Hastalığın iyi tarafları

İnsanlar hastalandıkları zaman ölmüyorlar ancak ecelleri geldiğinde, vadeleri dolduğunda göçüyorlar ötelere. Bu nedenle hastalıktan korkmamalı aksine hastalıkları günahlarımızın kefaretine saymalı ve Rabbimizi bilmeye, tanımaya bir sebep olarak yormalı. Hatta insan hasta olduğu için sevinmeli, kaale alındığını düşünerek. Şimdi bu satırlardan sonra sizlere hastalıktan, hastalardan ve hastaneden ne gibi ibretler almamız gerektiğini, beterin beteri olduğunu anlatmayı düşünmüyorum. Size vermek istediğim ana mesaj hastalandığınıza sevinin ve inşallah alacağınız mükafatları düşünün ve bu ayrıcalığı yarattığı için Allah'a hamd edin, hamd edelim. Şifa aramayı da ihmal etmeyelim.Bu aralık günü Bornova'da bu kadar güzel bir hava beklemiyordum. Yağmurlu günlerin ardından güneşli güzel bir gündeyiz. Güneşin beynimizde çökkünlüğe neden olan biyokimyasalları azalttığını düşünüyorum. Bazı evlerin bahçelerinde kasım patları açmış, moralimizi düzgün tutmak için bir çok neden var. Zaten insan Allah'ı (c.c.), Resulullah'ı (s.a.a.) andığında, bir gün bir zindan mesabesindeki dünyadan kurtulacağını ve yepyeni bir hayatla dirileceğini hatırladığında kalbi çok değişik hislerle doluyor. Bir "çıkış" var.Öte yandan insan eğer iyi kulların arasına girebildiyse bir bakıma cennete de girmiş oluyor, bu manadaki ayet-i kerimeyi hatırlarsınız. İyi insan olmak öyle güzel ve zor bir şeydir ki… Bunları iyi insan olduğum için söylemiyorum sadece hayal ediyorum ve fikir yürütüyorum. Bu arada aklıma bir söz geliyor; "Merhametten maraz doğar." Merhamet akılla birlikte olursa ondan maraz doğması olasılığı düşer. Kısacası her derdin bir devası olmalı çünkü Allah (c.c.) bizleri hep üzülelim diye yaratmış olamaz herhalde. Mutlu olmanın biraz da akıl işi olduğunu, tecrübelerden sonra ulaştığımız çıkarımların hayatımıza bir yön vermede çok önemli olduğunu da düşünüyorum.