde, “süreci millete hazmettirin” emrini alan AKP milletvekilleri var. İki arada bir derede kalmak bu olsa gerek.
Anayasa hazırlığı süreci de tıkandı dedik. Anayasa komisyon çalışmalarında ipler her an kopabilir. Akil insanlara vatandaşın tepkisi ciddi boyutlarda olunca, Apo’nun aklıyla hazırlanan Anayasa taslaklarının pek hazmedilmeyeceği gözlemleniyor.
Kamuoyu yoklamaları da halkımızın çoğunun sürece “hayır” dediğini ortaya koyuyor.
Neticede siyasi bir hareket olan AKP ve ona bu süreçte öyle ya da böyle payanda olan CHP ve MHP yaklaşan yerel ve genel seçimler öncesi bir bölünme anayasasının devreye konulmasının ağır bir faturasının olacağını görüyorlar.
Bu sebeple herkes sorumluluğu taca atmaya çalışıyor, pimi çekilmiş bombayı bir oraya bir buraya kucaktan kucağa savurup duruyorlar.
Ama ne fayda ABD ve AB talimatları konusunda yan yana bulundukları için bomba patladığında, hangisinin kucağında olursa olsun hepsi zarar görecek.
Başkanlık sistemi, federatif yapı ve özerk devlet tartışmaları, PKK’nın çekilmesi adı altında yürütülen terörü ve teröristleri baş tacı etme çabaları, bu milletin ismiyle, bayrağıyla, milli ve manevi değerleriyle barışık olmayanların siyasilerimizi temsilen “akil” diye ortalıkta dolaşmaları ve daha nice taviz kokan batı kaynaklı siyasi icraatlar milletimizi ayıktırmakta, derin uykusundan uyandırmaktadır.
Birilerinin coğrafyamız üzerinde çok derin hesapları vardır, bu bilinen bir gerçektir; ama bilinen bir gerçek daha vardır ki bu millet üzerinde Cenab-ı Hakk’ın da bir hesabı vardır.
Ve muhakkak ki Cenab-ı Hakk’ın hesabı her zaman galip gelecektir.
Ülkemiz üzerinde hesabı olanlar ve onların yerli işbirlikçileri Çanakkale’yi çok iyi biliyorlar, Dumlupınar’ı, Sakarya’yı, Gaziantep, Kahramanmaraş direnişini çok iyi biliyorlar; inanmış ve azimli bir Türk’ün neler yapabileceğini çok iyi biliyorlar.
Bu aziz milletin gerçek lideriyle buluştuğunda destanlar yazabileceğini çok iyi biliyorlar.
Birilerinin telaşı da bundan, birilerinin de endişesi ve kafa karışıklığı bundan…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025