İstenileni, istenildiği şekilde yaşatmıyor hayat. Bir şeyler hep yarım kalıyor inadına, sen çok istedikçe. Kısa metrajlı bir film gibi? Göz açıp kapayıncaya dek son buluyor her şey. Bitsin istemiyorsun? Ama müdahale şansın da yok.Çalıyor hep dünya senden. Döndükçe tüm hırsıyla, hırsızlığıyla... İsyanların, geçmiyor isyandan öteye. Kaldığınla kalıyorsun. Pişmanlıklar sarıyor yüreğini, inceden inceye. Mahkûmsun, yaşamın katı müeyyidelerine. Figüransın, senaristliğini kaderin üstlendiği filmde. Rolünü oynuyor, yazılanla yetiniyorsun sadece. Bizim yazımız da bu galiba? Sonumuz da sevdamız gibi hazin? Çıkmadın, içimdesin her daim. Yorulmadım hayalinle yaşamaktan. Geçiyor gözümün önünden, onca zaman yaşadıklarımız. Her halin sevimli, her halin bir şekerleme? Nezaketin, letafetin zihnimde yer edinmiş kare kare. Nasıl dayanırım bilmem, sen yanımda yokken hasretine. Dile kolay, tam sekiz ay? Gün kadranım halâ cumartesi? Saat 17:20 ve ? Eyvah! Yitip gidişimiz de aynı zamanda zuhur ediyor, yeni bir hayata başladığımız bugünün saatinde. Peki ama değişen ne, her şey aynıyken? Nedir bizi birbirimizden eden; ben sen iken, sen ben iken?Neden ayrılıyoruz ki kavuşmuşken, bu kadar yakınlaşmışken?Sanıyor musun ki unuturum, böylesine sevmişken?
Bilal Temur / diğer yazıları
- Yaşayan âşıklar mezarlığı / 23.06.2010
- Hayat / 16.06.2010
- Muhacir gönül / 09.06.2010
- Sensiz? / 04.12.2009
- Hayat / 16.06.2010
- Muhacir gönül / 09.06.2010
- Sensiz? / 04.12.2009