1989 yerel seçimlerinde dönemin iktidar partisi ANAP'ın güçlü adayı ve İBB Başkanı Bedrettin Dalan sürpriz bir şekilde SHP adayı Dr. Nurettin Sözen'e yenildi.
Bu gelişme sol adına çok önemsenerek iktidar müjdesi gibi pazarlansa da Nurettin Sözen çöp toplama, şehre su verme ve ulaşım gibi son derece iptidai belediyecilik hizmetlerini dahi yapamadı. İstanbul'da çöp kokuları Haliç kokularına karışırken Ergün Göknel'in İSKİ Skandalı yaşanan bu inanılmaz başarısızlıklara tuz biber ekti. Bütün bu olumsuzluklara karşın İstanbul halkı ise burnundan soluyordu.
Sol partiler 1994 yerel seçimlerinde İstanbul Belediyesi için 3 aday gösterdi.
SHP adayı Zülfü Livaneli %20,3
DSP adayı Necdet Özkan %12,3
CHP adayı Ertuğrul Günay %1.4 oy aldı.
Sol partilerin İstanbul'daki toplam oy oranı yüzde 34 oranına ulaşıyordu ulaşmasına ama akıllarına birleşerek seçimlere tek adayla gitmek gelmeyince Refah Partisi adayı Erdoğan, sadece %25.19 ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu.
Bir başka ifade ile İstanbulluların %75'inin istemediği Erdoğan koltuğa oturdu.
Solcuların bu hatası Erdoğan efsanesini doğurdu.
Tarihler 2002'yi gösterdiğinde siyasi yasaklı olan ve muhtar bile olamayacağı yargı tarafından ilan edilen Erdoğan, bu sefer de CHP Genel Başkanı Baykal'ın onay vermesi sonucu siyasi yasağı kaldırıldı. Erdoğan, 2003 Mart'ında Siirt seçim sonuçları iptal edilince Siirt'ten milletvekili seçilerek Başbakan olabildi.
2014 yılında yapılan Cumhurbaşkanı seçimlerinde Kılıçdaroğlu hiç miting yapmayarak bir kampanya dönemini bozuk para gibi harcayan Ekmelettin İhsanoğlu'nu aday gösterdi.
"Ekmek için Ekmelettin" gibi son derece iddiasız ve anlamsız bir sloganla yola çıkıldı.
İhsanoğlu bir siyasetçi olmadığı için Erdoğan, çok kolaylıkla ve hiç zorlanmadan bu seçimi de aldı.
İhsanoğlu'nun kampanyasını AKP'li rakip bir reklam ajansı ve ekibi yapsaydı ancak bu kadar kötü bir slogan ve bir siyasi süreç yönetilebilirdi.
2018 yılı da halen tartışılan birçok dedikoduya sahne oldu.
Kılıçdaroğlu'nun Muharrem İnce'yi takdim ederken ve podyuma çıkartırken "Gel Muharrem!" diyerek çağırması ile başlayan, İnce'nin de seçim akşamının ilk saatlerinde "Adam Kazandı" sözleri Erdoğan'ı bir 5 yıl daha çok kolay bir zafer şeklinde iktidar yaptı.
Muharrem İnce, seçimden sonra teşkilatın yeteri kadar çalışmamasından yakınmıştı. CHP teşkilatı da İnce'nin daha sandık müşahitleri çalışırken "Adam kazandı" açıklamasının yanlışlığını öne sürerek başarısızlığın faturasını İnce'ye kestiler.
2023 yılına gelindiği zaman hukuken tartışılan en önemli mesele Erdoğan'ın 3. defa aday olup olamayacağı konusuydu.
BTP lideri Hüseyin Baş bu konuyu çok önemsiyor ve Erdoğan'ın kesinlikle 3. defa aday olamayacağını anayasal çerçevede ispatlıyordu.
Kemal Kılıçdaroğlu yaptığı ilk açıklamada Erdoğan'ı aday olarak görmek istediğini ve onu sandıkta devirmek istediğini ısrarla altını çizerek Erdoğan'a adaylık vizesi vermiş oldu.
Diğer taraftan Altılı Masa'nın uzun bir süre aday belirleyememesi, "Kazanacak Aday" polemiği, parlamenter sisteme geçiş vaadi, yetki paylaşımı gibi konularda çok vakit kaybedilmesi ve ana gündemi geri plana atması muhalefete çok zaman kaybettirdi.
Altılı Masa içerisindeki partilerde görülen uyumsuzluk ve dengesizlik bu siyasi sürecin yürütülmesini oldukça zorlaştırdı.
"Kazanacak Aday" sloganı ile ortaya çıkan 6'lı masa özellikle Meral Akşener'in Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı çıkması ve buna tepki olarak masadan kalkması daha sonra kendisine yapılan telkinlerden sonra tekrar masaya oturması muhalefete çok kan kaybettirdi.
2023 Milletvekili seçimlerinde kesinleşen sonuçlara göre masanın 4 partisinin %1 bile oy alamadığı halde CHP listelerinden 38 milletvekili çıkarması bir siyaset skandalı olarak iyice gün yüzüne çıktı.
Deva, Gelecek, Saadet ve Demokrat partilerine 38 milletvekili verilmesine rağmen BTP lideri Hüseyin Baş, Memleket Partisi lideri Muharrem İnce ve Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ bütün girişimlere rağmen Saadet, Deva ve Gelecek partilerinin vetoları bahane edilerek ittifaka dahil edilmedi. Altılı masa ısrarla sabit tutuldu. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tur oylamasına günler kala daha önce görüşmediği Ümit Özdağ'la her gün toplantı yapmak zorunda kaldı.
Masada yer alan partiler özellikle eski AK partili ve Milli Görüşçü adayları ile dikkat çekti.
Seçimin ilk turunda muhalefetin yeteri kadar müşahit ve sandık görevlisi bulunduramadığı çok net bir şekilde ortaya çıktı.
Sonuç olarak diyebiliriz ki Erdoğan'ın iktidarda kalması yukarıdaki örneklerde de anlaşıldığı gibi kendi başarısından ve projesinden ziyade ana muhalefet partisinin inanılmaz hataları sonucu ortaya çıkmıştır.
Ana muhalefet partisi görevini yapamadığı için Erdoğan devamlı seçimleri kazanmakta ve istediği sistemi ve düzeni de yandaşlarıyla beraber doya doya yaşamaktadır.
"Haydi Erdoğan! Bir Daha" dememek için muhalefetin değişmesi lazım.
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024