Son zamanlarda AKP'de ve bilhassa Sayın Tayip Erdoğan'da Milli davalara karşı duyarlılık gösterme eğilimleri gözlenmektedir. Zaman zaman yaptıkları çıkışların sonunda daima sert bir şekilde oturmaktan başka bir iş yapamamışlardır. Şu anda ne yazık ki Batının karşısında durumumuz anlatacağım hikayede olduğu gibidir. Vakti zamanında Yalova'ya atanan Kaymakam Yalova'ya gitmeden önce İstanbul'da ayakkabısını boyatırken, o zamanın Başbakanının İstanbul'un o semtinden yolu geçiyor. Halk meydanlara düşmüş. Boyacı işini bir an önce bitirme çabasında. Pabuçları iki fırça ile ritimle sallanarak fırçalıyor. Kaymakam bu kalabalığın nedenini sorduğunda, Başbakanımız teşrif ediyorlar o yüzden bu izdiham deyince, yeni atanmış Kaymakam merakla, peki Yalova Kaymakamı gelse kalabalık nasıl olur diye soruyor. Boyacının cevabı, "kim sallar Yalova kaymakamını" şeklinde olur. Yunanistan'ın Batı Trakya'da yıllardır sürdürdüğü yıpratma harekatına seyirci kalınmış. Azınlık Türk ve Müslüman halkın seçtiği müftüler daima Yunan Hükümeti tarafından kanunsuz olarak reddedilip, atanmış müftüler söz sahibi olmuşken, AKP tarafından geçen 4 yıl zarfında Batı Trakya'nın bu en önemli meselesi asla düşünülmemiştir. Ne hikmet ise, biz taviz verdikçe yeni tavizler vermek durumunda kaldığımız AB sürecinde bir daha kalkamayacak şekilde dibe oturan AKP'de meydana gelen kalça kemiği kırığını tedavi maksadı ile kocakarı ilaçları kullanımına girmiştir. Bu millet kimin ne kadar milliyetçi olduğunu, kimlerin takiyye yaptığını, artık bilmekte ve görmektedir. Kesinlikle söylüyorum ki, Dışişleri bakanının AB şartlarının yerine getirilmesi isteği tamamen göz ardı edilecektir. Bunu kendisi de bilmektedir. Bunun yolu, kendi içindeki azınlıklara devletin imkanlarını aşırı derecede vererek, milletimizi azınlık konumuna getirmek, Ekümenik yaptığınız yetmiyormuş gibi mal sahibi yapabilmek için çıkardığınız vakıflar yasası ile hala yaranamadığınız Yunanistan'a, AB kanalı ile yalvarmak veya rica değildir, aynısını uygulamaktır."Kerkük'te oldu bittiye müsaade edemeyiz" diye birkaç gündür kükreyen sayın Başbakana benden bir ata sözü. "Kaybolan emanetin davası olmaz." İktidara gelmeden, tavizleri vermeden, Irak'ı yok ettirmeden, bu işin tedbirini almadan ne kadar söyleseniz artık boş. Bush'un Irak raporundan önce kükreyip sonunda her zamanki gibi "hık mık"larla milleti bu konuda uyutamazsınız. Sonucun ne olacağını bilmek için kahin olmak gerekmemektedir. Size tavsiyem yapamayacağınızı bildiğiniz tüm dışa bağlı konularda konuşmayınız. Halkımız artık uyanmıştır. Tek çözüm BTP'dedir. Prof. Dr. Haydar Baş, politikası ile bu konuyu da kolayca aşacak projelere sahiptir. Sizin sildiğiniz, sildiğinizi de bildiğiniz kırmızı çizgilerin, yeniden çift çizgi olarak nasıl çizileceğini görmeniz çok yakındır. Bu vatan bizimdir bizim kalacaktır. Kerkük elbette Türk kalacaktır.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017