Tarım ve Orman Bakanlığı koranavirüs dolayısıyla, Bitkisel Üretimin Geliştirilmesi Programı başlatarak 21 ildeki çiftçilerimize, tohumların % 75'ini hibe edeceğini açıkladı. Ve devamla "Endişeniz olmasın, üretmeye devam edin, gerekirse ürününüzü biz alırız" diyerek noktayı koydu.
Evet sevgili okurlar tabire bakar mısınız; gerekirse ürününüzü biz alırız! Devlette olmaması gereken korkak ve ürkek bir tavır… Koskoca Türk devleti tüm ürünlerinize alım garantisi demiyor ve diyemiyor. Elbette diyemez çünkü kasa tamtakır, para yok. Kimin parasını kime verecek! Prof. Dr. Haydar Baş bey'i dinleselerdi "Milli Ekonomi Modeli'ni devreye koysalardı; göğüslerini gere gere ürün alım garantisi diyebilirlerdi. Bunların da ötesinde önemli girdi maddeleri olan mazot, tohum, gübre, elektrik ve sulama bedava veya en azından maliyetinde diyebilirlerdi.
Maalesef şu an Haydar Baş bey'e sırt dönmemizin, O'nu dinlemememizin ağır faturasını ödüyoruz. Milli Ekonomi Modeli'ni uyguladığımızda, ülkede başta para problemi olmak üzere hiçbir problem olmazdı. Başta BRICS ülkeleri olmak üzere dünyanın uyguladığı modele sırt dönerek garibanlığa ve dilenciliğe kapak attık. Şu ana dek bu millete hak ettiği hakkını vermeyen devletimizde yastık altına ve milletin kumbarasına dadandı. Cep telefonlarına 10 TL yardım mesajları ve IBAN…
Oysa Haydar Baş bey'in vaaz ettiği şekliyle "tüketmek en büyük kaynaktır." Tüketicinin, milletin cebine para koyup piyasaları emme basma tulumba gibi çalıştırdığınızda; devlet para vererek, harcatarak bu işten müthiş kâr ederek para kazanmakta ve sürekli bir büyüme sağlanmakta…
Aşağıda sosyal medyaya yansıyan çiftçi serzenişlerini bulacaksınız. Bu çiftçi isyanları çözüm ve çareye dönene dek devam edecek…
* * *
Hilmi Genç: Sayın bakanım devlet çiftçiye sahip çıkmıyor, koskoca ülke 4 büyük yem patronunun elinde. Bir torba yem 90 TL olmuş.
Ferhat Köse: Günah keçisi hep çiftçi. Çiftçi ailesinin hepsi çalışır ve bir çok ürün üretir ama hiç kıymeti olmaz ve emeğinin karşılığı değerinde para kazanamaz. Fakat en düşük aylık alan memur çiftçiden fazla para alır, çiftçi kadar da yorulmaz ve ailesi de rahat tüketici durumundadır. Aç kalınca da çiftçiye üretin diyorlar, çünkü çiftçi onların kölesi…
Necati Erbaş: Sayın Bakan üzüm hasat döneminde 11 TL'ye satılan üzümü destekliyoruz diye 10 TL tavan fiyat olarak açıkladınız. Üzüm 10 TL altına satılmayacak dediniz, devletin garantisinde demiştiniz. Geçen ay 9 TL'ye vadeli satıncaya kadar akla karayı seçtik. Sayın bakanım, zararımız hat safhada. Rica ederim bize "siz yetiştirin biz alırız" demeyiniz. Biz bundan korkar olduk.
Metin Yılmaz: Kooperatif adı altında Amerikan şirketlerini başımıza getirmeye çalışmayın.
Nejdet Paksoy: Bizim de sizden ricamız; yem, gübre, hububat, süt ve et fiyatlarını siz belirleyin ki fırsatçılara kalmasın meydan.
Yunus Yalçın: Köylerde kırsalda üretim yapacak genç kalmadı. Üreticilerin yaş ortalaması 60-70 arası. Devletimiz için herkes elinden geleni yapar ama yanlış politika yüzünden herkes aç kalacak bir gün. Gençler tarıma teşvik edilmeli. Bir iki yıl en azından yemden, gübreden, mazottan KDV almayın da insanlar biraz heves etsin. Bu gidişle Türkiye 5 yıl sonra dışarıya muhtaç hale gelecek.
Şükrü İnce: Sayın Bakanım, Tarım Kredi 37 bin liraya 16 bin lira faiz artı 5 bin 200 lira sigorta parası alırsa nasıl olacak bu iş.
Ercan Özcan: 50 kilo üre gübresi 120 TL olmuş, bir çuval yem 90 TL olmuş, gel de hayvancılık yap.
Mustafa Kılıç: Kooperatifte 30 bin liralık borca 17 bin lira faiz, ayrıca da 13 bin lira da avukat parası eklemişler. Bunun ne dinle, ne vicdan, ne ahlakla bir izahı olabilir.
Şevki Kurtulan: İki hafta içerisinde yeme iki kere zam geldi. Böyle devam ederse evin yolunu bulamayacağız.
Hüseyin Tosun: Çiftçiye de mazotu süper yatlara verdiğiniz fiyattan verseniz süt almanıza gerek kalmaz.
Sofi Değirmenci: 95 liradan aldım yemi. Bundan sonra almak istemiyorum. Hayvanları kesip kurtulacağım bu işten.
Durmuş Orakçı: Devlet bünyesinde hemen süt tozu üretim tesisi kurulmalı. Elde edilen süt tozları ya buzağı maması olarak kullanılmak üzere piyasaya ucuz olarak sunulmalı ya da muhtaç ülkelere hibe edilmeli.
Mehmet Şen: Sayın Bakanım, Tarım Krediler aracılığı ile yem fiyatlarına müdahale etmelisiniz. Sn. Bakanım bu ülkeye ithalat yapmayın, eskisi gibi çiftçi ürünlerini yine devlet ofislerine versin. Lütfen eski sisteme dönün artık.
Mustafa Bozkoyun: Bütün hesaplar blokeli ve borçlarını borçla ödemekteyiz. Mazot, gübre pahalı, çiftçileri koruyan bir kooperatif, oda ya da dernek yok.
Uğur Sarıkaya: Biz üretmeye devam edeceğiz çünkü biz vatan ve toprak aşığıyız. Gübre işine bir el atsanız çok iyi olur.
Bülent Ceylan: Derhal sahaya inin ve üreticilerin gerçek isteklerine kulak verin sayın Bakanım. Sulama sıkıntısı çeken arazilere ve hayvancılık sektörüne ciddi destekler vermeniz gerekiyor.
Özal Tuna: Betonun yenmeyip petrolün içilmeyeceğini geç de olsa anlamak güzel. En stratejik silah gıdadır. İthalle sürdürebilirlik sağlanamaz. Köyler boşaldı, şehirler doldu da taşıyor. Şimdi de siz üretin biz alalım diyorsunuz.
Yasin Gök: Ürününü almanız önemli değil, çiftçi ürününü yetiştirene kadar destek olun yeter. Su parası, mazot parası, gübre parası ve en önemlisi de elektrik parası… DSİ desteklere bloke koymuş, bunu kaldırın yeter.
Ümit Gümüş: Memleketin en verimli toprakları Küçük Menderes ve Büyük Menderes havzasında, bunlara destek yok öyle mi? Sayın Bakan, çiftçinin derdinden çiftçi anlar. İnsanları kutuplaştırıyorsunuz, keşke ülke genelinde bir uygulama olsaydı veya hiç yapmasaydınız.
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025